İkinci Yarı 1.BÖLÜM
21.BÖLÜM
SerzenişYazar'dan
Acı neydi? Acı bazen kâğıt kesiği bazen bir canın kaybedilişiydi. İnsan canı tatlıydı bir kere, acır acır dururdu. Bazen küçücük kesiğe oturup saatlerce ağlardı insan, ağladığı o kesik değildi belki de başka acıları vardı da söylemezdi ondandır o ağlamaların sebebi yakar yıkar ama susar. Acıların en büyüğüde susmaktır bazen; konuşmamak, söylememek içine atıp kendini ateşlere bırakmaktır...
Hastane koridorları yıkılıyordu, Kandoğan'lar acıyla başa çıkmaya çalışıyor başarısız oluyordu. Herkese haber gitse de Aslan Kandoğan kalabalığın lüzumu yok demiş kimseyi istememişti Ayça Kandoğan o sırada evladı bildiği iki cana yanmakla meşguldü. Kızılgörel ailesi ise yine kızlarını umursamamış kendi canları için güvenli evlerinden çıkmamıştı. Kadir çaresizce oturmuş karşısında ki duvarı izliyor içten içe kendini yiyip bitiriyordu nasıl kurtaracaktı kardeşini bu durumdan? Ne yapacaktı ki? Nasıl yapacaktı? Küsmüştü kardeşi ona, affettirmemişti kendini ya giderse? Küs mü ayrılacaklardı?
Hastanenin bir köşesinde ise Ömer Arkan endişeyle sedyede yatan karısının başında bekliyordu, genç kadın olanları duyduğunda fenalaşmış düşük tehlikesi olan hamileliğini düşünememişti ama küçük Arkan hayata o kadar sıkı tutunuyordu ki bırakmıyordu ailesini.
Pars çok büyük bir yara almamıştı, araba iki kere çarpmış ilk çarpmada boynuna derin bir kesik almıştı ikinci çarpmada ise kırılan ön camın birkaç parçası vücuduna girmiş kan kaybetmesine sebep olmuştu. İlk çıkan o olsa da bekleyen yüreklere su serpememişti Alçin'den haber yoktu.
Pars'tan
Binlerce yükü taşıyormuşçasına açılmayan gözlerimi zorlayarak açtım. Neredeydim ben? Ne olmuştu bana? Alçin neredeydi? Niye yanımda yoktu? İyi miydi? Ya...yaşıyor muydu?
Yerimden doğrulmaya çalıştığım anda vücuduma sarılan kollara baktım "Oğlum iyi misin? Bir dur Allahın aşkına!" Babamı hiç dinlemeden yattığım yerde oturur vaziyete geldim "Alçin nerede?" Boynumda ki boyunlukla zorlanıyordum ama boynum çok fena ağrıyordu "Pars" Dedi annem sıkıntıyla, bir şey olmuştu! Alçin iyi değildi hissediyordum ama bana söylemiyorlardı "Ne oldu? Alçin iyi değil mi? İyidir o iyidir, iyi değil mi anne bir şey söyle!" İkiside başını eğmiş bakışlarını benden çekmişti "Bilmiyoruz oğlum, doktorun dediğine göre yarasından dolayı çok kan kaybetmiş birde dumana maruz kalınca ciğerleri dayanamamış buraya geldiklerinde neredeyse nefes almıyormuş kafasına sert bir darbe de alınca işte hâlâ müdahale ediyorlar"
Yer sallandı sanki, bir zelzele koptu yıkıldı her taraf ben de altında kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİRAETH
Teen FictionAşkın en sadık en tesadüf hali... İhanete uğradığı gece kendini bir anda tanımadığı ancak bir o kadarda tanıdığı insanların olduğu düğünde bulan genç kız ve her ne kadar istemesede gizli saklı yaşadığı hayatının içine o kızı dahil eden adamın hika...