4.BÖLÜM
Saç Uçlarında HayatPars'tan
Kafede oturmuş annemin gelmesini bekliyordum bugünü beraber geçirecektik ve kahvaltı olmazsa olmazımızdı. Dün gece uğradığım saldırı bir şeylerin tekrar başladığının habercisiydi ama bu sefer kendi yaramı kendim sarmamıştım güzeller güzeli bir veteriner sarmıştı evet Alçin fazla güzeldi bir yerde ilgileri üstüne çekmeyi başarıyordu ve bu benim içerlerde saklı kıskanç halimi tetikliyordu.
Annemi gördüğüm anda ayağa kalktım tam ona doğru ilerleyecekken arkasından koşarak içeri giren köpek kalbim de bir yerlere ağrı saplanmasını sağlamıştı hemen yere eğilip Çiko'nun kafasını okşadım "Anne nerede oğlum?" Beni çekiştirmeye başladığında ona direnmedim annem bana bakıyordu "Anneciğim çok özür dilerim bugünü iptal etmek zorundayız sanırım Alçin'e bir şey oldu" Dedim, korkuyla elini kalbine götürdü "Ay oğlum ne özürü git kıza bak durduğun kabahat!"
Hızla Çiko'nun peşinden çıktım ve beni götürmesine izin verdim sahile indiğimizde kimse yoktu Çiko deli gibi etrafı kokluyor bir şey arıyordu. Telefonum çalınca yabancı bir numaradan arandığımı fark ettim.
"-Buyrun?"
"-Pars oğlum, ben Duran Kızılgörel Alçin'e ulaşamıyorum senin yanında mı?"
"-Hayır efendim benim yanımda değil"
"-Nerede bu kız Pars?"
"-Bilmiyorum efendim, şu anda onu arıyorum"
"-Ne demen bilmiyorum Pars! Hemen kızımı buluyorsun madem sevgilisisin yıllarca koruyup kolladığım her şeyden ve herkesten uzak tuttuğum kızımı hiç düşünmeden kameraların önüne sunuyorsun o zaman gidip onu sapa sağlam buluyorsun tek bir saç teline zarar gelmiş olursa önce bunu yapanları sonra seni kurşuna dizerim! Anladın mı beni?!"
"-Anladım efendim hiç merak etmeyin ben sevdiğim kadının tek bir kirpiğine zarar gelse yapanları bulur onları yaşatmam emin olabilirsiniz ve konu sevdiklerim olunca ne denli hassas olduğumu en iyi siz biliyorsunuz"
"-Umarım evlat umarım sana olan güvenimi boşa çıkarmazsın"
"-Hiç şüpheniz olmasın şimdi kızınızı bulacağım ve bunu yapanlara hesabını soracağım"Telefon kapandığında gerçekten korkmuştum ya bir şey olduysa? Hiç vakit kaybetmeden Ömer'i aradım çok uzun sürmeden yanıma gelmişti "Ne var it herif bir rahat vermiyorsun!" Dedi yeni uyanmıştı "Kes zevzekliği Ömer!" Gerginliğimi anlamış gibi yanıma yaklaştı "Alçin kayıp! Hemen çevredeki kamera kayıtlarına baktırıyorsun onu bulamazsak önce seni sonra kendimi öldürürüm duydun mu!" Bir şey demeden yanımdan ayrıldı böyle boş boş duracak değildim bende ona katıldım.
Tam o noktayı çeken bir kamera bulmuştuk Allahın belası Serkan Karant dün gece beni öldürmeye çalışması yetmezmiş gibi kızın üstüne on beş kişi salmıştı. Yere düştüğü andan sonra sinirlerimi kontrol edemez hale gelmiştim hele de benim dokunmaya kıyamadığım o saçları çeken adam artık son damlamdı kimse alamazdı ellerimden onları, ben Alçin'i o kaldırımda ağlarken beğenmiştim üç ay boyunca uzaktan uzaktan izlemiş dün gecede onu izlerken Serkan'ın itleri tarafından vurulmuştum sabah kayıtlarda gördüğüm gibi Alçin'i hedef almışlardı beni nasıl çileden çıkartacaklarını iyi biliyorlardı ama yanlıştı yaşamak için yapmamaları lazımdı beni zaaflarımla vurmak aklın işi değildi ben ölmezdim öldürürdüm ve bunu ne pahasına olursa olsun yapardım.
"Ömer sen karının yanına dön kardeşim" Yeni evliydi dahası onun boyunu aşardı "Saçmalama lan o adamların ortasına seni tek gönderecek göz var mı ben de bak bakayım" Bu çocuk gerçekten sinir bozucuydu "Oğlum bas git! Sana bir şey olsa Çiğdem'den önce teyzem beni çiğ çiğ yer git ayağımın altından ezmeyeyim seni" Bir şey demeden arabaya bindiğinde dahada zorlamadım götüne mermi yesinde aklı başına gelsin şerefsizin.
Ömer silahları kontrol ederken ben yarınım yokmuşçasına gaza basıyordum Alçin'i kurtaracaktım ona zarar vermelerine izin veremezdim şuan ne haldeydi Allah bilirdi ona bunu yapanların cezası gittiğimde ne halde olduğuna bağlıydı. Ben daha bakmaya doyamazken onların zarar vermesi yıllar sonra tekrar kendimi kaybetmemi sağlıyordu kaybeden hiç olmamıştım yine olmayacaktım bu sefer kazandığım kızıl kadın olacaktı.
Depo benzeri yere vardığımızda silahımı alıp indim Ömer susturuculu silahıyla önüne geleni vuruyordu dışarısı tamamen temizlendiğinde deponun kapağını açtım işte oradaydı, ağlıyordu hemde öyle ağlıyordu ki alnından akan kan yanağına gelmiş göz yaşı onu bile temizlemişti.
"Vay vay! Pars Kandoğan buralara gelir miymiş helede böyle basit bir sürpüntü için" Serkan'ın ağzını yaya yaya konuşmasıyla gerilen damarlarım onun sonunu belirliyordu.
"Ağzını topla şerefsiz! Sizin gücünüz anca bana yeter değil mi ama dua et ellerim bağlı yoksa ben sana yapacağımı biliyorum! İnim inim inleteceğim seni haysiyetsiz!"
Alçin sinirden çırpınırken Serkan'ın önüne geçtim "Ulan dallama senin işin benimle kıza niye zarar veriyorsun" Dedim "Seni buraya getirmenin en kolay yolu buydu bir kere" Rahatlıkla söylediği şeyler sinirlerimi iyice hoplatıyordu Ömer herkesi indirmiş yanıma gelmişti "Ee anası bozuk insan pardon yenge küfür etmek zorundayım duymamaya çalış. Şimdi ne yarrak yiyeceksin kaldın bir başına"
Ömer'in küfürleri benim bile yüzümü ekşitiyordu ağzı fazla bozuktu bu at ağızlının.
Serkan kaçmaya çalıştığı anda topuğuna sıktım Alçin korkuyordu. "Nereye Serkan'ım daha yeni geldik" depoda yankılanan hıçkırıklarla Alçin'e döndüm onu Ömer halledebilirdi şu an Alçin daha önemliydi.Hızla yanına gidip ellerini çözdüm serbest kalan kollarını boynuma sarıp ağlamaya başladığında kucakladım ve arabaya yürümeye başladım arka tarafa onunla beraber bindim kucağımdan inmiyordu aksine dahada sarılıyordu.
"İyi misin? Çok zarar verdiler mi sana" Kafasını gömdüğü göğüsümden kaldırdı ve yüzüme baktı "Gelmeseydin yapacaklardı ben direnince kafama vurdular onun dışında bir şey yapmadılar" Dedi dudaklarını büzüyordu ve bu görüntü çok güzeldi "Ödeşmiş olduk" Dedi gülümserken "Yesinler seni" dedim kendimi kaybederek "Ne" Gülümsemesi şaşkın bir hal aldığında kendimi düzelttim "Bir şey demedim" Dilim gerçekten kemiğini kaybetmişti galiba benden izinsiz konuşuyordu.
Ömer arabaya bindiğinde haraket etmeye başladık "İyisin değil mi yenge?" Dikiz aynasından ikimizi incelediğinin farkındaydım ancak sesimi çıkartmadım. "İyiyim teşekkür ederim" Alçin kafasını omzuma yaslamış karşı camdan dışarıyı izliyordu, iyi olmadığı belliydi çok korkmuştu. "İyi iyi o zaman bu hafta sonu aile yemeğine gelebileceksin" Ne yemeğiydi bu ben niye bilmiyordum?
"Ne yemeği Ömer nereden çıktı şimdi?" Dedim kaşlarımı çatarak. "Kuzen senin haberin yok mu dedemin 113. yaş günü için bütün aile toplanıyoruz ee sen düğüne yengeyle geldin yemeğe getirmen gerek". Birde bu vardı değil mi? Dedem beni çok severdi Alçin gelmezse sorun yaratırlardı "Gelirim tabii" dedi Ömer'de bu oyunu bilmiyordu ki şak diye sorunca kız tabi kabul edecekti.Sessizlik sürerken koltuğun cebinden çıkardığım ıslak mendil ile yavaşça yarasını temizlemeye başladım Allahtan o kadar büyük bir yara değildi yara bandı yapıştırdım kaldırdığı kafasını tekrar göğüsüme yasladı ve gözlerini kapattı ağlaması dinmişti.
Evinin önüne geldiğimizde inmeden önce aniden bana döndü burun buruna gelmiştik yutkunduğumu duyacak kadar yakınımdaydı. Hemen kendisini toparlayıp geri çekilde ve kızaran yüzünü gizlemeye çalışarak konuştu "Çiko nerede?" Ne durumda olursa olsun çocuğu gibi gördüğü köpeği hep aklındaydı. "Evde seni bekliyor o olmasa şu an olacakları düşünmek bile istemiyorum " dedim sonlara doğru sesim kısılmıştı gerçekten Çiko olmasaydı daha beteri olabilirdi Serkan'ın hayal gücü fazla genişti ve Alçin ona karşı koyamazdı.
Teşekkür edip arabadan indi üstümden yük kalkmış gibi hissediyordum "Ömer birkaç koruma ayarla ben hep buralardayım ama olurda burada olamazsam gözetim altında olsun Serkan sadece uyarıydı daha yeni başlıyoruz" dedim sıkıntıyla "Ya kuzen senin beyin hücrelerini sikeyim! Kız bu yaşına kadar hayalet gibi yaşıyordu sen niye benim düğünüm için milletin karşısına çıkardın onu? Ben o kadar önemli bir insan değilim ki! Söyleseydin bana ben alınmazdın şimdi kızın hayatı tehlikede yemin ederim ülkeye döndüğün anda sorun yaratmaya başladın siktir git geldiğin yere" Dedi tek nefeste, evet çok konuşuyordu ve ben yakında ses tellerini elime almak istiyordum.
•••
Instagram; wattpad_eyluleYayınlanma tarihi: 11/02/2023
Düzenleme tarihi: 27/06/2023
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİRAETH
Teen FictionAşkın en sadık en tesadüf hali... İhanete uğradığı gece kendini bir anda tanımadığı ancak bir o kadarda tanıdığı insanların olduğu düğünde bulan genç kız ve her ne kadar istemesede gizli saklı yaşadığı hayatının içine o kızı dahil eden adamın hika...