36

35 3 0
                                    


36.BÖLÜM
Gerçeklerin Sırrı

27/10/2023, Beyoğlu
Alçin Kandoğan

Elim karnımda olan biteni düşünürken öylece dışarıyı izliyordum. Yağmur yağıyordu, kış erken gelmiş gibiydi. Geçen kış daha yeni evlenmişken şimdi karnımda çocuğumla beraberdim. Evin taranmasının üzerinden yaklaşık bir buçuk ay geçmişti ve diğerlerinin anlattıklarına göre Pars o evden hiç çıkmamıştı. Kendime işkence etmemek adına o videoyu bir daha izlememiştim, iyiydim galiba.

"Alçin!" Efe'nin sesiyle daldığım düşüncelerden sıyrılarak ona döndüm "Bak ben ne buldum!" Dedi elindeki yemyeşil erikleri uzatarak. Gözlerim heyecanla büyürken elinden kapmış bir tane ağzıma atacakken durup aklıma geleni sordum "Nereden buldun bunu? Organik değil mi?" Anında kafasını sallayıp yanıma oturdu "Sen dün gece canım çekti dedin ya ben Karaca teyzeye sormuştum. Buzluğa atmış, hemen çıkardım buzu çözülünce getirdim" Sevinçle elimdekini ağzıma attım, dün gece aşırı aşermeden bayılacaktım az daha. Efe sağolsun ne aşersem hemen buluyordu, diğerleri de aynı şekilde ama onlar işten fırsat bulupta eve gelemiyordu.

Karaca teyze anneciğim, Çağıl amcayı yalnız bırakmamak için arada bir uğruyor elini üstümüzden çekmiyordu. Benim yanımda ise sürekli olarak Efe kalıyordu onun dışında Çiğdem ve Meryem her sabah erkenden gelip gece geç bir saatte evlerine gidiyordu. Efe'den mütevellit Giray'da sürekli misafirlerimden biriydi onu evin içinde pek göremiyordum çünkü gece geç geliyor sabah gün doğmadan gidiyordu. Duyduğuma göre benim hamileliğimle başımıza dert açmak isteyenler çoğalmıştı,
Kandoğan'ların olası veliahtına göz dikenler vardı. Anıl, Kadir ve Giray onlarla uğraşırken Ömer hem şirket hem de diğerlerine katılmak zorunda kalıyor epeyce yoruluyordu.

Eriklerimi yerken tamamladığım çizimi Efe'ye sundum "Nasıl olmuş!" Bir süre inceledikten sonra yüzü aydınlandı ve kalemi alıp bir şeyler çizmeye başladı. Beraber kaldığımız bu süre zarfında Efe'nin ne kadar iyi bir çizer olduğunu öğrenmiş bulunmaktaydım. Son zamanlarda çizdiklerimi ona sunuyor eklemek istediklerini eklemsine müsaade ediyordum. "Bak Alçin kuş, bu model senin çizdiğin" Dedi ardından elini kendi çizdiği mini boya uzattı "Bu da yavru kuş için" Bebeğime bu lakabı takmıştı ve grubumuz içinde böyle bir nam salmıştı.

Bu sıralar enerjim yerindeydi, Çiğdem'in aksine ilk aylarım aşırı güzel gidiyordu. Ara sıra bulantılarım olsa dahi öyle zorlayan bir durum olmuyordu, yemek konusunda iştahım açılmıştı kilo alamasam da yediğim yemek banada bebeğime de yetiyordu. Telefonumdan açtığım şarkının oynak melodisi etrafı donattığında Efe'yle sallana sallana oynamaya başladık. Bu durumlara alışmıştık bebeğimin varlığından habersizken deli gibi tepindiğim zamanlar olmuştu, doktoruma danışmayı ihmal etmemiştim tabii.
'Bir şey mi oldu, neden değiştin?
Terk ettin beni
Cilveli gözler boş bakar oldu
Kahrettin beni
Kimde ne duydun, kimlere uydun?
Nasıl inandın
Elleri boşver, bende yalan yok
Seninim, seninim, seninim ya'

Ayağa kalkmadan göğüslerimi sallayarak Efe'ye doğru eğildim o da aynısını bana yapıyordu.
'Lafı mı olur, dar ağcına vur beni
Sözü mü olur, yedi düvele sor beni
Yetti canıma, yeter ki anla, sevdalardayım
Lafı mı olur, dar ağcına vur beni
Sözü mü olur, yedi düvele sor beni
Yetti canıma, yeter ki anla, sevdalardayım'

Gülüşlerimizi bölen içeriden gelen ses olduğunda Efe kim olduğunun farkına varamadan beni arkasına almış silahını karşıya doğrultmuştu. "O silahı götüne monte ederim Efe!" Ömer, Çiğdem'i arkasına almış Efe'nin tuttuğu silahın önünde duruyordu. Bir şey olmamış gibi Çiğdem'le birbirlerimize sarıldığımızda sallanmayı ihmal etmemiştik.

HİRAETHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin