10.BÖLÜM
Bana Karşı Ne Hissediyorsun"Kar erken yağacak!" Bu sabah kahvaltıda konuştuğumuz mükemmel konu karın ne zaman yağacağıydı. "Ya kış yeni geldi bir sakin" Dedim çayımı yudumlarken hiç iştahım yoktu "Bir şey yemedin?" Dedi Pars dikkatle beni inceliyordu "Sevgilim, tam iki haftadır dediğim gibi akşam çok yiyoruz sabah kahvaltı yapamıyorum" Dedim elini tutarak. Sandalyemi hiç zorlanmadan tek eliyle çektiğinde kendimi onun hemen dibinde bulmuştum "Sevgilim diyen dillerini yerim" Kulağıma mırıldandığında sertçe yutkundum
Sevgilim mi demiştim ben? İstemsizce çıkmıştı ağzımdan Çiğdem ve Ömer'le takıla takıla banada bulaşmıştı."Ne zaman düğün yapacağız çok sıkıldım ben" Dedi Çiğdem karnıyla oynarken "Bak çocuk büyüyecek elbiselere sığamayacağım onu istiyorsunuz değil mi?!" Ağlamaklı sesi beni iyice şaşırtmıştı gerçekten çok duygusaldı ve ben artık bayılacak kıvama gelmiştim.
İki haftadır burada kalıyordum ve bu ikisi habire geliyordu "Çiğdem..." Dedim sabır istercesine "Kuzum sen daha üç aylık hamilesin karnının büyümesi için bir üç aya daha ihtiyaç var" Pars dikkatle beni dinliyordu "Sen nereden biliyorsun bunları?" Şaşkınlıkla ona döndüm "Ne demeye çalışıyorsun? Açık açık söyle" Diye terslediğimde kaşları havalanmıştı "Bir şey demeye çalışmıyorum sadece sordum. Gelsene benimle" Dedi koluma dokunarak, ayaklandım ve peşinden bahçeye çıktım.
"Senin regl dönemin geldi değil mi?" O öyle mi sorulur be adam? Yanaklarım alev alıyordu adeta, kafamı salladım yüzüne bakamıyordum şu an ilk defa biri bunu soruyordu. "Nerden anladın sen bunu? Maşallah ilk görüşte anlayacak kadar tecrübelisin herhalde" Diye çıkıştım gülümsemesi sinirlerimi iyice bozuyordu "Gülme!" Kafasını eğdi ve iki yana salladı "Bu dişli halin çok hoşuma gitti leydim" Belimden tuttuğu gibi kendine çekmişti bedenimi. "Cevap alamadım Pars" Dedim dişlerimin arasından "Sen kolay kolay gerilmezsin beni de terslemezsin ama sabahtan beri yargı dağıtıyorsun adeta" Eli belimi okşarken rahatlıyordum bu zamanlarda en çok belime vuruyordu bu ağrılar.
"Kuzen!" Dedi Ömer çığıra çığıra aynı tonlamada bağırmaya devam ederken yanımıza geliyordu "İlkinde duyabiliyorum at ağızlı herif! Beynimi siktin" Pars anında bana döndü "Duyma sen bunları leydim, demedim say" Gülümsedim ve geri çekildim "Çocukumun cinsiyetini öğreneceğiz! Ay ay valla çocuk, bebek, velet, bebe demekten gına gelmişti" Ömer heyecanla döktürürken bu heyecanı yüzümde sırıtış yaratmıştı ve benden Pars'a da geçmişti "Sana söylemeyeceğim sevgilim hatta ben de bilmeyeceğim" Hepimiz Çiğdem'e döndüğümüzde aheste aheste yanımıza geliyordu "İlk Alçin öğrenecek sonra parti vereceğim ve biz de dahil herkes o zaman öğrenecek" Ben mi? E ben heyecandan söylerdim ki. "Çiğdem emin misin? Bak yanlışlıkla söylersem falan" Gülümseyerek ellerimi tuttu ve karnına götürdü "Olsun söyle ne olacak sanki parti yapmaya engel değil" Gerçekten yerinde duramayan bir insandı. Bana saçma geliyordu böyle parti işleri falan
Acaba bir kaç ay sonra ben ne yapacaktım? Çiğdem gibi her şeye parti mi düzenleyecektim? Ağrılarım olunca Pars'ı mı azarlayacaktım? Peki nasıl doğuracaktım?
Ebeveynlik korkularım yerine bunlar ele geçirmişti artık beni ve açıkcası biraz geriliyordum doğumda hayatta bıçak altına yatmazdım ki normal doğumdan yana biri olarak sezaryen benim için tercih bile değildi.
"Neyse ben her türlü öğrenirim" Dedi Pars imalı bir şekilde bana bakarak. Ömer hemen mızmızlanmaya başlamıştı "Ama ya! Ben bebemin cinsiyetini bu it heriften sonra mı öğreneceğim? Haksızlık! Yengem her türlü söyler buna" Pars'ın kahkahası bütün bahçeyi sarmıştı ellerini karnımın üstüne koyup çenesini omzuma dayadığında göğüsünü sırtımda hissediyordum. "Ne sandın at ağızlı? Tabi ki söyleyecek bana. Kocasıyım ben onun" Çiğdem söylenmeye başlamıştı "Kocasıymış! Ben düğün görmeden kocası falan değilsin" Dedi ve beni yanına çekti elbette Pars'a gücü yetmezdi ama Pars benim canımı yakmamak için buna müsaade etmişti. "Düğüne kadar yanaşmanı engelliyorum! Kız evi naz evi derler" Ömer şaşkınlıka karısına bakıyordu "İyide güzelim biz erkek tarafıyız?" Çiğdem öldürecek gibi bakıyordu Ömer'e "Kes sesini Ömer! Başımı ağrıtıyorsun" Kolumdan tutup peşinden sürüklemeye başladığında onu durdurmadım hamilelik gerçekten yaramamıştı buna.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİRAETH
Teen FictionAşkın en sadık en tesadüf hali... İhanete uğradığı gece kendini bir anda tanımadığı ancak bir o kadarda tanıdığı insanların olduğu düğünde bulan genç kız ve her ne kadar istemesede gizli saklı yaşadığı hayatının içine o kızı dahil eden adamın hika...