7.BÖLÜM
Kalbe Dayanan NamluBazen farklı dünyalar birleşebilir derdi annem, onlar birleşince dünya değişir ya yaşanması güç hale gelirmiş ya da daha önce görünmemiş bir güzellikle kaplanırmış. Küçükken kapalı odalarımda dinlemeyi ne çok severdim annemi...
Merak ederdim benim farklı dünyam kim olurdu? Bu yaşıma kadar beklemiştim aslında içimde küçükte olsa bir umutla beklemiştim inancım günden güne kırılsada kalbimin hâlâ ufacık bir kenarında beklettiğim duygularım vardı. Çok bekledim ama buldum benim farklı dünyam Pars'tı, onunlayken eski maraton hayatım bir anda değişmiş hareketlenmişti ama ona güveniyordum ben Pars Kandoğan'a canımı emanet edecek kadar güveniyordum!
Elimde ki limonlu soda şişesini havaya kaldırıp rakı gecesinde ki hallerini taklit ediyordum onları her türlü azarlamıştım ve büyük L koltukta üçü de küskünce oturuyordu. "Şu an elinde ki şişeyi havaya kaldırıyor yemin edebilirim ama ispatlayamam" Pars hırsla ona döndü "Görüyorsun değil mi at ağızlı herif! İlgilenelim diye bizimle oynuyorsun" Ömer sesin geldiği yöne döndü ve gülümsedi "Ah kuş beyinli kuzenim benim! Hani ben baba olacağımı öğrendim ya saatler önce heh canım benim niye bu kadar sakin oturuyorum sence!" Onlar didişirken limonlu sodamdan büyük bir yudum aldım anında yüzüm buruşmuştu.
"İnanmıyorum!" Pars ve Ömer hemen Çiğdem'e dönmüştü "Karıcığım ne oldu bana da söyle!" Çiğdem hiç onu dinlemeden Pars'a dönmüştü "Ulan hayta sen bu kızı nereden nasıl buldun? Nasıl bu kadar temiz kalmayı başarmış bu kız!" Ömer sabırsızca kıpırdandı "Ya merak ediyorum söylesenize!" Çiğdem kocasının ellerini tuttu ve konuşmaya devam etti "Alçin az önce limonlu sodadan büyük bir yudum alıp yüzünü buruşturdu! Kızım sen alkol alsan ne yapacaksın?" Bu soruyu direkt bana bakarak kurduğu için oturduğum tekli koltukta dikleştim "Sanırım alkol alsam ölürüm dayanmaz bu bünye" Dedim gülerek önceden lise zamanlarında içmişliğim vardı ve sarhoş olamadığımı fark ettiğim için dahada içmemeye karar vermiştim ancak bunu bilmelerine pekte gerek yoktu. Çiğdem ve Ömer'de benim gülüşüme katılırken Pars'ın kaşları çatılmıştı "İstesen de ölemezsin çünkü buna müsade etmem" Dediğinde Çiko bile ona dönmüştü. "Ay soğuk nevale! Kız istediğini yapar sen niye karışıyorsun bak ben karımla her şeyi yapıyorum" Ömer çok konuşuyordu ve görmemesi hepimiz için tehlikeliydi artık iki kat daha fazla konuşuyordu "O yüzden ölümden döndünüz ya! Allahım neden o? Beni kör etseydin ya güzel Rabbim" Pars sözünü bitirdiğinde arkamda ki yastığı ona fırlatmamı beklemiyor olacak ki kafasına çarpmıştı Çiğdem gülerken Ömer onun koluna yapışmış ne olduğunu soruyordu.
Ömer ve Çiğdem odalarına girmek için ayaklandıklarında Ömer'in ayağının yanından geçen Çiko onu resmen korkudan tavana çıkartmıştı "Yok arkadaş alışamayacağım bu köpeğe!" Pars gülümseyip ona döndü "Oğluma köpek deme at ağızlı! Duyguları inciniyor onun adı Çiko" Çiğdem ve ben yerlere yatarak gülerken Ömer homurdanıyordu "Alçin yengem olmasa senden çıkacak tek şey köpek olurdu ya zaten!" Onlar odalarına çıktığında yine sessizlik çökmüştü beni içine çeken düşünceler baş göstermeye başlamıştı bile.
"Leydim nedir bu stresinizin sebebi? Konuştuğumuzu sanıyordum" Şaşkınca önümde dizlerinin üstünde duran adama baktım "Sen nereden anladın?" Gülümsedi ve ellerini dizlerime yasladı "Korktuğunda veya streslendiğinde alyansın ile oynuyorsun sen fark etmesende ben hemen fark ederim ve bu beni bazen korkutuyor onu çıkaracaksın diye korkuyorum" Durdu ardından dizlerime koydu dirseklerini elini yanağına yaslayıp konuşmaya devam etti.
"Bizim ailede bu yüzükler çok önemlidir o yüzden herkese verilmez . Farklı bir inanışı vardır bunun mesela dedeme dedesinden geçmiş bu yüzükler ona da kendi dedesinden öyle bir işleyişi var. Bunları özel kılan şey çok farklı, çiftlerden biri yüzüğü çıkarırsa ölüyor çok saçma değil mi? Ama babaannem dedeme sinirlenip yüzüğünü çıkardıktan sadece yarım saat sonra hiçbir şeyi yokken öylece kalp krizi geçirdi dedemin dedesi eşiyle kavga edip yüzüğünü cebine koyduktan on dakika sonra araba çarpmış ondan önceki nesillerde de böyle hikayeler var. Bir nevi lanet gibi" Duyduklarım sadece tesadüf olabilirdi ama bir yanım inanıyordu da "Yanlış anlamadıysam kavga edip çıkarmadıkça pek bir sorun olmuyor değil mi?" Sorumla önce kafasını salladı "Evet ama çıkartmamız bile aramızın açılmasını sağlar o yüzden bırak kalsın, ne olursa olsun kalsın"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİRAETH
Teen FictionAşkın en sadık en tesadüf hali... İhanete uğradığı gece kendini bir anda tanımadığı ancak bir o kadarda tanıdığı insanların olduğu düğünde bulan genç kız ve her ne kadar istemesede gizli saklı yaşadığı hayatının içine o kızı dahil eden adamın hika...