35

31 2 0
                                    

35.BÖLÜM
Yeniden Başlayan Hayatlar


Ellerimin arasında titreyen teste baktım. Hayatımın en can alıcı sahnesiydi, bunun olmasını bu kadar isterken böyle olması sevincimin bir kısmını uçuruyordu.

Hamileydim.

Anne olacaktım, karnımda bir can taşıyordum. Heyecandan titreyen ellerimi lacivert eşofmanıma sürttüm. Yüksek sesle çalan kapıyla irkilip oturduğum klozetin üzerinden kalktım "Alçin! Ne çıktı söylesene çatlatacak mısın insanı!?" Burnumu çekip kapıyı açtım, altı aylık hamile eltime baktım "Çiğdem" Dedim yutkunarak, gözlerim büyüyen karnına takıldı "Yoksa Nazlı'ma kardeş mi geliyor?" Dedi neşeli bir sesle, arkasında yığılmış aileme baktım ve bir anda hepsinin dona kalmasını sağlayan şeyi söyledim "Geliyor valla!" Biz Çiğdem'le sarılmış ağlaşırken diğerleri deli gibi bağırıyor oldukları yerde zıplıyorlardı.

Kadir ve Anıl beni ortalarına aldığında ikisi de saçlarımdan öpmüştü "Kurban seni verene!" Dedi Anıl büyük bir coşkuyla ardından Giray'ın ablukası altına alındım yanaklarımdan öpüp dizlerinin üzerine çöktüğünde şaşkınlıkla nutkumun tutulduğunu hissettim "Dayın ölsün yoluna!" Dedi karnımdan öperek ardından Efe'yle göz göze gelmiş sarılmıştık "O çocuk benim haberin olsun, alacağım onu" Dedi kulağıma doğru. Meryem'in ağladığını görünce sıkıca sarıldım onada.

Pars olsun istedim yanımda, şimdi burada olsun o da sarılsın öpsün beni istedim. Keşke bunlar yaşanmasaydı diye iç geçirmekten başka bir şey gelmiyordu elimden.

"Hadi hastaneye!" Dedi Meryem heyecanla. Saatin kaç olduğunu umursamadan topluca hastaneye gittik, gecenin bu saattinde doktor olmayacağından acilde genel bir kontrol yaptırmıştık. Doktora aklımdaki birkaç soruyu sormayı ihmal etmemiştim, doğum günü gecemde hamile kalmıştım neredeyse bir aylıktı ve ben bu süreçte kendime hiç iyi bakmamıştım. On gündür sakinleştirici alıyordum, beslenmeme dikkat etmiyordum, kendime bakmıyordum. Yarın sabaha doktor randevum vardı, çocuğumla tam anlamıyla tanışacağım andı. Yanımda kimseyi istemiyordum, Pars yoksa başkasının olmasının pek bir anlamıda yoktu.

Eve vardığımızda hepimizin yüzünden okunan heyecanla salonda toplandık. Kadir, benim ve Çiğdem'in ayaklarının altına puf getirdikten sonra rastgele bir yere oturdu. "Pars'a söyleyecek misin?" Dedi Giray sıkıntılı bir sesle tam cevap verecekken Anıl lafa atladı " O değil ben söyleyeceğim. Sorduğunda ise onlar hakkında hiçbir bilgiyi, gelişmeyi bilmeyecek. Yeminim var sürüm sürüm süründüreceğim onu!" Bu kadar kinci olmasına şaşkınlıkla bakarken Meryem ellerini birbirine vurarak ayağa kalktı "Hadi bakalım ailemizin hamile kontenjanı, uyku vakti!" Biz gülerken Çiğdem'in kalkmasına yardım edenlere bakarak iç geçirdim. Allah izin verirse bir beş aya ben de onun gibi olacaktım.

Odama geçtiğimde camı kapatıp üzerime rahat bir pijama takımı giydim, yanıma kıyafet almadığım için Karmen Kandoğan koleksiyonundan giyiniyordum.

Yatağa uzandığımda elimi karnıma koydum sanki evladımı hissedercesine bir gülümseme oluştu yüzümde. "Anneciğim, hoş geldin bebeğim. Öyle bir anda geldin ki, tam düştüğümde tutunacak dal oldun bana." Gözümden akan yaşlar bu sefer mutluluktan akıyordu. "Sana söz veriyorum bir tanem, benim gibi olmayacaksın. Sana zarar gelmesine izin vermeyeceğim, seni de kaybetmeyeceğim." Kıkırdarken gözlerimi sildim "Hiçbir zaman, hiçbir koşulda yalnız kalmayacaksın anneciğim." Kendimi daha fazla üzmeden gözlerimi kapattım, kendimi günler sonrasında huzurlu ve mutlu bir uykuya bıraktım.

HİRAETHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin