34

29 2 0
                                    

34

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

34.BÖLÜM
Kapanmadan Açılan Yaralar

08/09/2023 Gecesi
Alçin Kandoğan Evi Terk Ettikten Sonra Pars Kandoğn ve Alçin Kandoğan'ın Evinde Geride Kalanlar/Yazardan

  Aldığı darbeleri umursamadı Pars, iki eski askerden sayısız yumruk yemesine rağmen sesi çıkmamış gözleri kapıya sabitli kalmıştı. Çok değil birkaç dakika önce o kapıdan çıkıp gitmişti sevdiği. Yalan söyleyemezdi ona, bilmiyordu, yapmadım dese ve aklı tam anlamıyla yerine geldiğinde yaptığını hatırlasa vicdan azabıyla kavrulurdu.

"Kadir, Giray. Yeter abi hadi" Dedi Anıl içinde körüklenen kor ateşleri dizginlerken onun aksine Giray ve Kadir'in siniri hiç durulmuyor değdiği yeri yıkıp yakıyordu. Herkes bir köşeye çekildiğinde Efe ve Meryem Pars'a yardımcı olmuş koltuğa oturmasını sağlamıştı.

"Şimdi" Dedi Anıl yine sakinliğini koruyarak. "Neden yaptın bunu? Şimdi kimse yanlış anlamasın bu tas kafanın iyice anlaması için örneklendirme yapacağım." Dedi ve eliyle yan yana oturan çifti gösterdi "Giray yapsaydı yine aynı tepkiyi alırdı ama daha anlaşılır olurdu çünkü onlar sevgili, ben yapsaydım-ki asla yapmam- ağzıma sıçmanız için direnirdim fakat o benim nişanlım yani aramızda o kadar da resmi bir şey yok. Peki sen Kandoğan? Kendi soyadını taşıyan, hayatının kadını, karını nasıl aldattın?" Pars sızlayan kemiklerine rağmen konuşmaya başladı "Ne içtim bilmiyorum, o anda ne düşündüm onu da bilmiyorum. Ama hatırlamıyorum o anları, o yüzden net bir cevap vermedim olurda gerçekten böyle bir bok yemişsem yalancı durumuna düşmek istemedim" Anıl birden ayağa kalkıp saçlarını geriye attığında Meryem'de onun arkasından ayaklanmıştı "Şeytan diyor gel burada öldür şunu ama yok! Seni öldürmeyeceğim Kandoğan, seni süründüreceğim hemde nasıl biliyor musun? Seni Alçin'sizlikle sınayacağım, nerede ne yapıyor bilemeyeceksin, delireceksin ve ben kılımı bile kıpırdatmayacağım"  Ve bu son sözlerin ardından beş kişi aynı kalbi kırılan o kadın gibi sessiz sedasız çıkıp gitti o evden.

Çiko geldi yavaşça babası saydığı adamın dizinin dibine. "Oğlum, affetme beni! Sakın affetme" Dedi Pars geri çekilirken. Gözlerinden sicim sicim akan gözyaşlarıyla hıçkırıklara boğuldu, canı yanıyordu ama bu fiziksel bir acı değildi kadının gidişi acıtmıştı canını. 'Peki' demesi oturmuştu yüreğine.

Bir kere yaralandığı yerden yine yaralamıştı biriciğini. Alçin'i affetse, kendini affedemezdi Pars. Tuzlu gözyaşları yaktı yüzündeki yaraları ama bu acı hiç geliyordu orman misali yanan ciğerlerinin yanında.

Yine Aynı Gece
Evden Çıktıktan Sonra Alçin Kandoğan
/Yazardan

  Yağmurlar yağmıştı, gözlerinden akan yaşlara karışmıştı Alçin'in. Bulanık gördüğü yolda dikkatli gitmeye çalışsada daha fazla böyle gidemeyeceğini anladığında sağa çekti ve derin bir nefes almak için camını açtı. "Nasıl yaparsın Pars" Dedi bir kez daha kendi kendine. Boş yolda sesi sessizliğe karışıp gidiyordu.

HİRAETHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin