29.BÖLÜM
Anıların Kanayan Yarası'İçimizde bir hain var...'
Aklımda dönüp dolaşan kelimelerle gözlerim daldı. Pars'ın kaskatı kesilmiş bedeni daha da gerilmeme sebep oluyordu. "Sana bunu düşündüren ne?" Dedi Meryem kaşlarını çatarak. Anıl oturuşunu düzeltip boğazını temizledi "Alçin'in konumu hepimize geldi değil mi? Ama hepimiz otoparka gittik. Neden?" Bir süre yine sessizlik oldu "Çünkü bize gelen konum orayı gösteriyordu" Giray'ın düşünceli sesiyle diğerleri kafasını salladı. "Pars ve ben kamerasına bağlanmaya çalıştık ama başaramadık. Gelen mesajda ap açık bizi yanlış yönlendireceğinden ve biz bulana kadar çok geç olacağından bahsetmiş" Vücudumdan tekrar bir titreme geçti, bunu fark eden Pars kollarını dahada sıkı sardı.
"Yani?" Efe hâlâ anlamamış gibi hepimize bakıyordu. "Sistemi kurduğumuzu bizden başkası bilmiyordu. İçimizden birinin bunu yapacağını düşünmüyorum evde çalışanlardan veya korumalardan biri olabilir. Bizden biri olamaz çünkü bu sistemi ben kurdum ve nasıl çalıştığını bir tek ben biliyorum ama ne hikmetse karşımızdaki bu gavatlar sisteme sızmayı başarmış." Herkes birbirine baktı, hepimiz göz göze geldik.
Doğruydu, yanımızda olana bile güvenemezdik
Biri içimize kadar sızmıştı.
Biz zaten karşı hamle yapamazken aldığımız önlemler de boşa çıkıyordu.Kenan dahil olmak üzere hepimiz toparlanıp eve döndük. Kendimi hâlâ oldukça pis hissediyordum, hepsini aşağıda bırakıp odaya çıktım. Pars arkamdan geliyordu ama ona dönebilecek kadar gücüm kalmamıştı, hem bedensel hem ruhsal olarak çökmüş gibi hissediyordum.
"Alçin'im?" Odaya girdiğimizde derin nefes alarak kocama baktım. "Pars..." Dedim mırıldanarak, bir elini belime atıp diğer elini yanağıma çıkardı "Ben pislendim mi?" Yumuşak bakışları anında sertleşirken belimdeki eliyle bedenlerimizi birleştirdi "Hayır biriciğim. Benim tertemiz, ay yüzlümsün hâlâ" Gözyaşlarım akmaya başladığında sıkıca boynuna sarıldım.
İkimiz beraber duşa girdiğimizde uzun sayılacak rahatlatıcı bir duş almıştık. Ben hiçbir şey yapmıyordum, Pars beni bir bebek misali yıkamış, giydirmiş, saçlarımı kurutup örmüştü. Yatağın içine girip kocamın geniş ve rahat göğüsüne sokuldum. Elleri saçlarımda gezerken derin nefes aldım "Bir daha asla, bir santim dahi olsa yanımdan ayrılmana müsade etmeyeceğim." Yüzümü iyice göğüsüne gömüp burnumu çektim.
Oyun oynuyorduk. Ahsen kendi odasından gizlice çıkmış yanıma gelmişti. 'Ablacığım ben odama gitmek istemiyorum' Benimkine benzeyen kızıl saçlarını sevdim 'Annemler eve henüz gelmedi, saatte geç oldu. Bu gece gelmeyecek gibiler istersen senin odanda yatalım?' Heyecanla kafasını sallayıp elimden çekiştirmeye başladı. Beraber bodrum kattan yani benim odamdan çıkıp Ahsen'in en üst kattaki odasına girdik, turuncunun hüküm sürdüğü oda temiz kokuyordu bu temizlik kardeşimin saflığından geliyordu.
Uykunun en çok bastırdığı andı, belki de hayatım boyunca düzgün ve soluksuz uyuyabildiğim son geceydi.
Sarsılmayla gözlerimi açtım biri ağzımı ve gözlerimi bağlamıştı elim anında kardeşime uzandı ama yoktu. Bağırmaya çalıştım, kaçmaya, kurtulmaya çalıştım ama başaramadım.
Bir arabaya bindirildim ancak hâlâ Ahsen'i hissedemiyordum, korumaların şimdiye kadar nasıl harekete geçmediğini anlayamamıştım. Bazı mırıltılar işitiyordum ama gözlerimi bağladıkları kumaş kulaklarıma baskı yapıyor işitme duyumu saf dışı bırakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİRAETH
Genç KurguAşkın en sadık en tesadüf hali... İhanete uğradığı gece kendini bir anda tanımadığı ancak bir o kadarda tanıdığı insanların olduğu düğünde bulan genç kız ve her ne kadar istemesede gizli saklı yaşadığı hayatının içine o kızı dahil eden adamın hika...