37

38 2 0
                                    

37.BÖLÜM
Aile Olmak

01/11/2023

  Evin içindeki gürültüyle kafamı yastıktan kaldırmaya çalıştım "Yarabbim sen bana sabır ver!" Dedim doğrulurken, öğlen uykumdan uyandırılmak pek hoşuma giden bir şey değildi. Hamileliğimin tek kötü yanı bu aşırı uyku haliydi sanırım, uyudukça uyuyasım geliyordu.

Daha gözümü açamadığım için dikkatlice aşağı inerken esnemekten ağzım yırtılacak gibi olmuştu "Ay az daha gidiyordu çenem" Dedim kendi kendime, normalde merdivene ulaşana kadar on farklı kişi görmem gerekirken kimsenin olmaması bir tık gerilmeme sebep olsa da pek umursamadan basamakları inmeye devam ettim, uykum vardı beni uyandıran o sesin kaynağını bulduğum anda kesinlikle yok edecektim.

Salonda kimseyi göremediğim için mutfağa yönelecekken holde gördüğüm kalabalıkla kaşlarım çatıldı 'ayı oynamıyordur herhalde' diye geçirdim içimden. Yaklaştığımı ilk fark eden kocam olmuştu bana dönmüş ve elini belime atarak bedenimi bedenine yaslamıştı "Uyandırdığımız için özür dilerim leydim" Tekrar esnerken kafamı 'sorun yok' dercesine salladım.

Önüme döndüğümde ağzım açık kalmış, karşımdaki manzaraya baka kalmıştım. Kadir yerde boylu boyunca yatıyordu ve belden aşağısında üstüne devrilmiş bir şifoniyer, evet evet hatta o ayakkabıları koyduğumuzdan olandan vardı. "Emin ol bunun nasıl olduğunu sormaya korkuyorum" Dedi fısıltıyla yanıma yanaşan Meryem. Ağzımı kapatıp geri çekildim "Ne duruyorsunuz kaldırsanıza şunu" Dedim diğerlerine bakarken ama onlar hiç oralı değildi, Efe ve Giray kol kola girmiş öylece yerdeki arkadaşlarını izlerken Anıl tırnaklarıyla oynuyordu Ömer ise Çiğdem'in beline sarılmış şişkin karınıyla oynuyordu şaka maka iki ay sonra doğacaktı Nazlı kızımız.

"Alçin! Bacım Allah aşkına söyle kocana kaldırsın! Geleceğim tehlikede şu an" Acı içinde kıvranması içimi acıtırken Pars'a döndüm "Hiç öyle bakma ömrüm, kendi kaşındı" Böyle dediğine göre Kadir kesinlikle bir bok yemişti o yüzden çokta üstünde durmadan onları orada bırakıp salona geçtim tabi peşimden Efe, Meryem ve Çiğdem'de gelmişti.

"Ay eve iki bebek gelecek neşemiz yerine gelecek valla" Meryem'in heyecanlı sesiyle gülümseyip karnımdaki elimi hareket ettirdim "Tabi tabi, her köşede ağlayan, geceleri bizi uyutmayan, üstümüze kusan, işeyen bebekler" Efe'nin hınzırca söyledikleri yüzünden içimi bir korku kaplasa da ondan gelecek her şeye razıydım.

Çok sürmeden Kadir'de dahil olmak üzere diğerleri de aramıza katıldığında oturmuş sohbet ediyorduk. Her gün beraber olmamıza rağmen konuşacak bu kadar konu bulmamıza şaşırmadan edemiyordum açıkcası.

Efe lavaboya gitmek için aramızdan ayrıldığı anda Giray dikkatleri kendine çekerek konuşmaya başladı. "Üç gün sonra Efe'min doğum günü, sahilde hep beraber kutlarız diye düşündüm. Bir şeyler içeriz" Ardından Çiğdem ve bana bakarak devam etti "Yani biz içeriz bazılarımız meyve suyuyla devam eder" Göz devirip kolunun altında oturduğum adama daha çok yaslandım. Dudakları saçlarıma ufak ufak öpücükler bırakıyordu, gözlerim rahatlamayla kapanırken dahada rahatlatıcı bir şey yaparak hafif belirginleşmiş karnımı okşamaya başlamıştı.

Bebeğim biraz hızlı büyüyordu, o yüzden daha iki buçuk aylık olmasına rağmen hafif bir ayva göbeğim vardı. Ben hipnoz olmuşçasına karnıma bakarken konuşma dönmeye devam ediyordu "Tamam o zaman, sahilde pasta ve içeceklerle bir şeyler yaparız" Çiğdem ve Meryem'in aynı anda yırtınırcasına bağırmasıyla irkilerek onlara döndüm bu hareketim Pars'ın üstümdeki elini koruyucu bir tavırla bastırmasına sebep olmuştu. "Ne hediye alacağız!?" Onların bağırmasıyla Giray işaret parmağını dudağına bastırarak sessiz olmalarını temkinledikten sonra Kadir lafa atlamıştı. "Ne heyecanlı varlıklarsınız siz ya, sizinle sürpriz de yapılmaz" Ve sözü biter bitmez ensesine sağlı sollu tokat yemişti, biri Ömer Arkan biri Anıl Kayıkçı tarafından gelmişti.

HİRAETHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin