9

141 9 0
                                    


9.BÖLÜM
Eldeki Kan

Ömer artık normale dönmüştü ve benim burada ki işim bitmişti. Eşyalarımı çantaya yerleştirmeye devam ettiğim sırada bundan memnun olmayan üç kişiden biri başımda oturuyordu.

"Ya Pars şöyle bakıp durma nereye gidiyorum sanki evime gideceğim, oradan da annemlere uğrayacağım" Kaşlarının çatıklığından hiçbir şey kaybetmiyordu yanına oturdum ve elini tuttum işte şimdi havalanmıştı o kaşlar "Gitmesen kalsan hep solumda"  Dedi mırıldanırcasına bir dudak büzmediği kalmıştı ama bu halleri bana fazla tatlı geliyordu.
Gitmesen demişti ama sen gitme der gibiydi herkes gitsin sen kal, sen de onlar gibi gitme. Bırakma beni der gibiydi.

Küçükken ailesinin onu nasıl terk ettiğini gördü şimdi bu adam giden herkesi nasıl geri dönecek sanardı...

Beraber aşağı indiğimizde Çiko Ömer'in oturduğu pardon kendine yastıklardan bir kutu yapmış korunduğunu sandığı koltuğun önünde oturuyordu "Ya git köpek! Isıracak mısın ne bakıyorsun öyle" Pars yanında ki su şişesini aldığı gibi Ömer'in başına atmıştı eh isabet konusunda kötü de olamadığından amacına ulaşmıştı "Oğlumla düzgün konuş at ağızlı!" Ömer bana melul melul bakarken kıkırdayıp Çiğdem'in yanına gittim.

"Yürüyen hormonum asma suratını hep geleceğim" Burnunu çektiğinde artık sinirlerim bozulmuştu "Ya bir yere gitmiyorum! Evime gideceğim evime, çalışıyorum ben. Zaten evlenince hep beraber olacağız sanki Fizan'a gidiyorum suratlara bak bayılacağım şimdi!"  Onlar homurdanırken Çiko Pars'ın bacaklarına dolanıyordu "Annen seni de götürüyor oğlum yoksa biliyorsun baba oğul neler yapacaktık"  Çiko gerçekten anlıyormuş gibi bakıyordu bu hayvan beni öldürecekti.

  Çiğdem'in ağlamaları eşliğinde evden çıktığımda kendimi kötü hissetmiştim arabada yönüm Pars'a döndük yaslanmış yolu izliyordum "Çido hamileliği biraz duygularla yaşıyor biliyorsun ki onun yüzünden sıkma güzelim canını, üzülme" Dedi Pars "Hepimiz sana çok alıştık beraber vakit geçirince de bırakasımız gelmedi" Diye ekledi adem elması ağır ağır yukarı çıkıp indiğinde ben de yutkunma ihtiyacı hissetmiştim. "Ben de size çok alıştım ama sorumluluklarım var ne zamandır veterinere gitmiyorum Doğuş ve Merve nereye kadar idare edecek sanki?" Derin bir nefes alıp kafasını salladı "Haklısın senin olduğun yer düzene giriyor aynı benim gecelerim gibi"  Öylece baka kalmıştım ki evimin önünde durmuştuk kemerimi açmış inecekken kolumdan tutulmasıyla geniş göğüsünde bulmuştum kendimi.

Kafamın üstünde çenesini hissedebiliyordum elleri ise belimde yerini almış parmaklarıyla okşuyordu. "Dikkatli ol tamam mı? Benim işlerim var ararsan açamaya bilirim" Kafamı salladım ve geri çekildim "Sen de dikkatli ol" Dedim ve saatime baktım "Bir iki saate annemlere geçerim" Kafasını usulca salladı "Eve geçerken haber ver" İndim ve çantamı aldım kapıyı açtığımda Çiko atlamış peşime takılmıştı içeri girdiğimizde Pars'ın arabası adeta bağırarak gitmişti.

Evi havalandırıp temizliğe başladım bir hafta gelmesem mahvoluyordu ortalık hele de benim gibi toz alerjiniz varsa hiç çekilecek çile değildi.
"Çiko! Koşmasana oğlum yeni sildim orayı pati izlerin çıkıyor!" Her şey yerli yerindeydi yorgunlukla koltuğa bıraktım kendimi tam iki saattir şarkı eşliğinde durmadan temizlik yapmıştım telefonumun titremesiyle kafamı kaldırdım.

Gönderen;
Pars
Artık mola ver leydim, müziğin sesinide kıs başın ağrıyacak.

Gülümsedim ve camdan dışarı baktım kimse yoktu koltukta ki telefon tekrar titrediğinde hızla elime aldım

Gönderen;
Pars
Bakma boşuna orada değilim camları kapat hava soğudu. Ne zaman gideceksin annenlere?"

Gönderen;
Alçin
Duş almam lazım sonra çıkacağım sen ne yapacaksın?

HİRAETHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin