28

49 5 0
                                    

28.BÖLÜM
Köhne Talih

Ömer ve Çiğdem'in gidişinin üzerinden sadece iki gün geçmişti. Onlar gittikten sonra Meryem gelmiş bir süre Anıl'ın yanında kalmak istediğini söylemişti, buna karşı çıkacak değildim evde bir dünya kalacak yer vardı ve ben kalabalık seven bir insandım. Anıl'ın şu andaki psikolojik durumunu göz önünde bulundurduğumuzda ise bunun ona iyi geleceği aşikardı, başka ülkelerden arkadaşlarıyla çalıştığını yemek sırasında söylemişti. Bu meseleyi adeta kişisel savaşı olarak belirlemiş bunu kazanmak adına çırpınıp duruyordu, birçok bilişimci, asker, işinin ehli insanla diyaloğa girmiş şu kısacık iki günde bile bir hayli ilerleme kaydetmişti. Bizi korumak için elinden geleni yapıyor kameralardan ayrılmıyordu.

İşte şu anda bu sorunundan kurtulduğunu beyan etmişti ve hepimizi şaşırtmıştı. "Bakın kameralara yaptığım ayarla sizin veya etrafınızdaki herhangi bir kişinin, şeyin tehlikede olduğunu algıladığı anda telefonlarınıza, saatlerinize bildirim göndermesini sağladım aynı zamanda evdeki sistem alarma geçiyor ve kaçırılma gibi bir durumda kameralar kapatılsa bile kendiliğinden çalışır duruma tekrar gelecek şekilde ayarladım." Yüzündeki heyecana bakıp gülümsedim, Pars'ın avcumdaki elini sıkıp ona döndüm böyle insanlarla arkadaş hatta aile olduğumuz için oldukça şanslıydık. "Telefonlarınız ise şarjı bitip kapansa veyahut bilerek kapatılsa hepimize bildirim gelecek şekilde ayarlandı. Eşler birbirlerinin telefonuna bağlanabilirken Kadir'in telefonuna sadece ben bağlanabiliyorum. Hiçbir kişisel veriniz tehlike altında değil yani sakin olabilirsiniz." Hiçbirimizin sesi çıkmıyordu pür dikkat onu dinliyorduk. "Evin etrafı ve arabalarda ise yine aynı güvenlik sistemleri kurulu, bu göt lalelerinin ne yapacağı belli olmadığından arabalarda bomba konması ihtimaline karşı imha ediciler var yani bir sistem konulduğu anda devre dışı bırakılıyor." Derin bir nefes aldım gerçekten üst düzey korumaya geçiyorduk. "Evin etrafında ayak izi algılayıcılar konulacak, ayakkabıya rağmen ayak izini görebileceğimiz bir sistem oluşturduk ve bunun Rusya'dan gelmesini bekliyorum geldiğinde kurumuna başlayacağız. Bunun dışında biz hariç kimsenin parmak iziyle açılmayan kapılara sahibiz artık, kapının önünde ve arazinin bir çoğunda nöbetçiler var. Bahçede ağaçların sık olduğu bölgede her ihtimale karşı bir sığınak düzenledik o da fazlaca korunaklı." Bütün bunları ekibiyle beraber kurması beni şaşırtıyordu "Bu adamın beyni zehir gibi!" Kadir'in şaşkınlık dolu bağırışıyla kafamı salladım, haklıydı. "Daha bir çok projem ama bunları şimdi anlatıp akılınızı iyice karıştırmayacağım tek diyeceğim yapay zekayı sonuna kadar kullanacağım" Giray'ın alkışlamasıyla ona katıldım hepimiz bu zeka karşısında eğiliyorduk. "Zeki sevgilim benim" Meryem'in öpücüğüyle yüzünde güller açan Anıl'ı görünce bir kez daha aşkın her durumda kalbi ısıttığını anladım.

  Anıl ve Meryem odalarına çekilmiş yeni projeler üstüne kafa yormaya gitmişti, ben Pars'ın göğüsüne sinmiş otururken Kadir ve Giray film seçmeye çalışıyordu. "Alçin kuşum bir bakar mısın?" Efe'nin mutfaktan seslenmesiyle ayaklandım.

"Efendim" Dedim içeri girerken, yüzünde bir gülümseme eli belinde bana bakıyordu. "Gel kız beraber hazırlayalım" Onun bu halleri her zaman yüzümde bir gülümseme oluşturuyordu. "Ay geldim geldim!" Ben mısır patlatırken o atıştırmalıkları hazırlıyordu "Alçin kuşum ya, keşke normal bir zamanda tanışsaydık. Giray ve ben evlenmeyi düşünüyoruz" Şaşkınlıkla ona döndüğümde yüzünde hülyalı bir gülümseme olduğunu fark etmiştim. "İspanya'ya gidip orada evlenmek, yaşamak istiyoruz" Heyecanla el çırptım "Ya bu çok güzel bir haber!" Aklıma gelenle yüzüm düştü "Bizim olaylar yüzünden sizin bu işi ertelemeniz kabul edilir gibi değil! Özür dilerim" Yüzünün düşmesiyle dahada mahcup hissetmiştim "Alçin kuşum affedersin ama salak mısın?" Bir anda beni kolları arasına almasıyla afallamıştım "Şu anda önemli olan bizim evlenmemiz değil, sizin iyi olmanız. Hem Kadir ve Çiğdem'e söyleme ama baş nedimem sen olacaksın" Kıkırdayıp geri çekildim "Şeref duyarım!" Güle eğlene atıştırmalıkları hazırlayıp salona döndük "Mısırı baştan mı hasat ettiniz?" Kadir'in iğneleyeci sesiyle yüzümü buruşturdum, gıcık işte.

HİRAETHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin