13 Nisan 2020
Asaf söylenilenlerden sonra ayağa fırlayınca kendisine şaşırarak baktım. Poyraz, ağzının içinden bir küfür savurdu. Destan, koltuğa kendini geri atarken Cemre'nin elinde ki ajandayı da almıştı. Gözlerini hızla satırlar üzerinde gezdiriyordu. Cemre ise yüzüme bakabilen tek kişiydi.
Yıllardır üzerinde uzmanlaşma şansı bulduğum boş bir bakışla karşıladım onu. Bomboş. Ne hissedeceğimi yine bilmiyordum. Korkum, muazzam boyutlara ulaşmıştı. Ben acıdan korkuyordum. Acı, hayatım boyunca benim suçum olmuştu. Acı çekiyorsam hatalı bendim. Hep ben hatalıydım. Yine başladığımız yere dönmüştük. Acı çekecektim. Hatalı ben olmalıydım. Mantığım beni bu noktaya getirirken zorlanmadı. Sevmek acı çekmeye eş değerdi sanıyordum yıllardır. Şimdi insanların yüzüme bağırdığı bir gerçekle aniden yüzleşmiştim. Acı çekiyorsam suçlusu bendim. Kimse bundan sorumlu tutulamazdı. Bu kadar yetersiz olmasaydım. Bu kadar acınası durumlar içinde bulmasaydım kendimi eğer ki, işte o zaman acıdan korkmam gerekmezdi. Herkes acı çekerdi. Çekerdi yani değil mi? Onların da mı suçlusu bendim?
'Cemre daha önce bu kısmı okurken yapılması gereken şeyin bu olduğunu anlayamamışım. Ben zannettim ki-' diyerek açıklama yapmaya çalışan Destan'ı Cemre'nin keskin sesi böldü.
'Ne anladığının bir önemi yok. Anlatılmak istenen bu.' Derken kendisini böyle bir şeye bulaştıran Destan'a içinden durmadan sövüyor gibiydi. Sesi soğuk ve suçlayıcıydı.
Destan, kendine yeni gelmiş gibi Cemre'ye bakan gözlerini donuklaştırdı.
'Bir daha sözümü kesme. Alışkanlık olmasını istemeyiz. 2 gündür tanıdığın bir kız için mi bu tavırların? Ne kadar boktan bir şeye bulaştığının en başından farkındaydın. Sanki seni zorla buraya sürüklemişim gibi davranma. Sen buraya gönüllü geldin. Şimdi kötü adam benmişim gibi oynamana izin verir miyim sanıyorsun? Benimle konuşurken sesine de tonuna da dikkat edeceksin.' Diyen Destan'ın sesi omurgamdan aşağı kayan bir buz küpü gibiydi.
'Asaf beyde baya gerilmiş bakıyoruz da. Ne oluyor be size? Sanki alıkonuluyormuşsunuz gibi tavırlar. Çok istiyorsanız siktirin gidin. Arabanın anahtarları girişte asılı. Zehirlenmesi gerekiyorsa zehirlenecek. Acı mı çekmesi gerekiyor? Bu ayinin başarılı olması için derisini bile yüzerim. Siz kendinizi ne sanıyorsunuz bilmiyorum ama bir avuç ergenden trip yemek için burada değilim. Ayinin ana parçası olan kıza bir bakın. Sizin kadar tepki vermiş mi? Söyle hadi onlara Eliz. Ölmeyi ne kadar istediğini söyle. Söyle ki bu pişmanlıkları geçsin.' Diyen Destan alay etmeye başlamıştı karşısında şaşkınca ona bakanlarla.
Asaf aniden 'SUS ARTIK. GERÇEK OLMAYAN ŞEYLER SÖYLEYİP DURMA. ÖLMEK FALAN İSTEMİYOR.' Diye bağırdı. Kasılan gözlerinin etrafındaki damarlar öyle şişmişti ki neredeyse patlayacakmış gibiydi.
'Ooo bakın Selviler'in küçük paşası yıllardır eziyet etmekten zevk aldığı küçük kızı savunur olmuş. Geç aslanım bu numaralarını, ne mal olduğunu bilmiyoruz sanki senin. Küçük oyuncağının başkalarının olacağını anladığın için mi bu sinirin.' Diyen Destan ile ortalık iyice alevlendi.
Poyraz kalkarak Destan'ın üzerine doğru yürüyen Asaf'ı geri çekti.
'SİKERİM LAN SENİ DE YAPACAĞIN İŞİ DE!' diyerek ileri atılan Asaf, Poyraz'ın kolları arasında hala koltukta oturan Destan'ın üzerine atlamak için çabalıyordu.
'Sikersin paşam. Selviler'in oğlunun isteyip alamayacağı şey mi olurmuş? Götümü de alırsın.' Diyen Destan alayla Asaf'ın sinirden kıpkırmızı olmuş yüzüne bakıyordu.
Destan hala çırpınan Asaf'a bakarken ciddileşip birden odada ben dışında herkes ile tek tek göz teması kurdu.
'Hepinizi öldürmem gerekse bile bu ayini yapacağım. Hepinizi tek tek öldürsem bile. İstemeyen siktirip gider. Daha net anlatabildim mi derdimi?' diyerek koltuktan kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOUS
FantasyBir ayin sonucu, kendimi bir başka evrende buldum. Geri dönmeyi asla düşlemedim. Başka bir evreni; bir fırsat, özgürlüğüme açılan bir kapı olarak görmüştüm. Daha sonra işin rengi değişti. Türümün bu evrende kraliyet-kölesi olduğunu öğrendim. Ger...