49

80 6 2
                                    

Yeni karakterlerimize merhaba diyelim. aralarında en az 3 favorim var...

geride kalanların ne yaptıklarını yazacağız biraz...

Yorum yapın diye yalvarmayı kestiğimden yorum yapmıyosanız, bozuşuruz.

____________________________

15 Nisan 2020/ Kuzgunlar

'Ne zaman gideriz?'  diye sorarken bana cevap verecek kadar ilgilerini çekmediğimi biliyordum.

Gökyüzünde parlayan son dördünden gözlerimi almak istemedim. Alternatifi oldukça korkunçtu çünkü. Beyaz taşların topraktan yükseldiği bir mezarlığa uzunca bakmaya niyetim yoktu.

Birden omzumun üzerine konan bir el ve 'Bö.' Sesi ile 'Siktir.' Diye bağırmaktan kendimi alamadım.

Birden bana cevap vermeden işlerini yapmaya devam eden grubun içinden Sema'nın başlattığı bir kahkaha yükseldi.

'Erdal sikicem belanı kardeşim. Allah aşkına bağırtma kızı.' Diyen Agah elindeki küreği Erdal'a doğru savurdu. Bir yandan gülüyor olmasaydı çok daha ciddiye alınabilirdi.

'Vakit olsa eve bırakırdık.. Lüfer de bize yemek yapardı.' Elinde tuttuğu el fenerini Agah'ın yüzüne doğru tutturak konuşuyordu. İsmimi kısaltma şekline ne kadar söylenirsem söyleniyim, bir işe yaramayacağı için kollarımı göğsümde bağlayarak sessiz kaldım.

'Lan şunu toprağa tutsana salak.' Bir yandan söylenirken bir yandan da boştaki eli ile gözlerini örtmeye çalışıyordu. Erdal acımış olacak ki, feneri tekrar toprağa tuttu.

'Ayrıca Lüfer diyip durma kıza. Bak üzülüyor.' Dediğinde Erdal üzüldüğümden emin olmak istermiş gibi elindeki feneri bu defa benim yüzüme çevirdi. Kör edici ışıktan gözlerimi korumak için elimi gözlerime kapatma çabam, grubu bir daha güldürdü.

'Yapma artık Erdal. Yardım et de gidelim şuradan. Tüylerim diken diken oluyor.' Sema'nın isyanına katılan bir başka ses grubun tek sarışını olan Emel'den yükseldi.

'Hadi be! Oyalanıp durmayın. Daha geçerken Kartal'ı alıcaz. Adam elli defa sakın geç kalmayın dedi. Biz şimdiden 15 dakika geciktik.'

Elindeki küreği toprağa saplamış, karanlıkta parlayan fosforlu saatine bakıyordu.

Agah tek çalışan kişi olduğunu ağzının içinden mırıldanırken, telefonu ile kıkırdayarak sevgilisi Kartalla yazışan Sema ona yandan bir bakış attı.

Yaklaşık iki dakika süren sessizlikte, Agah'ın kürek sesleri ve Sema'nın kıkırdamaları duyuluyordu.

'Çiçek nerde?' diye soran Agah ile hepimiz birbirimize baktık.

'Şişe nerde?' diyerek bir soru daha sorduğunda Erdal  yanıt vermeye karar verdi.

'Çiçeğin yanında.' Derken o da bir yandan yerlere tuttuğu fener ile gri çantayı arıyor gibiydi.

'Tamam lan çiçek nerde işte!' Agah'ın tahammülsüz sesi ile kafasını telefondan kaldıran Sema, 'Ben onu arabada unuttum.' Dedi.

Agah'ın toprak bulaşmış elini yüzüne sıvazladığını gören Emel de benimle birlikte sessizce güldü.

'Kendi gelir mi? İyi tarif etseydiniz, Sema Hanım.' Derken birazdan kapattığı toprağa hepimizi gömecek bakışları vardı.

'Kartal'a mı? Yok ya ona niye tarif edeyim. Biz geçerken alıcaz ya.' Dediğinde Erdal kendini tutmayı bırakıp gülmeye başladı.

NOUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin