O kadar uzun zamandır yazmıyorum ki, gidip eski bölümleri okumak zorunda kaldım.
Rica etsem, lütfen desem yorum yazar mısınız? Yani tamam bir şey yazmayın tamam ama bari ne biliyim emoji falan da koysanız olur. ben de diyim ki ' aaa demek bu kısımdan hoşlandılar.'
Yazım tarzımı beğeniyor musunuz? Yoksa amann okuyoruz işte mi diyosunuz? ne biliyim. yazın da öğreneyim arkadaşlar lütfen.... karakterler hakkında ne düşünüyorsunuz? ben bunları nasıl bileceğim............
Eliz'in aşk hayatını şekillendirirken size sormaya karar verdim. İnteraktif şeyler yapacağız ama bunun için karakterler hakkında az buçuk bir yorum okumam şart. bakın yoksa bildiğimi okurum..
Teşekkür ederim okuduğunuz için. Hem notu hem hikayeyi. Yorum okursam eğer hemen bir diğer bölümü yazmaya başlıycam bak cidden...
_______________________________
Araba bir kez daha durduğunda, sokak lambaları artık sokağı aydınlatmaya yetmiyordu. Arabanın farları ve şiddetini arttıran fırtınanın yanan sönen ışıkları aydınlatıyordu, göz alan her yeri.
Durduğumuz sokak, Doktor Aslan'ın evinin benzeri bir dizilişle birbirine bitişik 2 katlı evlerin, unutulmuş bir versiyonuydu. Bahçeler, peyzajlar, hatta yolları ve kaldırımları kaplayan taşlar bile yoktu.
Arabanın tekerleri iyice yumuşayan çamurda, zaman zaman patinaj çekmişti.
'İn.' Diyen Tieran, bir anda ilk tanıştığım kişiye dönüşmüştü. Aurasının yoğunluğunu, bu çamurlu yola girdiğimizden itibaren hissetmeye başlamıştım.
Tatlı yemek için çıktığım hapishanemi, özlemeye başlamıştım. Bu gecenin sonu iyi bitmeyecekti.
İçimde uzun zamandır atamadığım bir öfke vardı. 1 aydır içimde, üst üste konulan bloklar gibiydi. Tek bir yanlış taşın oynaması sadece bana felaket getirmeyecekti.
Arabaya tekrar bindiğimizde 'Mavi taşlar' ile ilgili birkaç soru sorma girişimizde bulunmuştu. Suskunluğum, her zamankinden daha fazla değildi.
Tieran ise her zamankinden daha tehlikeli olmaya başlamıştı.
Dışarda kimseler yoktu.
Önünde durduğumuz evlerin sadece birinin ışıkları yanıyordu. Soluk bir sarı ışık.
Arabadan inip, çamurlu zeminde Tieran'ı takip ederken, her zaman sahip olduğu centilmen davranışlarını geride bırakmış gibiydi. Önümden neredeyse karanlıklar içinde yürürken, arkasından gelip gelmediğime bakmıyordu bile.
Gecenin sonu hiç iyi bitmeyecekti.
Yürürken bir dua daha etmem gerektiğini hissettim.
Artık önemsediğim birisi vardı. Kendim. Kendimi önemsiyordum. Seviyordum.
Ve bir Lord çocuğunun arkasından yürüdüğüm karanlık, izbe yerde, sevdiğim hiçbir kimseye zarar verilmesine göz yummayacaktım.
'Tanrıçam,
gecelerin hakimi, bu gündüzün sürgünü,
kutsadıklarından birisi olarak karşındayım,
yürüdüğüm bu çamurlu yolu, ıslandığım bu fırtınayı, ilerlediğim bu karanlığı,
benden bir parça yap.
Duamı duy.
Beni kapılarından geri çevirme.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOUS
FantasyBir ayin sonucu, kendimi bir başka evrende buldum. Geri dönmeyi asla düşlemedim. Başka bir evreni; bir fırsat, özgürlüğüme açılan bir kapı olarak görmüştüm. Daha sonra işin rengi değişti. Türümün bu evrende kraliyet-kölesi olduğunu öğrendim. Ger...