14

236 24 10
                                    

14 Nisan 2020

Gülümsememi durduramadan odaya saçılmış eşyaları toparlamaya çalışıyordum. Fenix ile konuşacakları olduğunu söyleyip hepimizi odalarına yollayan Destan sayesinde o herifle diyaloga girmeden odayı terk etmeyi başarmıştım.

Poyraz'ın utanarak eğer isterse kendisine yemek ısıtabileceğini söylediğini duyduğumda kahkahamı tutamamıştım. Konuşmanın gerisini duymamıştım , Cemre kendi odasına yönelene kadar merdivenlerde gülmememizi kesememiştik.

Eğer beni zehirleyip, ölümüme bir deney gibi yaklaşıyor olmasalardı harika arkadaş olabilirdik. Fenix hariç. Onunla dünya sıfırdan başlasa bile bir araya gelmek istemezdim.

Kapının önünden gelen sesle elimdeki geceliği yatağa fırlattım bu yatakta uyuduğum ilk gün kendimi içinde bulduğum bu gecelik bile sinirlerimi bozma potansiyeline sahipti.

' Odada böyle gezeceksen en azından kapını çekseydin.' Diyerek beni konuşmaya çekmeye çalışan kişi Fenix Angevin'di.

Çok erken konuşmuştum belli ki.

Üzerimde olan Devrim'in uzun kırmızı kapşonlusu baldırlarıma kadar iniyor, altına giydiğim siyah şortu saklıyordu. Söylediklerinden etkilenmediğimi göstermek isterce kapşonlunun eteklerini sıyırıp şortumu göstermek istemiştim ki Fenix başını çevirip, 'İlgilenmiyorum.' Dedi.

Gerçekten ne diye uğraşıyordum ki?

Onu görmezden gelip, yere bıraktığım asetonu masaya bıraktım. Kendisinin görmezden gelinmesini yediremeyen beyefendi bu sefer başka yerden girdi konuya.

'Tabloyu örtmenin bir sebebi var mı?' diye sordu kollarını bağlayarak kapıya yaslanırken. Gitmeyecekti belli ki.

'Var.' diye geçiştirmeye çalıştım ama yemiyordu.

'Nedir peki?' diyerek üsteledi sesi sanki tabloyu kapatmamdan rahatsız olmuş gibiydi.

Gözleri ile kısaca soluna bakıp bana döndü. Bu sefer bakışları parkedeydi, duruşu da dikleşmişti.

Bu da neydi böyle?

'Senin yapacak daha iyi işlerin yok mu? Ne biliyim. Kan kokusunu alan küçük albino köpekbalığını evcilleştirmek gibi.' Bıkkınca isyan eden sesime karşı yine bir kahkaha yükseldi.

' Destan dan bahsederken bu kadar cüretkarlaşan birini görmemiştim uzun zamandır. Gördüğüm de artık yaşamıyor gerçi.' Dedi sakince. Şok olmuş halde elimde tuttuğum pamukları sıkarken parmağını dudaklarına götürüp bastırdı.

'İyi geceler Eliz.' Diyerek kapıdan uzaklaştı.

Az önce Yıldırayların altın çocuğu Destan'ın ve Angevinlerin varisi Fenix'in sandığımdan daha derin bir geçmişle bağlandığını anlayan ben ise dizlerimin arkasında hissettiğim yatağa kendimi bırakarak oturdum. Destan gerçekten o Jeş'i öldürmüş müydü? Fenix orada mıydı?  

___________________

Marduk'un uzun alay caddesinde yürüyen coşkulu insan selinin güçlü sesi caddeyi iki yanından saran surların kalın duvarlarına çarpıp büyüyordu. İnsanlar öyle iç içe geçmişlerdi ki kuleye sunulmak üzere götürülen genç kadın için az bir açıklık kalmıştı. Çıplak bedeni üzerine geçirilmiş ince tül elbise soğuktan kendini belli eden göğüs uçlarını saklamaya yetmiyordu. Kafasında daima aynı sözler yankılanıyordu.

' Efendimiz Marduk sonsuz yaşam bağışlasın.' Tekrar tekrar dönen duran bu ses babasına aitti.

Sıradan insanların girmeye cesaret edemediği bir yere gidecekti. Efendi Marduk'un dolaştığı Babil'in kulesi.

NOUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin