36

248 19 43
                                    

Merhabalar... Yorum yazarsanız beni çok mutlu edersiniz. 

Yeni bölümlerin belirli günlerde mi gelmesini istersiniz, nasıl olsun? Yoksa ben kafama göre takılayım mı?

Sevildiniz. 

_________________________

Ferz ilanının üzerinden 1 hafta geçmiş, bu sürede Eko ve Elfida'yı yalnızca çarşıda, ALAT'ın düzenleyeceği kutlama için kıyafet seçerken, görmüştüm.

Celeslerden gelen yüklü maaşımla, ikisine de her ne kadar beğenmemiş olsalar da kutlamada giymeleri için kıyafet almıştım. Geri kalan tüm yolu Eko'nun ne kadar zevksiz olduğum ile ilgili söylenmesi ve Elfida'nın ne kadar hak veriyor olsa da onu susturmaya çalışması ile geçirmiştim.

Kurt, çarşıya benimle gelmemiş bu sürede odayı temizliğe gelen Vale'yi bir güzel korkutup, ortalığı ayağa kaldırmayı başarmıştı.

İkizler ile yaptığım küçük anlaşmadan sonra her gün ikişer saatimi onlarla geçiriyor. Bana bir şeyler öğretmelerine izin veriyordum.

Lucian'ın, Elfida ile çarşıya gideceğimi öğrendiğinde, peşime takılmasını nasıl engellediğim ise çok ayrı bir konuydu. Ne Lucian ne de ben bir daha bu konuda konuşmazdık herhalde.

Şimdi aynanın karşısında bir kez daha hazırlanıyordum.

Jeş seçildiğim güne gitmeden duramadım. Devrim'in saçlarımı toplayıp, başımın üzerinde sabitlemesini hatırlamadan duramadım.

'Beğenmeyecek.' Diye fısıldadığımda aklımda ki tek isim Fulya Hanım olsa da, Vale üzerine alınmış gibi 'Efendim?' diye sordu.

Onu duymazdan geldim.

Saçlarımı bu sefer kendim toplamıştım. Siyah mat bir toka ile sımsıkı bir topuz.

Üzerimde ki kırmızı sıkı korsenin iplerini biraz daha çekiştiren Vale'ye bir şey söylemedim.

Kırmızı yerlere kadar saten bir elbisenin üzerine oturtulmuş kan kırmızı bir korse. Vale, ipleri bıraktıktan sonra benden bir adım uzaklaşarak hayran hayran süzdü bedenimi.

Aynadan gördüğüm kadının artık gitmesi için 'Çıkabilirsin. Teşekkürler Vale.' Dediğimde mesajı almış gibi sakince giyinme odasından çıkıp, kapıyı kapattı.

Ölüm'ün boynuma kazımayı seçtiği imzasına baktım.

İlginç bir dövmeydi ama Kurt ile bağlı olduğunu biliyordum. Lucian'ın boğazıma sarıldığı gece, kurdun güzellik uykusundan uyanıp gelmesi tesadüf değildi.

Siyah değildi. Aksine bembeyaz bir yara izi gidiydi.

Boğazımı sıkıyormuş gibi görünen bir el. Yalnızca kemikten.

Basit bir seçimdi ama anlamını biliyordum. Artık Tanrıçama olduğu kadar Ölüm'e bağlıydım.

İskeletin orta parmağında ise mavi renkli bir taşı olan yüzük vardı. dikkatli bakmazsanız yalnızca boynumda beliren mavi renkli büyükçe bir nokta gibi görünüyordu. Dikkatli bakarsanız bir eli de seçebilirdiniz.

Daha da dikkatli bakarsanız. Yüzüğün içinde kıvrımlı şekiller görünüyordu ama anlamını bilmiyordum.

Ellerimi üzerime tam oturan korsenin üzerinden bedenime sürdüm.

Korsenin dekoltesinden bir diğer imza olan, taşlaşan mavi bedenimi görebiliyordunuz.

Açık sırtından ise geri kalan taştan omurgam belli oluyordu.

NOUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin