Arkadaşlar bir noktada yorum sevdiğimi anlamanız gerekiyor. Umuyorum o nokta, bu noktadır.
Yorum yazarsınız, bölüm yazarım. Beni perişan ettiniz be.
Bu arada geç kalan bölüm için özür dilerim. Bir bahanem yok. Yorum okumadığımda, yazasım gelmiyor. teşekkürler.
_________________________
15 Nisan 2020/ Kuzgunlar
Karanlığın içinde attığım tek bir adım, metrelerin ötesine sürükleniyordu. Zifiri bir karanlık, dahası sağır edici bir sessizlik vardı. Adımlarım sıklaşıyor mu? Duraksıyor mu? Ötesinden ve berisinden karanlık yoğunlaşıyor, gözlerim körleşiyor mu?
Neler oluyor?
Duyduklarım, konuşulmuyor. Birileri zihnimin derinlerine fısıldıyor. Konuşuyor.
Bu sesi tanıyorum. Mezarlıkta fısıldayan ses. Neti.
Kelimeler anlamlı gelmekten çok uzak. Dili bile bildiğime emin değilim.
Karanlıkta dönüp, çevreme baktığımı sanıyorum ama aslında çivilenmiş gibiyim. Adımlarım ilerlemiyor. Ayak bileğimde sarılı bir zincirin önce sesini sonra gerginliğinden beni geriye çekmesini izliyorum. Karanlık aydınlanmıyor. Zincire dokunmuyorum. Gözlerim görmeye, kulaklarım duymaya başlamıyor ama biliyorum.
Biliyorum.
'Ayrılık vaktimizin bu kadar erken gelmesine üzüldüm. Daha yürüyecek yolumuz, tanışacağımız düşmanlarımız vardı. Şimdi sen yine yürüyeceksin, yine de tanışacaksın düşmanlarınla. Ben olmayacağım. Oyuncakçı ile yapılan anlaşmalar bozulmaz ama bana daha iyi bir teklifle geldi. Senden daha iyisi ile.'
Sesinin tarifini yaparken zorlanırım sanıyordum ama zihnimin içinde öyle net ve kontrollüydü ki. Her bir kelimesi bir diğerine bir halkayla tutturulmuş ve çektikçe gelen bir zincire bürünmüştü.
'Artık beni rahat mı bırakacaksın? Artık bir izli değilim. Değilim değil mi?'
Sorum onu güldürdü. Kelimelerinden oluşan zinciri, hızla çekip bırakmışsın gibi zeminde çınladı. Kahkahası, eğlencesinden değildi. Bir şeyler biliyor ve benim bilmiyor olmamdan keyif alıyordu.
Sanki ne istediğimi bilmiyormuşum gibiydi. Sahi biliyor muydum?
'Artık seni bırakacağım. Artık tutsaksın.'
Çelişen sözleri, karanlık bir ufukta daha karanlık bir ışık yaktı.
'Ne demek bu? Ne diyorsun? Özgür değil miyim?'
Halime üzülmüş gibi bir hissiyatı sardı zihnimi, görmediğim, duymadığım gerçekleri biliyormuşum gibi.
'Sen özgür olduğunu sanan, milyonlarca ruhtan birisin. Ayaklarında prangalar olarak gördüğün zincirler, senin hayatta kalman içindi. Başlangıç noktasına tutunmadan, anlamlandırmaya çalıştığınız her şey sizin için yok oluyor.
Bir hayat düşlüyorsunuz. Başlangıç istiyorsunuz. Yaşamayı düşlüyorsunuz. Başlangıcı unutuyorsunuz. Bir aşk istiyorsunuz. Sevmeyi unutuyorsunuz. Her şeyin bir sıfır noktası olduğuna çok eminsiniz.
Oysa hayat ve yaşam bir çizgide ilerlemiyor. Ruhlarınız doğup ölmüyor. Bedenlerinizin emrinde, ruhlarınızı takaslıyorsunuz.'
'Başlangıç olmadan son olmaz. Ölüm var ise yaşam başlamalı.'
'Ne kadar da sığ bir zihin. Ne kadar acınası bir cahillik. Oysa kızmıyorum. Anlamaya çalışıyorum. Sizin ölümlü bedenlerde, kaybedenler gibi yaşamanızı anlamaya çalışıyorum. Uzaksınız. En çok kendinize.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOUS
FantasyBir ayin sonucu, kendimi bir başka evrende buldum. Geri dönmeyi asla düşlemedim. Başka bir evreni; bir fırsat, özgürlüğüme açılan bir kapı olarak görmüştüm. Daha sonra işin rengi değişti. Türümün bu evrende kraliyet-kölesi olduğunu öğrendim. Ger...