Medya Uras Demir
•••Esila Soykan
Saatler süren hazırlanmanın,kararsızlığın ve büyük bir acı çekişin ardından nihayet gelmeyi başarmıştık.Çisem,bizden bir yaş büyük olduğu için babasından aldığı araba ile bizi getirmişti.En azından bu giysilerle takside sürünmek zorunda kalmamıştık.Arabadan yavaşça inip,benim için özenle! Seçilmiş ince topuklarımın üzerinde durmaya çalıştım.Biraz zorlayıcı,dışarıdan komik görünse de şimdilik idare edebiliyordum.Büyük,ışıltılı bir tabela ile BARUT yazan mekana baktım.
"Gürültü,eve kaçmak istememe sebep oluyor" diyerek derin bir nefes aldım.Kırmızı bir halı üzerinde sakince sırasını bekleyen insanları görmek beni şaşırtmıştı.
"Bir de buraya girmek için sıra mı bekleyeceğiz?" Diyerek tüm şikayet kartlarımı kullanıyordum.Çisem gülümseyip,koluma girdi ve beni kalabalığa doğru çekiştirmeye başladı.Topuklu ayakkabı giyme gibi bir zorunluluğumuz varmış gibi onlara uyduğuma her saniye pişman oluyordum.Çisem güvenliğin yanına gelince beni bıraktı ve güvenliğe birşeyler fısıldamaya başladı.Kalabalıkta yavaş yavaş içeri giriyor,dışarısı boşalıyordu.Etrafıma dikkatlice bakıp,gözlerimi gökyüzüne çevirdim.Çisem yeniden koluma girince sıra bekleyenlerden önce girmiştik.Küçük girişin ardından koskocaman bir mekan bizi karşılamıştı.Dışarıdan daha küçük görünse bile içerisi başka bir dünya gibiydi.
"Ona ne söyledin?"
Çisem'e doğru sokulup,beni duyması için çabalasam da cevap vermemişti.Küçük çantasını elime tutuşturarak,köşede duran Selen'i elinden tuttu ve dans edenlerin arasına çekiştirdi.Kalabalığın arasında hızlıca kaybolmalarını öylece izleyekalmıştım.Burçin bile hızlıca beni satmıştı.Dans etmeyeceğimden işte o kadar emindiler.
"Yürüsene!"
Barut'a yeni girenler arkamda büyük bir öfkeyle bekliyorlardı.
"Ayaklarımın keyfi misin?!"
Söylenerek gözlerimi devirdim ve tartışmamak için kenara çekildim.Kızları göremediğim gibi nereye geçeceğimi de bilememiştim.Elime tutuşturdukları çantaları tek tek koluma asıp,bir süre bir kenara geçme kararı almıştım.
"Bu sefer üzerime alkol mü dökmek istiyorsun?"
Müziğin sesine rağmen o sinir bozucu sesi duymayı başarmıştım.Bunun için kulaklarıma oldukça öfkeliydim.Duymamış gibi davranmaya devam ederek,kollarımı göğüsümde birleştirip,kızları bulmaya çalıştım.En azından beni bir yere bırakabilirlerdi değil mi?
"Beni duymuyor musun sen?"
Çok iyi duyuyordum.İnsanların mutluluk nidalarına karşılık somurtan tek bendim.Üstüne üstlük onunla karşılaşmıştım.Bu kadar kalabalığın arasında onunla nasıl karşılaşabilmiştim?.Hızlıca insanların arasına karışıp,etrafa yeniden bakındım.Arkamdan gelmemişti ve sonunda kızlardan birini bulabilmiştim.Selen köşede tek başına öylece dans ediyordu.Tuhaf tuhaf bedenlerin arasında savrulup,yeterince iğrenç parfümü akciğerlerime doldurduğumda Selen'e de ulaşmayı başarmıştım.Omuzuna dokunarak onu kendime doğru çevirdim.Karşılaştığım yabancı yüz ve şaşkın ifade ile ne yapacağımı bilemeyerek hızlıca elimi kolundan çekmiştim.
"Sorun ne?!"
Müziğin sesinden onu zar zor ayırt edebilsem de kısaca benzettiğimi anlatıp ondan uzaklaştım.Kendi kendime özür dileyerek yeniden terli bedenlerin arasında savrulmaya başladım.Buraya gelmek tamamen bir hataydı.Onları bulma umudumu kaybedince dışarıya çıkıp,temiz havaya öylece kendimi bıraktım.Dışarıda bekleyen kalabalıktan şimdi eser yoktu.Sadece birkaç güvenlik ve birkaç sigara içen insandan ibaretti.Derin bir nefes alıp,kendimi ağacın kenarındaki siyah banklardan birine bıraktım.Berk'i arayıp,öylece gelmesini istememek için büyük bir çaba sarf etmem gerekmişti.Aile yemeğini bölmek istemiyordum.Önümde beliren parlak siyah kırklı numaralardan birine sahip bir çift ayak ile gözlerimi ağır hareketlerle yüzüne doğru çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Lisede •Tamamlandı•
Teen FictionEsila Soykan annesini kaybetmiş,ailesi dağılmış bir genç kızdır.Herşeye yeniden başlaması için babası hayatında değişiklikler yapmaktadır.Bunlardan biri de okulunu değiştirmektir.Orada hesaba katmadığı tek şey ise kızının dik başlılığının bir genç m...