Bölüm 42

91.7K 3.7K 516
                                    

•••
Selen Gündüz

Barkın'a iğrenircesine baktım.Onu nereden tanıdığımı hatırlıyordum.O bir sapıktı.

''Ah tabii ya! Şerefsiz herifin tekisin.Bilerek çarptın öyle değil mi?''

Bir korku tüm bedenimi sarmıştı,bir sapık ile aynı arabadaydım ve adım bile atamayacak haldeydim.Barkın ise hâlâ gülümsüyordu.

''Ne yani erkekler tuvaletinde soyunman, beni mi şerefsiz yapar?''

Aile toplantısına geç kalmıştım ve babamdan işiteceğim azarları düşünürken girdiğim tuvaletin erkek veya bayan olmasına bakmadan girmiştim.Boş olunca da bir şey fark etmemiştim tabii.Direk kabine girmiş ve aldığım elbiseyi üzerime geçirmiştim.Hep Çisem ve Ece yüzündendi! Yarım saat dedikoduya tutmuşlardı beni.En sonunda kabinden çıktığımda bu pis ayaklı egoyu görmüştüm.Kadınlar tuvaleti sandığım için Barkın'a dünyanın küfürünü saymış, yetmemiş, geç kalmam ile ona cırlamıştım.O ise aceleden ters giydigim elbisem ile ve yanlış tuvalete girdiğim için beni bir güzel yerin dibine sokarken bir güzel de dalga geçmişti.

Barkın gözlerimin önünde elini bir sağa bir sola sallarken eline vurdum ve;

''O gözlerini çıkarırım ulan senin! Pis egoist bilerek çarptın!'' dediğimde, Barkın yine kahkaha atmış ve benimle dalga geçmeye başlamıştı.

''Evet bayan şaşkın, o kadar insan arasında sana bilerek çarptım.Seni takip ettirdim ve başıma bela olman için araba ile çarptım sana!'' dediğinde, ayağımın acısını umursamadan kafasına vurdum.Söylediklerinde haklı olma payı ona inanmamı sağlarken, hâlâ kendime inanan tarafım yok değildi. Her hareket ettiğimde, ayağıma giren ağrıları umursamadan arabadan inmek için kapıyı açtığımda, Barkın kolumdan tutup geri arabaya çekmişti.

''Otur kıçının üzerinde! Başıma daha fazla bela olma!'' dediğinde, millete ne kadar da çok bela olduğumu düşündüm.Poyraz bile bir kedi yavrusu gibi beni bir kenara bırakmıştı.Kolumu ellerinden kurtarmaya çalışırken çemkirmeye devam ediyordum.

''Bırak beni! Senin gibi pis bir egoist ile aynı arabada olacak değilim!'' dediğimde, Barkın sinirle daha çok kolumu sıktı.

''Bak..'' dediğinde, Poyraz'ın sesi duyulmuştu.Barkın arabayı durdurmuş ve kapı açıktı.Poyraz ise arabanın tam önünde korkusuzca dikiliyordu.

''Onun kolunu hemen bırakacaksın!''

Barkın şaşkın bir şekilde ona dönerken, boşluğundan yararlanıp kolumu kurtardım.Poyraz yanıma gelip kapıyı açtı ve arabanın içerisine kafasını soktu.

''Bir daha ona dokunacak olursan kafana benzin döküp araba ile beraber patlatırım seni.''dedi. Soğuk ses tonu ve soğuk yüz ifadesi Barkın'ı şaşırtmıştı.Beni zar zor kolları arasına alıp arabadan çıkarttığında, şaşkınca ona bakıyordum.Olanların gerçek olamayacağını düşünüyor kendime cimcik atıyordum, fakat gerçekti.Barkın arabasıyla hızla uzaklaşırken, Poyraz kaşlarını çattı ve beni arabasına bindirdi.

''Sarı kafanı belaya sokmadan duramıyorsun değil mi?'' deyip sertçe kapıyı kapattığında sırıtarak onu izledim.Poyraz geri dönmüş ve beni kurtarmıştı.Şuan odaklanmam gereken bunlardı.

***

Esila Soykan

Elimdeki havlu kağıt ve telefonumla evin içinde amaçsız bir gezinti içindeydim.Sanırım bir şey arıyordum.Sahi ne arıyordum ben? Evin içinde hapşırığım yankılanırken, kendimi bir daha yağmur romantikligi yapmamak için temhihledim.Yağmuru çok sevsem bile soğuk zamanlar da dışarı çıkmamam gerektiğini anlamıştım.Hastalığı pek umursadığım söylenemezdi, ama o kendisini belli etmekte ısrarcıydı.Hapşırığım şu nazik ve sessiz olan; "Hapşı" değildi.Tamamen ölümsüzlüğü bulmayı amaçlamış, ama o yolda lanet hastalığa tutulmuş birinin hapşırığındandı.Kalın ve benden beklenmeyecek bir seste ve saçmalama içeren bir hapşırıktı.Amaçsız dolanmalarım Uras'ın yanında son bulurken kendimi yanına attım ve havlu peçeteden biraz kopardım ve ağzımı kapatırken birkez daha hapşırdım.

Mafya Lisede •Tamamlandı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin