Bölüm 49

84K 3.6K 391
                                    

•••

Esila Soykan Ertesi sabah

Bu sabah gelmiş olan babamı görmek için onun evine gelmiştim.Duyduğuma göre gayet iyiydi, fakat duyduklarıma rağmen yinede onu görmek istiyordum.Kapının önünde durup derin bir nefes aldım,heyecanlanmama engel olamıyordum.Daha fazla dayanamayıp babamın odasının kapısını açtım ve kafamı içeri doğru uzattım.Dinleniyordu,rahatsız etmekle etmemek arasında kalmıştım, fakat onu çok özlediğim için onu görmeyi sonraya erteleyememiştim.

''Girebilir miyim?'' dedim.Babam biraz doğruldu ve gülümseyerek yatağının üzerine iki kere vurdu.Bu hareketi üzerine  sırıtmaya başlamıştım.Bu adamı çok seviyordum,öz babamdan ise nefret ediyordum.Poyraz'dan hâlâ bir haber yoktu,Selen ise daha iyiydi ve sadece Poyraz'ın gelmesini bekliyordu.Babam dışındaki tüm düşünceleri beynimden kovmaya çalışarak odasına girdim.

''Gel küçük cadım.'' dediğinde, gülümsememe engel olamamıştım.Hâlâ bir yerlerde gizlenmiş annemin kokusu odayı ne kadar havalandırırsak havalandıralım çıkmıyordu.Odanın içine işlenmiş gibiydi.Kokusunu daha iyi almak için ağzımı kapatıp burnumdan nefes aldım.Birkaç küçük adımla içeri girdim ve kapıyı kapattım.Babamın yatağının ucuna otururken abla konusunu açıp adamı gelir gelmez boğmak istemiyordum,bu konuyu sonraya erteleme kararı verirken tekrar gülümsedim.

"Nasıl hissediyorsun baba?" dediğimde gülümsedi.Birazdan şu kapıyı açıp annemin gireceğini ve onu aramıza almayı unuttuğumuz için küçük bir atışma yapacağını düşünmeden edemiyordum.Istemsizce omuzumun üzerinden kapıya baktım.Birkaç dakikalık aramızda oluşan sessizliği babam bozdu.
"Her an odaya girecekmiş gibi geliyor degil mi?" dediğinde hafifçe kafamı salladım.Yavaşca kafamı babama döndürdüm ve dikkatlice ona baktım.Gözleri yorgun olduğunu ve artık uyku moduna giriş yapması gerektiğini anlatıyordu sanki.Babam kollarını açıp bana;


"Biliyorum seni yanlız bıraktım ve kendi başının çaresine bakmanı istedim ama sana sarılmama izin verir misin?" dediğinde hafif kaşlarımı çattım.Bunun için izin istemesi beni sinirlendirmişti.

"Soner Bey...Eğer bir daha böyle cümleler kurarsanız..." dedim ve yataktan inip onun tarafına geçtim.Ona sarılırken;
"Sizi gıdıklarım ve siz her ne kadar gıdıklamayı bırakmamı istesenizde bırakmam, bilmiş olun!" dedim.Yapmacık bir sinirle ona kızmıştım.O naparsa yapsın benim babamdı.Beni sımsıkı sardığında ilk defa hissetmiştim,Adal'larin aramızda açtığı o derin sayılabilecek boşluğun kapandığını.Babamla sessiz birkaç dakika öyle kaldık.Babam yavaşça benden ayrıldı ve üzgün bir şekilde bana baktı.

''Üzgünüm...Senden saklamamalıydım'' dedi.Evet saklamamalıydı.En azından Koray'ın yanında benden saklanan şeyleri öğrenmemeli ve hazırlıklı olmalıydım.Ondan ayrılınca gülümsedim,olan olmuştu ve bunları konuşmak gereksiz geliyordu bana.

''Önemi yok, olan oldu sonuçta.'' dediğimde, babam yorgun bir gülümseme bahşetti bana.Duvarda asılı olan dijital saate baktım.Okul saatim yaklaşıyordu,yavaşca yataktan kalktım ve biraz yukarı çıkmış tişörtümü düzeltirken;

''Benim gitmem gerekiyor biliyorsun okul var.'' dediğimde, babam kafasını hafifçe salladı.Mafyalar bizi resmen yanlarından kovalamış ve okula gitmemizi söylemişlerdi.Aslında onları haklı bulmuyor değildim.Onlara okula gitmediğimizde bir faydamız zaten yoktu,bu nedenle okula gitmemiz daha mantıklı geliyordu.Okula geç gidebilirim, fakat  onu dinlenmesi için rahat bırakıyordum.Dinlenmeye ihtiyacı olduğu çok belliydi.Tekrar yorgun bir şekilde gülümsediğinde onunla beraber bende gülümsemiştim.

''Pekala bu ihtiyarı aramayı unutma.'' dedi.Kendini ihtiyarlaştırması daha çok gülmeme neden oluyordu.Yorgun bir şekilde elini salladı ve gülümseyerek bana bakmaya devam etti.Şüphesiz annem öldükten sonra ilk kez sabahım babamla bu kadar mutluydu.

Mafya Lisede •Tamamlandı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin