Bölüm 34

99.7K 4.4K 332
                                    

•••

"Küçük bir kız çocuğuna benziyorsun Okyanus Göz. Tehlikeden ve tüm diğer şeylerden habersizce oradan oraya koşuyorsun.Tek istediğin şey kafandakileri yapmak,günün sonunda hâlâ seni yaşıyor olarak görmek mutlu ediyor Esila.Ne zamana kadar senin umursamazca davranışların yüzünden ben bu korkuyu yaşayacağım?''

Yutkundum, bir şey diyememiştim. Haklıydı belki, ama böyleydim işte. Kafamdakileri yapana dek neler olduğu umrumda değildi.Şöminenin üzerindeki tüm içki şişelerini yere attı.Sinirlenmekte haklıydı bunun için, ona bir şey diyemiyordum.

''Sana sözümü dinletmek için ne yapmalıyım Esila? Günün sonunda yaşıyor olman için ne yapmam gerek sana?'' Bağırması üzerine gözlerimi yumdum. Kafamdaki ağrı gitgide artarken, gözlerimi açıp ayağa kalktım. Uras'ın böyle sinirli kalmasına izin veremezdim.Yanına gittiğimde benden uzaklaşmıştı.Buna oldukça şaşırmıştım,bunu yapacağı hiç aklıma gelmemişti.Avucundan yere damlayan kanı fark ettiğimde, ne kadar uzaklaşırsa uzaklaşşın yanına gittim ve ellerini tuttum.Nasıl,nerede olmuştu bilmiyordum, fakat avucunun içi kesiklerle doluydu.Gözlerim onu bulduğunda biraz sakinlemiş olsa bile hâlâ sinirli olduğunu fark etmiştim.

''Uras, elin kanıyor!'' dediğimde avuç içine baktı.Elini ellerim arasından çekip benden uzaklaştı.Böyle davranması canımı yaksa da sesimi çıkarmamıştım.Haklıydı böyle davranmakta, bunu hak etmiştim.Kenarda duran ceketini aldı ve son kez bana baktı.

''Bazen gerçekten aptal bir kız olup tüm dediklerimi yapmanı istiyorum, sonra seni farklılıkların yüzünden sevmeye başladığım aklıma geliyor. Cesur, yaramaz, dikbaşlı,cazgır ve güçlü bir Okyanus Göz. Ama artık sadece bunlardan ibaret olmadığınıda görüyorum,bencilsin.Dediklerini yapman uğrunda bencilleşiyorsun.'

Herhangi bir şey dememe izin vermeden yürümeye başladı.Dayanamayıp peşinden gittim.

''Ben Uras Demir'in Okyanus Gözüyüm, tehlikelerden bir korkak gibi kaçmak ne benim,ne de sevdiğim adamın defterinde yazmıyor.Günün sonunda öleceğimi bilsem bile Demir, yine sana koşmaktan vazgeçmem.Tıpkı cesur biri olmaktan vazgeçmeyeceğim gibi.''

Kapıyı sertçe çarpıp evden çıkmıştı.İstemsizce bu haline karşı gözlerim dolmuştu.Koşarak Peri'nin düzenlediği odaya çıkmaya başlamıştım.Dolan gözlerim yüzünden birkaç kez takılıp düşmüştüm.Daha fazla düşmekten beni kurtaran şey ise trabzanlardı.Dizlerimdeki ağrıyı yok sayamamıştım bu sefer.Diğerleri ile birleşen ağrılarım yürümeme izin vermemişti.Merdivenin basamağına oturmuştum.Sinirim bozulduğu için daha fazla kendimi tutamamış ve hıçkırarak ağlamaya başlamıştım.Yanımda olmasını istediğim hiç kimse şuan yanımda değildi.Çalan telefonumu cebimden çıkarıp arayan kişiye baktım.Alparslan'ın aradığını görünce ağlamam kesilmişti.Aramayı cevaplandırıp telefonu kulağıma yaklaştırdım.Onun da ağladığını, karşı taraftan gelen sesler ile anlamıştım.

''Alparslan!'' dedim, sesimin titremesine engel olamayarak. Alper'in ölümü yüzünden beni arıyor olmalıydı. Hıçkırıklarla ağlamaya başladığını duyunca daha fazla kendime engel olamamış ve onunla beraber bende ağlamaya başlamıştım.Benim yüzümden birini kaybetmişti,sıradan biri değil, ikizini kaybetmişti.Aynı anda dünyaya gelip, biri giderken diğerinin yaşaması kadar kötü bir şey olmamalıydı sanırım.

''Esila... O-o öldü!''

İlk defa bir erkeği bu kadar şiddetli bir acı ile cebelleşirken görüyordum. Bunun sebebi olmak beni öldürüyordu.Onun ölümüne sebep olduğumu bilmiyor olmalıydı.

''Kim öldü?'' diye sorup büyük bir yalancının kimliği altına gizlendim.Şuan kendimi Koray ve Ediz'den daha kötü biri gibi hissediyordum.Alparslan ağlamaya devam etti.

Mafya Lisede •Tamamlandı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin