Medya Selen Gündüz
•••
Boş boş yatarak geçen bir haftanın ardından en sonunda evden çıkmayı başarabilmiştim.Temiz havayı içime çekerken,gözlerimi yumup aldığım havanın tadını çıkardım.Birşeyden mahrum kalana dek,asla onun değerini anlayamıyorduk.İnsanoğlu gerçek bir nankördü.Birşeyler yüzüne vurulana dek asla fark edemiyordu.
"Mavi...ne güzel bir yermiş değil mi?"
Selen,Berk ve bana katılarak sevdiğimiz bir yer olan Mavi'ye gelmişti.Gülümseyerek deniz kenarındaki kafeye bakındım.Gittiğimiz çoğu mekan sahildeydi.Mümkün olduğunca Deniz kenarındaki mekanları tercih ediyorduk.Berk ve Ben denizi görmekten çok hoşlanıyorduk.Dalgalar Burçin'in midesini bulandırsa bile oda buna alışmıştı.Dalgaların hareketi bir insanın midesinde nasıl bir hareketlilik uyandırabilirdi ki?.Kendi kendime Burçin'e gülmüştüm.Sessizce aralarında sohbet ederek mekana giren Selen ve Berk'i takip ettim.Kaynaşmışlardı ve bu iyi birşeydi.Çisem hariç kimseyle çatışmamıştı Berk.Her zaman ki yerimize otururken,hızlıca bizi takip eden garsona da siparişlerimizi sıralamıştık.
"Tüm haftanın hıncını güzel bir fıstık rüyası ile atacağım" dedim sırıtarak.Berk'te yüzüme doğru yaklaşıp,dişlerini göstere göstere gülümsedi ve yanağımdan bir makas aldı.
"Tam bir aptalsın"
Cümlesiyle gözlerimi açıp,kaşlarımı yavaşça kaldırdım.
"Berk...sen kahvaltı da yürek mi yedin canım?"
Atışmamızı gülerek izleyen Selen,telefonu çalınca hızlıca masadan uzaklaşmıştı.Onun yarattığı hareketlilik ile bizde atışmayı bırakmıştık.Berk'in gözleri kapıdaydı.Birini beklediği her halinden belliydi.
"Kimi bekliyorsun?"
"Seni biriyle tanıştıracağım"
Gözleri hala kapıdaydı.Yüzüme bakmadan söylediğini umursamadan yüzümü kırıştırdım.
"Flörtünle tanışmak istemiyorum" diyerek ona mızmızlanmaya başlamıştım ki,kafenin girişinde gördüğü kendi gibi sarışın birine el sallamıştı.Böylelikle söylediğim de ağızıma tıkılmış kalmıştı.O masadan kalkıp,arkadaşını karşılamak için birkaç adım uzaklaşmışken Selen'de yeniden masaya dönmüştü.Kısa bir tanışmanın ardından göz ucuyla Rüzgar denen çocuğu süzüyordum.Kumral,mavi mi yeşil mi anlamlandıramadığım gözlere sahip uzun boylu biriydi.Gözleri sürekli neşeyle etrafta süzülüyordu.
"Çisem ve Burçin'de geliyormuş"
Selen,telefonunu kontrol ederek gülümsedi.
"Gelmeselerdi şaşardım inan..." diyerek gülen Berk'e katıldım.Burçin'den habersiz buluşmak imkansızdı.Daha büyük bir masaya geçip,tam karşımdaki Rüzgar'ı süzmeye devam ettim.
"Yüzümde birşey mi var?"
Dalmış bir şekilde ona bakarken,aslında gerçekten yaptığım bu değildi.Aklımın bir köşesinde babam vardı.Onu özlediğimi fark etmiştim.Rüzgar'ın sorusu ile gözlerimi ondan uzaklaştırıp,dalgınlığımdan kurtuldum.
"Özür dilerim,dalmışım" diyerek gülümsemeye çalıştım.Kendimi kötü hissetmiştim.Kim bilir ne kadar süredir ona bakıyor gibi gözüküyordum.
"Yüzümde birşey olmadığı için mutluyum" diyerek dalgaya vurmasına gerçekten gülümsemiştim.
"Ayşe duruyor mu hala?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Lisede •Tamamlandı•
Novela JuvenilEsila Soykan annesini kaybetmiş,ailesi dağılmış bir genç kızdır.Herşeye yeniden başlaması için babası hayatında değişiklikler yapmaktadır.Bunlardan biri de okulunu değiştirmektir.Orada hesaba katmadığı tek şey ise kızının dik başlılığının bir genç m...