Bölüm 43

91.7K 3.8K 350
                                    

•••

Selen Gündüz

Ayağımdaki ağrı ve bacağımdaki morluklar gözlerimin sulanmasına neden oluyordu.Poyraz galiba kendini suçladığından, ayağımın altına birkaç yastık koydu ve buz ile yavaş yavaş masaj yapıyordu.Bu şaşırmamı sağlasa da belli etmemiştim.Doktor gelmiş ve muayane ettikten sonra reçeteye birkaç bir şey yazıp gitmişti.Sanırım ağrı kesici bir hap ve morluklar için yazdığı bir kremden daha fazlası değildi.Poyraz oldukça sessizdi.Gerçi onu hiç bir zaman fazla konuşurken görmemiştim.Kahvemsi saçları dağınıktı ve bu saçına elimi daldırma hissi uyandırıyordu bende.Bu isteğimi zorla bastırmıştım, çünkü karşımdaki Poyraz'dı, verecegi tepkiyi tam olarak ölçemiyordum.Poyraz ona ne zaman bir adım atacak olsam hayali kapılarını yüzüme çarpıyordu.Onu tanımama izin vermiyordu.Daha çok kölesi gibi davranıyor gibiydi ki bunuda fazla uzatmıyordu.Ciddiliğin beden bulmuş haliydi.Biraz daha iyi hissettiğimde ayağıma doğru uzanıp elimi buz torbasına koydum.Parmak uçlarımın eline temas etmesiyle, dalgın gözleri sonunda beni bulmuştu.Yorgundu.Uykusuz olduğu belliydi.Poyraz;'Ne yapıyorsun' dercesine bakıyordu.Gülümsemeye çalışırken;

''Ben halledebilirim.''  dediğimde, Poyraz soğuk bir şekilde kafasını olumsuz anlamda salladı.

''Halledebildiğin için bu haldesin zaten!''dediğinde, biraz bozulsam da belli etmemiştim.Arabanın önüne ben mi anlamıştım? Hep o kör ayaklı ego, Barkın yüzündendi.Poyraz koltuğa daha da yayılırken, yavaş yavaş masaj yapmaya devam ediyordu.Bir süre sonra ayağımdaki ağrı eskisi kadar değildi.Poyraz buzu ayağımdan çekti ve doktorun verdiği kremi yine masaj yaparak sürmeye başladı.Ağzımı açacak gibi olduğumda bakışlarıyla çenemi kapamamı söylemişti.Kremi de sürdükten sonra elastik bandajla sarıp bana döndü.

''Morluklarına da kendin sürersin artık.'' dedi ve koltuktan kalkıp gitti.Bu kadarını yapması bile beni oldukça şaşırtmıştı.Bogazım kurumuştu,ayağımı yavaşca yere indirdim ve ağrıyı umursamadan mutfak diye tahmin ettiğim yere doğru yürümeye başladım.Bu yavaşlıkla iki saate orada olurdum herhalde.Biraz daha hızlanırken mutfağa ulaşmama az kalmıştı.Biraz durup eve göz gezdirdim.Salon fazla büyük sayılmazdı. Tavandan zemine kadar uzanan cam pencereler vardı. Karşılıklı iki gri rahat koltuk bulunuyordu.Hemen köşe de bir mini bar vardı. Üzerinde ise adını bilmediğim birçok içki şişesi vardı. Salondan bir kapı daha açılıyordu. Merak etsem de Poyraz ve dengesizliklerini çekmemek adına bakmadım. Sonuçta bu Poyraz'dı ve istediğim son şey kızgın bir Poyraz'dı. Hemen köşe de fiskos masasının üzerinde çerceveli bir resim duruyordu.Merakıma yenik düşüp o tarafa dogru yürümeye başladım.Fazla uzak sayılmazdım.En sonunda çerçeveyi elime alıp resime baktım.Yaşlı bir kadın, genç bir kadın ve küçük bir çocuk vardı.Çocuk gamzelerini belli edercesine gülümsüyordu.Gözlerindeki ışıltı ise ne kadar mutlu olduğunu anlatmaya yetmiyordu.Genç kadının elini sıkıca tutuyordu.Yaşlı kadın ise hemen genç kadının arkasında gülümseyerek poz veriyordu.Bu içine mutluluk kaçmış çocuk, Poyraz olmalıydı ve küçük bir yaramaz çocuk olduğu çok belliydi.Ellerini dizlerinde biten lacivert şortuna koymuştu.Yanakları mıncırılası Poyraz, cidden çok tatlıydı. Enseme nefesini üfleyen Poyraz ile korkup, elimden düşürmüştüm çerçeveyi. Elimden kayıp düşen resime baktım.Cam kırıkları yerdeki yerini almıştı.Biraz tırsarak arkamı döndüm.Suçlu ben değildim, oldukça sinirli bakmasına karşı sadece yutkunmuştum.Sanırım gerçekten bittiğimin resmiydi.

***

Efran Ateş

Uras ve onun işkolikleri daralmama neden oluyordu.Oturdugum sandalyede kafamı arkaya doğru attım ve sandalyeyle kendi etrafimda dönmeye başladım.Yine şirket için biz ve birkaç adam toplantı yapıyorduk.Hâlâ dönmeye devam ederken toplantı odasındakiler umrumda değildi.Kendi kendime yine bir çekirge klasiği yaparak dönüyordum.Aklıma bir şarkı gelmemişti.Ne güzel çekirge diye diye dönerken biri tarafından durdurulmuş ve geri masaya doğru çekilmiştim, tabii ki de beni çeken Uras'dan başkası değildi.Esila sendromu yaşıyordu kendisi.Hasta hasta hatuncağızını evde bırakmak zor gelmişti ona.Uras kaşlarını çatmış sinirle bana bakiyordu.Omuz silkerken;

Mafya Lisede •Tamamlandı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin