Bölüm 26

105K 4.6K 818
                                    

•••

Uras Demir

Sinirle masanın üzerindekileri dağıtıp, ellerimi sert bir şekilde karışmış saçlarımdan geçirdim.Tehlikedesin git demiştim ve o küçük bir çocuk gibi tehlikenin kucağına doğru koşuyordu.Çete benden bir şey dememi bekler gibi bakıyordu.Efran bile durumun ciddiyetini anlamış, ne bir cıvıklık yapıyordu, nede bir eski anıları açıp gergin havayı dağıtmaya çalışıyordu.Efran bile anlamışken Soykan anlamıyordu ya da o bana bir şey olmaz kafasındaydı.Ne zaman sıktığımı bilmediğim yumruklarımı daha fazla sıkarken çeteye sinirle baktım.

''Berk itini bulun, o neredeyse Esila ve Burçin de orada olacaktır!'' dediğimde, Efran ve Eymen kafasını yavaşça sallayıp boş sınıftan çıkmıştı.Telefonumu çıkarıp gelen mesajları kontrol ederken Poyraz'a baktım.Hazır bir şekilde bir şeyler dememi bekliyordu.Esila'yı ararken aynı zamanda Koray'ı da takip etmemiz gerekiyordu.

''Koray itini biriniz izlemeye alın!''

Dediklerim üzerine Poyraz yavaşça kafasını sallamış ve sınıftan çıkmıştı.Boş sınıfta sadece Yağız ve ben kalmıştık.Yaslandığı tahtadan uzaklaştı ve ellerini cebine koydu.

''Onu böyleyken koruyamazsın. Bu kadar dik başlı bir kızı nasıl koruyabilirsin?'' dediğinde, tepkisizce ona bakıyordum.Haklıydı, Esila çok dik başlı bir kızdı ve oldukçada tersti. Kötü bir şeyler olduğunda kenara çekilip izlemiyordu daha çok kötü şeylerin üzerine doğru gidiyordu.Bu onu ne kadar çekici kılsa da çoğunlukla aptal ve güçlü biri olarak gösteriyordu. Kenarda izleyip kırılmak yerine üzerine gidip kırılmayı tercih ediyordu ve o böyleyken işler zorlaşıyordu.Omuz silktim;

''Korumak zorundayım bir şekilde, söz verdim biliyorsun!'' dediğimde, Yağız güldü. Söyleyeceği şeylerin biraz sinir bozucu olacağını seziyordum, fakat sesimi çıkarmadım.

''Abi sözden çok bu seninle alakalı değil mi? Söz vermen onu koruyacağın anlamına gelir evet, fakat senin yaptığın daha çok nasıl desem sözle alakalı bir şey değil gibi. Daha çok senin onu yanında istemenle korumak istemenle alakalı gibi'' dediğinde, sessizce ona bakmaya devam ettim.Duvara çarpan kapı ve nefes nefese sınıfa giren Eymen ve arkasından daha normal bir şekilde içeri giren Efran'a baktım.Eymen'in yüzünde endişeyi barındıran duygular vardı ve bu beni gerginleştirmişti. Nefesini düzene sokmaya çalışırken bir yandan da konuşmaya çalışıyordu.

''Abi...Berk ve kızlar... Yeraltı barındalar!''

Söyledikleri ile tüm sinir bedenimi ele geçirmişti. Bu kadar da aptallık olmazdı. Bar Adal'lara aitti ve bunun bir tuzak olduğu apaçıktı. Sinirle sıktığım yumruklarımı masaya geçirdiğimde, sınıfa bu seferde Poyraz girdi. Elindeki telefonu kapattı ve soğuk bir şekilde hepimize teker teker baktı.

''Koray Adal Yeraltı barında, Ediz de öyle!'' dediğinde, iki şeytanın tuzağına düştüğünü anlamıştım. Berk'i tuzak olarak kullanmıştı ve gerçekten tehlikenin göbeğinde yer alıyordu. O barın hem etrafı hem de kendisi oldukça tehlikeliydi. Sinirle soludum ve babamın numarasını tuşlarken;

''Adamları hazırlayın. Adal'lara ziyarete gidiyoruz!'' dedikten sonra hepsi sınıftan çıkmıştı. Babamın açmasını beklerken tekmemi sıraya geçirdim ve sola doğru savrulmasına neden oldum.Karşı taraftan açıldığını belli eden bir sesi duymamla sinirle durumu belirttim.

''Arkadaşını yem olarak kullanıp onu kendi yuvasına çektiler!''

***

Esila Soykan

Gözlerimi açtığımda her yer kapkaranlıktı.Soğuk zemin tüm bedenimi buza çevirmişti.Titrememi umursamadım ve karanlık fobim olmadığı için şükür ettim.Ağrıyan başımı ovuştururken hiçbir şey görememenin huzursuzluğunu yaşıyordum.Belki de Uras'ı dinleyip oturmam gerekiyordu.Berk ne işler açmıştı böyle başımıza. Aklıma gelen kuzenim ile etrafımı göremesem bile ayaklandım. Başımdaki dönme ile biraz yalpalamıştım.Zar zor dengemi sağlayıp içimdeki huzursuzluğu bir kenara attım ve bağırmaya başladım.

Mafya Lisede •Tamamlandı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin