•••
Esila Soykan
Karanlık, git gide alışıldık bir sahneye dönüyordu.Karanlığın içerisinde ordan oraya zıplayan balerin Uras'ın kolları arasında derin bir nefes verip dansını sonlandırırken, bir anda kolları arasından uçup, artık karanlık olmayan kıpkırmızı bir tuvalin içerisinde dansına yeniden başlamıştı.Tuvaldeki kırmızı boyadan ötürü değil,kandan ötürüydü.Sol yanına konan aşk kırıntıları yerini cam parçalarına bırakırken, ayaklarına dolanan ipler sayesinde dizlerinin üzerine düşüp, dansına henüz başlamışken bir son veriyordu.Ediz'in kolları beliriyordu o an,balerinin ince bedenini kavrıyıp ölümü ve nefreti bedenine fısıldıyordu.
Soğuk tenine değen sıcak nefes, ruhunun her bir kısmını paramparça ediyordu.Balerin sürekli olarak iki kahramanın arasında git geller yaşayıp kırılırken gözlerimi açtım.Balerin bendim ve ruhum bir dansın sonundaki son nefese sıkışmıştı.Soğuk zeminden başımdaki ağrıyı umursamayarak kafamı kaldırıp etrafa baktım.Karanlık bir tuvalin içine sıkışmış gibiydim.Üzerime gelen karanlık başımdaki ağrı ile birleştiğinde çığlık atmak istememe neden oluyordu.
***
Tuvalete gitmek için yanlarından ayrıldığım anda, yüzleri joker maskeli iki kişi önüme çıkmış ve silahı belime bastırıp yürümemi sağlamıştı.O sırada Uras ve çetesi müdürün yanına gitmiş ve olanları görmemişti.Tekrar böyle bir olay ile karşılaşmak beni korkutmuştu.Birinicisi Adal'ların işiydi, peki ya ikincisi? Ediz ve Koray'ın ikinci kez beni kaçıracaklarını düşünmüyordum.Ellerimin ve ayaklarımın bağlı olduğunu fark ettiğimde küçük bir küfür savurmama engel olamamıştım.Oldukça pis bir yerdeydim ve oldukça huylanmıştım.Böceklerin tenimde gezdiğini hissetmek beni sinir etmişti.Burnuma dolan pis kokuların yanında birde toz vardı.
Tozun burnuma kaçması ile hapşırdığımda, yankılanan sesim beni korkutmuştu. Boynumda bir ağrı kendini belli ederken, onunla beraber eş zamanlı bir şekilde tenime batan iğne hissi de harekete geçmişti. Korkmama engel olamıyordum. Sürekli gözlerimi bir depoda açmak ve öğreneceğim yeni gerçekler canımı sıkıyordu. Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattım ve neler yapabileceğimi düşündüm. Burnumum ucunu bile göremezken ne yapabilirdim ki? O an içimde biriken çığlığı daha fazla tutamamış ve serbest bırakmıştım.
"İmdaaat!"
O an aklıma imdat diye bağırmak gelmişti ve bende öyle bağırmıştım. İç sesim çekildiği karanlıktan çıkmış ve benimle dalga geçmek için yeniden sahneye çıkmıştı.
"Bağır bağır belki seni kaçıranlardan biri gelir yardım eder sana." diyen iç sesimi aldırmamaya çalışıp bağırmaya devam ettim."Beni buraya sokan lanet herifler hangi cehennemdeler!"
Ayaklarımı yere vuruyor ve sinirle bağırıyordum. Ayağım acımaya başladığında vurmayı kestim. Herhangi bir şeyi görmemek, içime büyük bir huzursuzluk bırakıyordu. Ayağıma bir şey değdiğinde tiz bir çığlık attım. Korkudan titremeye başlamıştım.Aklıma gelen tek şey yılan olmuştu.Nerede olduğumu bilmemenin verdiği huzursuzluk, kulaklarıma dolan zincir sesi ile daha kötü bir hale gelirken, her şeye ihtimal verebiliyordum. Bir kilit sesi duyulduğunda sesin geldiği yere doğru odaklandım.Korku bedenimi bir yılan gibi yavaş ve zehirli bir şekilde sarmalıyordu.
"Bağırma."
Kapının açılmasıyla bir ışık demeti karanlık olan bu yeri aydınlattı. Gözlerimi kapatırken sese yoğunlaşmaya çalışıyordum.Ses tonunda tanıdık bir tını yoktu. Yavaş yavaş gözlerimi aralayıp etrafıma baktım. Oldukça pis bir depodaydım. Ayaklarım bir zincir ile boruya bağlanmıştı. Zincir sesinin ayağımdan geldiğini anlamak beni biraz rahatlatmıştı. Köpek olmasına ihtimal veriyordum. Köpek gibi bağlanan ise ben olmuştum. Kapıyı aralıklı bırakıp ağır adımlarla yanıma gelmeye başladı. Orta yaşlarda, oldukça ciddi ve katı birine benziyordu. Şık giyimli bu adamın daha temiz bir yer bulamamasına şaşıyordum. Her yerim pislik içinde kalmıştı. Kulaklarıma dolan topuk sesleri ile tekrar kapıya doğru döndüm. Turuncu saçlarını savurarak, adama doğru yürüyen orta yaşlı bir bayandı gelen. Adamın omzuna elini koyup bana baktı. Kırmızı elbisesi dizinin altında bitiyordu. Orta yaşlarda olduğu yüzündeki botoksa rağmen belliydi.Uzun boyuna rağmen giydiği topuklular ise bir elektirik direğini anımsatıyordu. İyi bir kadın olmadığı gözlerindeki ışıltıdan belliydi. Adam, kadına göre daha nefret doluydu. Bu ikili ürkütücü bir görünüme sahip iki ruhtu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Lisede •Tamamlandı•
Novela JuvenilEsila Soykan annesini kaybetmiş,ailesi dağılmış bir genç kızdır.Herşeye yeniden başlaması için babası hayatında değişiklikler yapmaktadır.Bunlardan biri de okulunu değiştirmektir.Orada hesaba katmadığı tek şey ise kızının dik başlılığının bir genç m...