Bölüm 48

81.6K 3.5K 554
                                    

Esila Soykan

Olayın şokunu henüz atlatamamıştık. Hiçbirimiz tepki vermiyorduk, kafamız oldukça karışıktı. Poyraz'ın o araba da olduğu riski Selen'in söylediklerine göre çok yüksekti, ama hepimiz olmadığını iddia edip umutlanmaktan kaçınmıyorduk.Selen akan rimelini elinin tersiyle silerken, güçlü bir profil sergilemeye çalışıyordu.Çenesinden damlayan göz yaşlarının ardı arkası kesilmiyordu.Bu hali içimi parçalasa da hareket edemiyordum.Yağız'dan zar zor kurtuldu ve arabaya doğru yaklaştı.Ağlaması daha da şiddetlenirken ateşin içerisinde Poyraz'ın bedenini görmeye çalışıyordu.Bir şey göremeyince saçlarını çekip bize döndü.Tepiniyor,ağlıyor ve kendini dizlerinin üzerine bırakıyordu.

''Durmayın orada öylece, yanıyor ruhu alev alıyor, yalvarırım yardım edin!'' dediğinde, Eymen ve Efran şoku atlatıp arabanın yanına koşmuşlardı.Telefona sarılmış birilerini arıyorlardı,sanki durumu bir telefon kurtarabilecekmiş gibi birilerini aramaları saçma gelmişti.Bir damla göz yaşı, uzun süredir göz yaşı tatmayan yanaklarımın üzerinde süzülürken Selen'in yanına koştum.Titreyen ve hıçkırıklara boğulan bedenini kollarımın arasına alıp ona destek olmaya çalıştım.O ise Yağız'a bağırıyor ve sorular soruyordu;
''Gamzeli ölemez değil mi? Lanet olsun daha gamzelerini görecek ve doyasıya gülecektik.Çıkarın onu, lütfen...Benin yüzümden ölmesine izin veremem lütfen.'' dediğinde, Yağız dedikleri üzerine kaşlarını çatıp sadece birkaç saniye ona baktı.Söylediklerini beynindeki süzgecinden geçirip,hızlı adımlarla ona doğru yürümeye başladığında korkmuştum.Onu daha çok kendime çekerken, Yağız'a kaşlarımı çattım, fakat onun kadar bende merak ediyordum, Selen onun yüzünden ölmesine izin veremeyeceğini söylerken ne kast ediyordu?

''Olanları çabuk anlat!''
Sinir dolu ses tonunu Selen fark etmemişti bile.Tek derdi arabanın içerisinde olduğunu iddia eden Poyraz Karahan'dı.Eymen bulunduğumuz evin bahçesindeki hortumlar ile arabayı söndürmeye çalışıyordu, fakat yangın git gide büyüyordu.

''O cayır cayır yanıyor diyorum sana! Efran bari sen yardım et ona, belki hâlâ nefes alıyordur.Belki karanlık, ıssız ve kurak kalbi hâlâ atmaya devam ediyordur, yardım edin ona! ''dedi. İtfaiye sirenleri duyulurken Selen'i daha çok sardım. Selen bana sımsıkı sarılırken kısık çıkan sesiyle benimle konuşmaya başladı;

''O hâlâ orada Esila...O, arabanın içindeydi.Sadece az ileride inmiştim arabadan.Yine çok konuşmam üzerine kavga etmiştik.O yine umursamaz Poyraz'ı oynarken, ben ona atar yapıp inmiştim arabadan.Sonrası ise bu...Gamzelinin ölmesine izin vermeyeceğim.Onu oradan çıkaracağım.''dediğinde, abayı yakmış olan Selen'i tutamamıştım.Arabanın içine tekrar bakmak için yaklaşan Selen'i, oldukça kötü görünen Yağız tutup kenara çekmişti. İtfaiyeciler araya girerken bizde uzaklaştık.Evin dibine getirmişti Yağız, Selen'i. Selen ise Yağız'ın kolları arasından çıkmak için büyük uğraşlar veriyor, aynı zamanda da konuşuyordu;

''Lanet olsun, O Poyraz Karahan, belki atlamıştır arabadan? öyle değil mi Yağız...Esila, atlamıştır değil mi? ''dediğinde kafamı eğmiştim.Her duruma karşılık ona yaşadığını söyleyip, yalan söyleyemeyecektim.En kötüsüne hazırlanmak yıkılmaktan daha iyi gibi geliyordu bana.Yağız ise oldukça emin bir ses tonu kullanarak onu sakinleştirmeye çalıştı.

''O ölmedi! Ağlamaya devam edersen o sarı kafanı ateşin içine sokarım! Ölmedi, anladın mı lan beni! O Poyraz, O ölmez, öldürür! ''dedi. Selen ise bir akan gözyaşını tekrar elinin tersiyle silerken umutla ona baktı.
''Haklısın.''dedi, ağlamaklı ses tonuyla;

Mafya Lisede •Tamamlandı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin