Bölüm 36

102K 4.3K 261
                                    

•••

Esila Soykan

Masada boş boş oturmuş salatalık yiyordum,Uras hâlâ masaya gelmemişti ve bende onu salatalık yemek için beklememiştim.Dün kızlar ile neredeyse babamın tüm servetini giyim ve yemek için harcamıştım.Parti için çıktığım alışverişte elbise hariç herşeyi almıştım.Selen fotoğrafını gösterdiği buz mavisi elbisesini alırken,Azra da o kadar gezmenin sonucunda kendine göre bir elbise bulmayı başarmıştı.Ece ve Burçin'in işi, Çisem'in minnoş annesine kalmıştı.Benim ise hâlâ bir elbisem yoktu.İstediğim gibi bir elbise bulamamanın üzüntüsünü oldukça hissediyordum.Sonunda masaya teşrif eden Uras giyimi ile okula gitmeyeceğini belli etmişti.Bazen sadece bir mafya olup, okula keyfine göre gitmek istiyordum.Kendi kendime güldüğümü fark eden Uras yapmacık bir endişe ile bana baktı.

''Keçilerini kaçırmış olma ihtimalin yüzde kaç Mavi Göz?''

Mavi göz demesi üzerine kötü bir şekilde ona baktım.Okyanus gözlümden mavi göze geçmek hoşuma gitmemişti.Hâlâ bana karşı tavırlıydı,bunun fazla gereksiz olduğunu düşünüyordum ve bunda haklıydım.

''Sanane?''

Ters ters ona bakıp ağızıma bir salatalık dilimi daha attım.Aramızın soğuk olması hoşuma gitmiyordu, lakin bunun olmaması için pekte çaba gösterdiğim yoktu.Beni umursamadan yemeğine başlayan Uras'a öküzlüğünden dolayı kutlamamak için zor duruyordum.Ayağa kalktığımda göz ucuyla bana baktı ve tekrar tabağına döndü.Birkaç gündür oldukça yorgun olması gözümden kaçmıyordu.Gündüz soğuk oluşu,gece ise bana sarılıp uyuması ise açıklanacak gibi değildi.Tabağını önünden çektiğimde çatalını masa örtüsünün üzerine bırakıp bana baktı.Bundan hoşlanmadığı çok belliydi ve umrumda değildi.Masanın boş ucuna oturup kaşlarımı çattım.

''Bunu nereye kadar sürdüreceksin? Tam olarak gündüz soğuk olup tavır almandan gece ise bana sarılıp uyumandan bahsediyorum''

Umursamaz bir şekilde omuz silkerek bana baktı.Biraz uzamış sakallarına dokunup suratımı astım.

''Pekâlâ, biliyorum öyle yapmamam gerekirdi. Küçük bir kız çocuğuyum o da kabul, ama ben boğulmaktan korkan adamın okyanusuyum.Söylesene bu küçük kız bir kenara sinip yenilmeyi beklese nasıl okyanusun olabilirdi?''

Gülümseyerek ona bakmaya başlamıştım.Yumuşayan bakışlarından konuşmamın işe yaradığını anlayabiliyordum.Derin bir nefes aldı,bir şeyler demesini beklemiştim, fakat tek kelime etmemişti.

''Böyle davranman, davranışlarıma asla yön vermeyecek,sadece gereksiz bir soğukluk aramıza sızacak.''

Hâlâ yüzünde duran elimin üzerine elini koydu ve parmaklarımı dudaklarına doğru yönlendirdi.Parmak uçlarıma değen dudakları ile gülümsemem daha da büyümüştü.Parmak uçlarıma birkaç öpücük kondurup gözlerime baktı.

''Seni kaybetmeme yol açacak bir durumda olmanı istemiyorum Okyanus Gözlüm. Okyanusum olmadan asla yüzmeyi öğrenemem.''

O an parmaklarımı dudaklarından çekip ona sımsıkı sarılmıştım. Uras Demir, bu hayatta gördüğüm en tuhaf adamdı.Dışarıdan bakıldığında karanlık ve duygusuz bir adamdı, fakat içinde görebilenler için bir güneş barındırıyordu.Kokusunu içime çekip gözlerimi yumdum.Parfümünün kokusu ciğerlerime dolarken suratımı buruşturdum.Kendi kokusunu bastıran kokulardan hoşlanmıyordum.Onun ter kokusu bile rahatsız edici bir koku değildi.Hal böyleyken parfüm sıkması gereksiz ve sinir bozucuydu.Hem ya kızlar onu koklamaya kalkarsa? Aklıma gelen bu sinir bozucu ayrıntı ile Uras'dan ayrıldım.

''Uras, bir daha parfüm sıkmıyorsun! Ya kızlar seni koklamak isterse, katil olmamı istemezsin değil mi?''

Önce biraz şaşırdı daha sonra büyük ve erkeksi bir kahkaha patlattı. Onunla beraber gülmemek için zor tutmuştum kendimi.

Mafya Lisede •Tamamlandı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin