Bölüm 25

133K 5.1K 389
                                    

Medya Esila

•••
Derin bir nefes aldım ve ayağımın ucundaki taşa vurdum.Daha sakin olmam, hatta psikologa gitmem gerektiğini söyleyen müdür yardımcısına sadece gülümsemiştim.Bunun dışında biraz azarlamıştı, ama nedense bunu hiç umursamamıştım.Sert bir şekilde esen rüzgâra yağmur eşlik ediyordu.Üşümeme rağmen bahçede kalmaya devam etmiştim.Derste oldukları için bahçe bomboştu ben ise müdür odasından doğruca buraya gelmiştim.

''Hasta olmak için yer mi arıyorsun, yoksa sadece aptal mısın?''

Duyduğum sesin sahibine dönmemiştim. Uras Demir'in kokusunu alamamıştım bu sefer. Sessizce bir kenarda durmaya devam ettim.Uras ise önüme geçmiş ve kaşlarını çatmıştı.Cevapsız kalmayı sevmediğini o an anlamıştım, fakat yinede umursamamıştım.Uykusuz ve huzursuzdum.Etrafımda birçok olay dönerken ben aptal gibi bir kenardan izliyor ve kötü çocuğun birinin koluna girip ailesinin yanına sac böreği yapmaya gidiyordum.Kafayı yemek üzereydim sanırım,belki de çoktan yemiştim.Gülümsedim ve karşımdaki Uras'a baktım.

''Hasta olmak için yer mi arıyorsun, yoksa sadece aptal mısın?''

Onun bana yönelttiği soruyu ben ona çevirmiştim.Benimle beraber burada ıslanıyorsa bu sorunun cevabını vermeliydi.Uras gülümsedi ve;

''İkisi de değil, ikisini de düşünmek için fazla umursamazım.'' dediğimde, ıslak olmasını umursamadan banka oturdum.Ona bakarken hâlâ gülüyordum.

''Öyleyse bende umursamaz olabilirim.'' dediğimde, Uras gülümseyerek yanıma oturmuştu.O kızı bir miktar yaktığım için pişman değildim.Elini tutmak istemesi sinirimi bozmuştu ve herkes bizi çıkıyor olarak bilirken sessiz kalamazdım.Derin bir nefes alıp kafamı gökyüzüne çevirdim ve gözlerimi yumdum. Rüzgâr eşliğinde yüzüme çarpan yağmur damlalarını biraz titrememe rağmen huzurlu buluyordum. Beraberinde ciğerlerime dolan toprak kokusu ise ne soğuk havayı ne de hastalığı umursamamamı sağlıyordu.Uras kafama kapüşonunu geçirdi ve saçlarımı düzeltti.Ellerini yüzümde hissettiğimde gözlerimi açmıştım.

''Islakken daha çirkinsin.'' Dedikleri üzerine bu sefer yine gülümsemiş ve sinirlenmemiştim. Çirkin biri olmak işime gelebilirdi elbette, fakat öyle olmadığımın farkındaydım.Uras'ın gözleri üzerimdeydi ve bu beni her zamanki gibi geriyordu.Koyu kahve gözlerinin üzerimde hissetmek beni geriyordu işte.Üzerimdeki yellozların gözleri,Burçin'in sarf ettiği sözler ise beni sinir ediyordu.

''Çirkin olmayı seviyorum.'' dediğimde, kafasını yavaşça salladı ve önüne döndü.Düşünceli ve sessiz bir hali vardı.Normale göre Uras daha sessizdi.Sessiz birkaç saniye birbirini kovaladı ve yağmur toprağa fısıldarken biz sessizce izliyorduk etrafı.Uras yerdeki gözlerini üzerime çevirdi ve tepkisiz bir şekilde bana baktı.

''İnsanları şaşırtmayı seviyorsun değil mi? Her seferinde beklenmedik hareketler yapıp üzerinde olmasını sevmediğin ilgiyi tümüyle üzerine çekiyorsun.''

Ne yaptığımı anlamamıştım, ama içimden geldiği gibi davranmayı seviyordum.Eğer bu insanları şaşırtıyorsa evet,insanları şaşırtmayı da seviyordum.Sırılsıklam olmuştu.Saçlarından süzülen yağmur damlası boynuna doğru süzülüyor ve oradan da köprücük kemiklerinde geziniyordu.Ayağa kalktım ve kafamı yavaşça salladım.

''İnsanlardan nefret ediyorum, fakat evet şaşırtmayı da seviyorum.'' dediğimde, Uras tek kaşını kaldırıp yine gizleyemediği bir şaşkınlık ile bana baktı.Ellerim yine Uras'ın ceketinin cebindeydi.Bu ceketi ona vermeyi düşünmüyordum, çünkü ceketini sevmiştim.

''Arkadaşlarını ve babanı sevdiğini düşünüyordum.'' dediğinde, gülümsedim ve arkamı döndüm.Taşların üzerine basarak yürürken;

''Onlar benim pandalarım ve maymuşlarım.'' dediğimde, Uras da arkamdan kalktı ve beni takip etti.

Mafya Lisede •Tamamlandı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin