07

192K 8.1K 3.7K
                                    

Patron: Günaydın yavrum.

İlk defa biri her sabah uyandığı gibi bana yazıyor. Çok garip bir his.

ÖğrenciGünaydın. Dün nereye kayboldun?

Kesinlikle kıskanmıyorum.

Patron: Biraz işlerim vardı.

Hayır, ona "ne gibi işler?" diye sorup kıskançlığımı belli etmeyeceğim!

Öğrenci: Tmm.

Patron: Trip?

Öğrenci: Ya ne alaka? NE ALAKA?

Patron: Bu agresifliğini gerginliğine veriyorum. O büyük harfler umarım bağırmak anlamına gelmiyordur.

Öğrenci: Bağırsam ne olur ki?

Patron: Sustururum.

Ekrana bakarken gözlerim kocaman açıldı. Umarım ben yanlış anlamışımdır çünkü şuan çok fesatım!

Hem o işlerini halletsin diye yazmadım, hem de benim birkaç işim vardı. Odamı topladım, anneme yalakalık olsun diye elektrik süpürgesiyle annemin beni döreceği şekilde dolanıp, bana bakınca sırıttım. "Anam, canım anam."

O iş bittikten sonra mutfağı toparlayıp, çay demledim. Mevzu yalakalık olunca benden iyisi şamda kayısı.

Abim Murat normal iş günlerinde çok erken kalktığı için cumartesi ve pazar öğleden sonraya kadar uyuyordu. Ben de o uyuduğu sırada ahırına girmeyip gazabından Allah'a sığınırım.

Annem bu kadar iş yapmamı şaşkınlıkla karşılıyordu ve sağolsun kahvaltı masasını hazırlamama yardım etti. Normalde yedide yaptığımız kahvaltı, cumartesi ve pazar saat on ile on iki arasını bulur. Babam genelde evde durmaz ve çıkar, annem de "Gene nereye gidiyon?" diye darlar. Eşi kıskanma genlerim annemden geliyor galiba.

Sofra hazır olduktan sonra tam dalmak üzereyken annem o sihirli cümleyi söyledi. "Git abini kaldır, bir yere mi ne gidecekmiş on birde kaldırın beni dedi."

"Ya ben niye kaldırıyorum?" diye söylenince annem bana ölümcül bir bakış attı. "Of ula hayaaat!" diye söylenerek masadan kalkıp, abimin ahırına gittim.

Ayağımla bacağına dokunup, "Kalkınız beyefendi, toplantıya geç kaldınız şirketten aradılar."

Mırıldanarak diyemeyeceğim homurdanarak yüzünü diğer tarafa çevirip, ölüm uykusuna devam etti.

"Kalksana lan camış!" diye bağırdım.

"Lan ben senin!" diyerek kalkıp yastığı bana fırlatacağını anladığımda odadan ışık hızıyla kaçtım.

Masadaki yerimi alıp, "Kaldırdım," dedim gerinerek. "Gelir şimdi ama uykusunu alamamış biraz sinirli." diyip çayımdan büyük bir yudum aldım. "Çok güzel canım, eline sağlık." diyip her zamanki gibi kendi elimi öptüm annem ile babamın alıştık artık bakışlarıyla kahvaltıma devam ettim.

Abim az sonra masaya oturdu ve çift örgü yaptığım saçımın ucundaki lastiği çekip, gelişigüzel arkaya doğru fırlattı. "Günaydın," dedi uykulu sesiyle. "Beni bi daha bu kaldırmasın anne bak söylüyorum."

"Elini yüzünü yıkasaydın bari," dedim ona tiksinir gibi bakarak. Benimkiler gibi yemyeşil olan gözleri gözlerimi buldu ve siyah kaşlarını çattı. "Kokarca seni." diye mırıldandım.

666  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin