37

114K 5.8K 7.1K
                                    

* * *

O anlattıkça her şey zihnimde birer birer canlanıyordu ve Murat'ın hayatıma bu denli müdahale etmesi, kontrol etmesi canımı sıkıyordu. Ben onun hayatına bir nokta kadar bile müdahale etmezken, onun benim hayatıma yön vermesi adaletsizlikten başka bir şey değildi. Bu çifte standarta daha fazla dayanamayacaktım.

"Anladım," dedim üzgün bir ifadeyle, "affet beni, sana vurmak istememiştim." diyerek hemen kollarımı boynuna doladım ve fırsattan istifade ona bol bol sarıldım.

Kollarını belime dolayıp, "Esra'm, beni anlayacağını biliyordum." dedi büyük bir sevinçle.

Onu bir anda kendimden itip, "Diyeceğimi mi sandın?!" diye bağırdım. "Bu altı ay beni habersiz bırakıp, siktir olup gitmenin bahanesi olabilir mi sence?! Ben bu kadar anlayışsız, bu kadar aptal mıyım ki, sen gelip güzelce anlattığında anlamayayım? Bana söz vermiştin! Yalan yoktu, sır saklamak yoktu! Aramızda öyle bir şey olmayacaktı!"

Öylece durup şaşkınlıkla yüzüme bakıyordu. "Sana yazıklar olsun ya," dedim geriye doğru adımlayarak. Başımı hayıflanarak iki yana salladım. "Sana gerçekten yazıklar olsun! Değmezmişsin!"

Arkamı dönüp ondan hızlı adımlarla uzaklaşmak istedim ama hemen önüme geçti ve göğüs göğüse tokuşup durduk. Bu defa sesini yükselten ve sert çıkan  oydu.  "Seni dövüyordu, benim yüzümden seni dövüyordu! Benim evimde olsan sana bir şey yapabilir miydi? Sen o evdeydin ve okul bitene kadar o evden çıkmak istemedin. N'apmamı bekliyordun? Benim için hayallerinden vazgeç dememi mi? Ya da dur... Gizli saklı devam edelim ama yakalanınca da elim sana yetmesin, Murat seni öldürsün ve ben de vah vah diyip hayatıma devam mı edecektim? Ben bunları düşünmedim mi sanıyorsun? Her yolu düşündüm!"

"Dinlemek istemiyorum!"

Yanından geçip gitmek istedim ama omuzlarımı tutarak beni kolayca durdurdu ve yüzüme eğilip âdeta gürledi. "Aynı mahalledeyken benden uzak durman, senden uzak durmam daha zor olacaktı. Hayatına devam et istedim! O sınavı kazan istedim! Hiçbir şey bundan önemli değildi Esra, ben bile! Başarmanı istedim, hayata tutunmanı istedim, zarar görme istedim! Hırslan ve sadece çalış istedim!"

Onun aksine daha sakin ve üzüntülü bir sesle cevapladım.
"Aylarca üzüldüm, ağladım. Bir an bile aklımdan çıkmadın. Beni bunu hak etmedim Gökhan."

"Senin için yaptım, benim için kolay mıydı sanıyorsun?"

"Hah! Hiç kolay olmamış maşallah(!) Hemen kendini bir kadının kollarına atmışsın ama ben bunu yapmadım! Ben sana sen yokken de sadık kaldım, işte bu yüzden ben senden çok daha fazlasını hak ediyorum." Diyerek onu tüm gücümle ittim ve koşmaya başladım.

Ancak onun sesini duyduğumde, ayaklarım istemsizce durdu.
"O benim kız kardeşim!"

Gözlerim kapandı ve yüreğimdeki o sızı bir anda dindi. Sağ gözümden akan bir damla hızla aşağıya doğru süzüldü ve başımı önüme eğip derin nefesler aldım. Aylar sonra ilk defa bu kadar rahatlamış hissediyordum. Beynimi saran o düşüncelerin nihai sonda yanıt bulması mı, yoksa bağıra çağıra hesap sorduğum için miydi bu rahatlama... Bilmiyorum ancak iyi hissediyordum.

Onun adım seslerini duydum. Bana yaklaşıyordu. İstemedim. Bana gelmesini istemedim.

"Bu da altı ayıma bedel olacak bir cevap değil, Gökhan... Gelme."

Hareketleri durdu.
Ben ilerledim ve o kaldı.

Tuana evin yan tarafına geçmişti, zaten her şeyi duymuş gibiydi ve hiçbir şey sormadan elimi tuttu. Beraber evden uzaklaştık. Ana yola kadar yürüdük, epeyce yürüdükten sonra bir taksi durdurup bindik. Binmeden evvel son kez durup arkama baktım. Gökhan yol kenarındaki direğin orada durmuş buraya bakıyordu ama katı tavrımdan dolayı bir daha yaklaşmadı.

666  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin