Bir yeşil, bir de siyah elbise fotosu çok aradım. Tam benzemese de siz istiyorsunuz diye koyuyorum. Hani hayal etmek için.***
"Ne diyorsun Murat?" Diyerek arkamı dönüp onun gözlerine baktım. "Sen neler dediğinin farkında mısın? Tamam diyelim ki, her şey senin dediğin gibi, öz kardeş değiliz. Bu bizim geçmişimizi değiştiriyor mu? Birlikte kardeş gibi büyüdük, ben sana abi dedim, sen bana kız kardeşim dedin. Neden demedin o zaman? Ben seni abim gibi kabullendikten sonra ilk defa birini sevmeye başladığımda mı beni sevdiğinin farkına vardın? Haa, bence seninki sevgi filan değil, tamamen takıntı ve iğreniyorum."
"Bu benim suçum mu Esra? Ailemin merhametli olup seni yurda vermeyip büyütmesi suç mu?"
"Ya sen anlamıyor musun, kıt kafalı mısın?"
"Doğru konuş."
"N'apacaksın? Yine vuracak mısın? Vur! Nasıl olsa alıştım!"
Göz kapakları yeşil gözlerinin üzerini örttü ve o keskin bakışları göz bebeklerimi deldi. "Onu yarın, sen bu evden göndereceksin. Aksi taktirde onu yer yüzünden silerim."
"Polise giderim!"
Ben onu aileme - yani ailesine söylemekle tehdit edemezdim. Nasıl olsa her zaman onun tarafını tutuyorlardı. Öz oğulları dururken üvey kızlarının tarafını tutacak değillerdi ya.
"Giderdin tabii ki," dedi ürkütücü bir sakinlikle, "polise git, jandarmaya haber ver, FBI-ı ara, ne yaparsan yap... Ama öncesinde olacaklara kendini hazırlasan iyi edersin..."
Susup yutkundum. Öfkeyle öyle hızlı nefes alıp verdiyordum ki, göğsüm körük gibi inip kalkıyordu. Kendimi daha fazla tutamadım ve âni bir kararla tokadı yüzüne savurdum. Benim tokadımın gücü onu sarsmaya yetmedi. Sadece bir kez gözlerini kırptı ve heykel gibi durup gözlerime bakmaya devam etti.
Ellerini omzumun üzerinden kapıya koyarak yüzüme eğildiğinde, sinirden ağlamak istedim. Yıllardır bildiğim şeyler bir anda silinmiş, yerine yenileri yazılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
666
Teen FictionPatron: Yanımdayken böyle konuşamıyordun, uzaklaşınca sana bi' cesaret geliyor galiba. Ben: Diyelim ki, yanında seninle böyle konuştum. Deli gibi kızdırdım, hiç sevmediğin şeyleri yaptım, kötü sözler söyledim. Ne yaparsın? Patron: Kendini altımda...