Keyifli okumalar :}
***
***
''Bu akşam size geleceğim, şu Ankara konusunu konuşalım artık.'' dedi Gökhan.
''Bilmiyorum, babama soyledim ama cevap vermedi. Çok canım sıkkın.''
Beraber onun yaşadığı binanın üzerinde kahve içerek gün batımını izliyorduk ancak iki yabancı gibi, çünkü buradan gitmek istiyorsam onunla beraber hareket etmek zorunda olduğumu biliyorum.
''Farkındayım, ben de bu can sıkıntını gidermek için gelmek istiyorum zaten. Merak etme, bana bırak, ben halledeceğim.''
Aslında dünyanın en güzel cümlesi buydu işte, bana göre ''ben halledeceğim'' cümlesi, iki kelimeden çok daha fazlasıydı ve tüm güzel sözlere bedeldi.
Ayrı gibiyiz, değiliz de.
birlikte gibiyiz, değiliz de.
Ne gözüm, ne de gönlüm ondan başkasına kaymadı.
Acaba farkında mı?Bir anda, ''Her seyin farkındayım,'' diyince deliye döndüm.
''Ne?!''
Yan yanaydık, o bana baktı, ben de ona.
''Zihnimi mi okuyorsun?''''Anlamadım.''
Sadece tesadüfmüş, şükran!
''Boşver.''
Durup bana uzun uzun baktı, ben ise önüme döndüm. Ona her baktığımda önceki utanmalarımdan çok daha beter bir utanma yaşıyorum, çünkü o gece olanlar bir ân olsun aklımdan çıkmıyor...
"Neyin farkındasın?" diye sordum.
Hava ne soğuktu, ne sıcak ama ona yakın olmak var ya, korda yanmak.
"Beni ne kadar sevdiğinin," dedi.
Dudaklarımın ucuna gülümseme kondu ve ben onu saklamak için yüzümü başka tarafa çevirdim.
Parmakları çeneme dolandı, ellerimizde birer kahve varken, günbatımı saniye saniye her yeri kızıl ışıklara boyarken, uzun bir süre özlem duyduğum o dudakları dudaklarıma kavuştu. Büyük bir hasret çeken dudakları, sahranın ortasında kalmış gibi dileniyordu dudaklarımı. Eli enseme gitti, benim elim de onun yüzüne. Parmaklarım ona aşinaydı, dudaklarım da.
Ona karşılık vermem, aslında az önce söylediği şeyi doğrulamış oldu. Onu seviyor ve özlüyordum. Hep özledim, yanımdayken bile. Altı ayı özlem ve sızı ile geçen bir yılımız vardı. Öncesi farklıydı, sonrası bambaşka.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
666
Teen FictionPatron: Yanımdayken böyle konuşamıyordun, uzaklaşınca sana bi' cesaret geliyor galiba. Ben: Diyelim ki, yanında seninle böyle konuştum. Deli gibi kızdırdım, hiç sevmediğin şeyleri yaptım, kötü sözler söyledim. Ne yaparsın? Patron: Kendini altımda...