***Tuana ve Giray gözlerimin önünde buldukları her fırsatta flört ederken, ben de onlara bombastik bakışlar atarak Gökhan'ı beklemeye devam ediyordum.
Nihayet telefonumun bildirim sesini duydum ve hemen açıp mesaja baktım.
1 yeni mesaj;
Patron: Gelince sana her şeyi açıklayacağım, telefondan anlatmak istemiyorum.
Patron: Sadece bir gün daha sabret, yarın oradayım.
Bir süre öylece ekrana baktım. Bunca zaman sorularıma bir cevap beklemişim, bir gün daha bekleyebilirim öyle değil mi? Beklerim elbet.
Ben: Peki, kendine dikkat et.
Patron: Baş üstüne yavrum.
Okuyup gülümsedim ama bir şey yazmadan uygulamadan çıkıp telefonu tabağımın yanına bıraktım. Başımı kaldırdığımda, Tuana ve Giray'ın bana baktığını gördüm, "Ne var?"
"Otuz iki diş sırıtıyorsun yine," dedi Tuana. "Yoksa Gö- Gökhan amıca güzel bir şeyler mi yazdı? Gerçi ondan romantik cümleler beklemiyorum ama işte..."
"Sana kaç defa adama amıca deme dedim, değil mi? Oldu bir de dede de istersen... Ve benim ilişkime müdahale etmenin sebebi ilişkinin olmaması, hemen bi' sevgili bul da okulda filan..." Evet bunu bilerek söyledim ve Giray bana, sonra Tuana'ya baktıktan sonra tekrar tabağı ile ilgilendi.
Tam tahmin ettiğim gibi Tuana'ya ilgisi vardı ve bence Tuana da onun kibar yapısından hoşlanıyordur.
"Aşk olsun," dedi Tuana. "Bunu da yüzüme vurdun ya."
"Şaka yapıyorum," dedim gülümseyerek, "ciddiye almazdın hani?"
"Ben çıkayım," dedi Giray, "buraya numaramı yazıp bırakıyorum, bir şey olursa beni hemen arayın." Küçük bir not kâğıdına numarasını yazıp bıraktı ve evden çıktı.
Tuana ile nihayet baş başa kaldığımızda, "Bir daha yanımızda biri varken bana öyle şeyler söyleme," dedi.
Ona kaşlarımı çatarak baktım.
"Anlamadım? Ne diyorsun Tuana?""Nesini anlamadın? Dedim ya işte, bir daha başkasının yanındayken böyle şeyler söyleme."
Çatalımı sertçe tabağın üzerine bırakıp, dirseklerimi masanın üzerine yaydım ve ona doğru yanaştım. "Ben sana hep şaka yaparım ve sen bana çok daha beterlerini yaparsın. Giray, şaka yaptığımızı anlamayacak biri değil, ne de Gökhan. Hatta eşlik bile ettikleri oluyor. Neden bu kadar geriliyorsun? Hoşlanıyorsan, söyle de bilelim."
"Ne alakası var?" diyerek kaçtı yine. "Öyle bir şey yok, sen yanlış anlamışsın."
"Gözümün içine bile bakamıyorsun. Yalan söylediğin çok belli. Ama Tuana, bana yalan söyleme. Olabilir, henüz kendine bile itiraf etmemiş olabilirsin ama burda bir sorun yok. Kimse seni birinden hoşlandın diye suçlamaz, suçlayamaz. En başta buna ben izin vermem."
"Ya yok öyle bir şey!" Diyerek çıkıştı ve ayağa kalkıp, "Beni böyle darlama, sevmiyorum ve dediğim gibi, bir daha onun yanında da bu konuları açarsan seninle fena bozuşuruz!" diyip masayı terk etti ve odasına girip kapıyı çarparak kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
666
Teen FictionPatron: Yanımdayken böyle konuşamıyordun, uzaklaşınca sana bi' cesaret geliyor galiba. Ben: Diyelim ki, yanında seninle böyle konuştum. Deli gibi kızdırdım, hiç sevmediğin şeyleri yaptım, kötü sözler söyledim. Ne yaparsın? Patron: Kendini altımda...