Deniz: Günaydın.
Deniz: Sahalarda görmeyi en çok sevdiğim isim falan mısın Mert Hakan?
Mert Hakan: Vay vay vay.
Mert Hakan: Çok sevgi pıtırcığısınız bugün Deniz Hanım?
Deniz: Meslek hayatımda, kazanabileceğimden emin olamadığım tek davayı kazandım.
Deniz: O yüzden evet, biraz sevgi pıtırcığıyım.
Mert Hakan: Hadi bunu kutlayalım.
Deniz: Nasıl olacak o?
Mert Hakan: Akşamki yemeğe benimle katılırsan.
Deniz: Akşamki yemek?
Mert Hakan: Fenerbahçe ailesi.
Mert Hakan: Herkes eşiyle dostuyla geliyor.
Deniz: Eşiyle dostuyla.
Mert Hakan: Evet öyle.
Mert Hakan: Sen de benimle gelir misin Avukat Hanım?
Mert Hakan: Ama istemiyorsan gerçekten sorun değil.
Deniz: Olur, gelirim.
Deniz: Neden istemeyeyim Mert Hakan Allah aşkına?
Mert Hakan: Ne bileyim.
Deniz: Pekala nerede olacak yemek?
Deniz: Oraya geleyim.
Mert Hakan: Akşam konum at, ben seni alırım?
Deniz: Fark etmez o da olur.
Mert Hakan: Pekala o zaman :)
-
"Yemeğe gidiyorsun?" Nil, yine sorgulamaya başlamıştı.
Kerem, dün nöbette olduğundan dolayı bugün tatildeydi. Normalde yorgun olması gerekiyordu? Neden yorgun değildi bu adam.
Çınarla ikimizin kurduğu bu hukuk bürosunda oldukça iyi ilerliyorduk.
Şu an ise Çınar'ın odasında oturmuştuk, konuşuyorduk.
"Evet Nil, kız elli defa söyledi." Kerem, gözlerini belertmişti.
"Deniz bizimle neden tanıştırmıyorsun ya? Yemin ederim kızmam." Nil çocuksu bir şekilde konuştuğunda gülümseyerek onun saçlarına öpücük bıraktım.
"Kanka o anlamda konuşmuyoruz eğer öyle olsaydı yemin ederim tanıştırırdım." dediğim şeyle Nil dudak büzmüştü.
"Çınar ben çıkıyorum. Ajandam bitti zaten, diyeceğin bir şey var mı?" Kafasını sadece iki yana sallamakla yetinmişti.
Eve geldiğimde derin bir nefes aldım.
Hepimiz çok çalışıyorduk ve çok yoruluyorduk. Kerem'in hastaları, Çınar ve benim davalarım, Nil'in saatlerce çizim yapması...
Nil de mimar bu arada.
Çok yoruluyorduk.
Üzerime giydiğim kıyafetle hafifçe de bir makyaj yapmıştım. Hazır mıydım? Sayılır.
Mert Hakan: Konum alabilir miyim?
Deniz: *konum*
Mert Hakan: Geliyorum.
Biraz zaman geçtikten sonra çalan telefonu yanıtladım. "Gittin mi?" Nil merakla soruyordu.
"Hayır Nil, gitmedim daha." Oflamıştı bu dediğime. O da benim mutlu olmamı istiyordu ancak beni daha çok germekten başka bir şey yapmıyordu.
Aşağı indiğimde Mert Hakan'ın ıslığını duydum.
"Deniz Hanım, bu ne güzellik?" Sorgularcasına baktığında gülümsedim.
"Teşekkür ederim beyefendi, o sizin karizmanız." dediğim şeyle o da gülümsemişti.
Gittiğimiz yerde, hangi sıfatla burada olduğumu soracaklardı. Ben neden gerilmiştim ki? O kadar dava kazan, çatır çutur konuş. Şimdi iki insan içine giriyorsun, ellerin titresin.
Bu böyle olmaz Deniz.
denizsarsilmaz: Lütfen biraz ciddiyet.
merthakanyandas, 776 kişi beğendi.
merthakanyandas: Bir saat, beni çek dedikten sonra o kadar fotoğraf içinden seçtiğin fotoğraf...
↪️
denizsarsilmaz: Sen çekememişsin.
↪️
merthakanyandas: Yalancı
↪️
denizsarsilmaz: Çelik ayna.nil.kaya: Yuhh güzelime bakın.
↪️
denizsarsilmaz: Yuhhhcinarkarakaya: En güzel avukat ❤️
↪️
denizsarsilmaz: Kanka öyle dersen şımarırım ❤️keremyuksel: 🤡🤡
↪️
denizsarsilmaz: Şaklaban Kerem.X:Sarının en güzel tonu musun be kardeşim?
Y: Galiba sevgililer.
↪️
Z: Değillerdir be abi.C: Bu kadına buzlar kraliçesi diyen utansın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia || Mert Hakan Yandaş
Fanfiction"Biliyor musun Querencia, İnsanın kendini en güvende, güçlü ve rahat hissettiği, kendi olabildiği, yuvası gibi gördüğü yer demekmiş." Gözlerinin içine baktığımda bu açıklamama karşı gülümsemişti. "Senin yanındayken kendim gibi olduğumu hissediyorum...