5.8

1.4K 81 4
                                    

"Teşekkür ederim kızım." Belki de o an bana kızım dediği için kızamayacaktım bile ona.

"Özür dilerim senin acıların bedelini bu şekilde ödeyeceksem, ben buna razıyım." Söylediği şeyle kaşlarım çatılmıştı. Dolan gözlerime engel olmak istemiştim ancak pek başarılı olamamıştım.

"Biliyorum affetmeyeceğini ancak ben yine de soruyorum, beni affedebilir misin?" Affetmek istiyor muydum?

Ölüm döşeğinde olan kadına baktım.

Çok zor zamanlar geçirdim, bakıldığında evlilik dışı bir çocuğun problemi yoktu ancak onu evlat edinen ailenin reisi gözlerini korkutmuştu.

Öldüredebilirlerdi. Allah korkusu mu denir?

Yoksa, ileride onları anlayışla karşılayacağıma olan inanç mıydı bu?

Hangisiydi bilmiyorum ama, galiba affedecektim.

İnsan olarak affederdim ancak anne olarak affedebilir miydim bilmiyorum.

"Abin, seni hep tanımak isterdi. O seni hep, gösterdiğin kadarıyla tanıyabildi. Onda bir suç arama olur mu kızım?"

Efe'nin o son hâlinden sonra aklım onda kalmıştı. O gün beni hastaneye getirmişti bir daha da görmemiştik.

Odasından çıktığımda etrafa bakındım. Cebimden çıkardığım telefondan Efe'nin numarasını bulup onu aradım. Açmıyordu, ister istemez merak etmiştim.

Deniz: Mert Hakan.

Mert Hakan: Deniz?

Deniz: Benim kaçırıldığım gün, yerimi kim buldu?

Mert Hakan: Emre buldu, neden ki?

Deniz: Efe'ye ulaşamıyorum, merak ediyorum onu.

Deniz: Bana da yardım eder mi?

Mert Hakan: Hallediyoruz. (12.55)

Mert Hakan: *konum* (13.27)

Deniz: Teşekkür ederim hayatım.

Mert Hakan: Seninle gelmemi ister misin?

Deniz: Yalnız kalsak daha iyi olacak.

Deniz: Alınmadın değil mi?

Mert Hakan: Hayır güzelim, alınmadım.

Mert Hakan: Yalnız konuşmak istemen çok normal.

Mert Hakan: Bir şey olursa yaz.

Deniz: Seni seviyorum.

Mert Hakan: Seni çok seviyorum.

-

"Neden buradasın?" Uçurum kenarına geldiğimde Efe'nin derin düşünceler içerisinde olduğunu gördüm.

"Efe yapma, çok tehlikeli. Gel şuraya."

"Beni mi merak ettin küçük kardeşim?"

Oflamıştım.

"Sen daha küçüktün. Sırf annem seni merak etmesin diye seninle hep aynı okullarda okumuştum. Biri sana ters baktığında onu uyarmıştım, aslında herkesin senden kaçmasının nedeni buydu. Özür dilerim, böyle olacağını düşünmemiştim."

Duraksamıştı, arkasını bile dönmeden konuşuyordu benimle.

"Senden hoşlanan çocukları az pataklamadım Deniz." Gülüyordu.

"Senin yanına her gelmek istediğimde annem hayır, şimdi değil derdi. Keşke yaramaz bir çocuk olup annemin dediğini dinlemeseydim, özür dilerim." Sesi titriyordu.

"Sevdiğim herkesi kaybediyorum." Anlamamıştım.

"İlk çocuğumu kaybettiğim gibi."

Burak'tan önce de bir çocuğu mu vardı?

"Burak, bilmiyor ancak onun da bir abisi vardı." Gözlerim dolmuştu.

"Halasını halası olarak tanımıyor be Deniz." Gülerek söylese de sesindeki burukluktan belliydi.

"Herkesin ölümünü mü izleyeceğim?"

Adımlarını biraz daha kenara doğru ilerletmişti.

"Yapma!" Gerginlikle konuştuğumda bakışları bana döndü.

"Abi lütfen yapma!" İstemsizce ağzımdan dökülen kelimeler...

"Abi dedin."

Kafamı iki yana salladım.

"Efe gel şuraya!" Sert Sesimi duymasıyla gülümseyerek adımlarını bana doğru attı.

"Beni affediyorsun yavaş yavaş, seni seviyorum küçük kardeşim."

Ben de seni seviyorum abi, diyememiştim.

Querencia || Mert Hakan YandaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin