2.5

2K 113 12
                                    

"Selam, çok bekletmedim değil mi?" Mert Hakan geldiğinde gülümseyerek kafamı iki yana salladım. Ayağa kalkıp ona sarıldıktan sonra gülümsediğini görmüştüm.

"Daha iyisin değil mi bu arada? Arkadaşının itirafından sonra?" Omuz silkmiştim.

"Bu zamana kadar bencillik yapmamaya çalıştım. Bu sefer arkadaşlarım..." Gülümsemiştim. Arkadaşlarım dediğim sadece Nil değildi artık. Artık Gözde de vardı hayatımda.

"Arkadaşların?" Sorgularcasına bakıyordu yüzüme. "Gözde ve Nil, bencil olup kendi duygularımı önemsemem gerektiğini, Bazen kendini önemsemenin daha önemli olduğunu söylediler. Ben de dediklerini yapıp kimseyi kırmamak için değil doğru olduğunu bildiğim şeyleri yapacağım."

"Peki bu doğruların içinde, ben de var mıyım?" Güzel gülümsemesiyle, merakla sormuştu bunu. Hayatımın merkezine doğru ilerliyorsun diyemedim.

"Evet, varsın." Söylediğim şeyle gülümsemesi daha da büyümüştü. Sanki mümkünmüş gibi daha da fazla ona çekildiğimi hissettim.

"Sen de benim doğrularımsın." Gözlerinin içine baktığımda o sevgiyi görmemek mümkün değildi.

İster istemez gülüyordum. Sürekli gülümsemek istiyordum, ben bu kadar mutlu olabiliyor muydum cidden?

"Çok güzelsin." Mert Hakan bunu sürekli söylerdi. Çalan telefonumla bakışlarım ondan ayrılmak zorunda kalmıştı.

"Deniz, dava hakkında konuşacaktık. Gelmiyor musun?" Çınar'ın sesi kulaklarımı doldurduğunda derin bir nefes aldım.

"15 dakikaya oradayım." dediğim şeyle telefonu kapamıştı. Mert Hakan merakla bana bakıyordu.

"Davayla ilgili Çınarla dosyayı gözden geçirmemiz gerekiyor." Anlayışla kafasını sallamıştı. "Gel seni bırakayım şirkete kadar." Kolunu omzuma attığında daha da fazla gülümsemiştim.

Ona doğru sindiğimde bu onun da hoşuna gitmiş olacak ki gamzeleri gözler önüne serilmişti.

"Akşam diyorum, yemeğe mi gitsek?" Söylediği şeyle dudak büzdüm. "Kaçta çıkacağımı bilmiyorum ki." dediğim şeyle yanağımdan bir makas almıştı.

"Bekleriz güzelim, dert ettiğin şeye bak." Şaşkınlıkla ona bakıyor olsam bile şaşkınlığın yerini kocaman bir sırıtmaya bırakmıştı yüzündeki ifade. Şirketin kapısına geldiğimizde aniden boynuna sarıldım. Onun da hoşuna gitmiş olacak ki kıkırdamıştı. "Tamam tamam, benden hoşlandığını bu kadar belli etme."

Dediği şeyle gülümseyip yanağına bir öpücük kondurmuştum ve hızlıca oradan uzaklaşmıştım.

Arkamdan seslendiğini duydum.

"Yalnız bi' kereyle kurtulamazsın!"

Kendimi lisedeki aşıklar gibi hissediyordum.

Querencia || Mert Hakan YandaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin