5.7

1.5K 67 7
                                    

Şampiyonluk kutlamalarının ardından bize özel olan kutlamaları da yaşamıştık dün gece, her zerremizle.

Gözlerimi açtığımda, yanımda uyuyan Mert Hakan'a baktım.

Bütün korkularımı alıyordu bu adam. Yanımdayken, sanki hiçbir şeyden korkmamam gerekiyormuş gibi hissediyordum.

Alnına düşen saçlarını düzelttiğimde dün gece yaşadıklarımızı düşündüm, ister istemez gülümsemiştim.

Mert Hakan, gözlerini açmıştı. "Günaydın bebeğim benim." dediği şeyden sonra dudaklarına öpücük bırakmıştım.

"Var ya, bunu kırk gün kırk gece tekrarlasak yemin ederim hayır demem." Sırıtarak söylediği şeyle gülerek hafifçe vurdum.

"Öyle deme." Utandığımı anlamış olacak ki sırıtması daha da çok büyümüştü.

"Akşam utanıyor gibi durmuyordun Denizciğim." İmalardaydı hep, kıpkırmızı olduğuma emindim.

"Çekmesene örtüyü ya." ona kızdığımda gamzeleri ortaya çıkmıştı.

"Görmediğimiz şey sanki." Aaa bir gecede sapık mı oldu bu adam?

"Mert Hakan!" Gülümseyerek saçlarıma öpücük bırakmıştı.

-

"Git artık Deniz, her gün karımı alıyorsun." Şakayla söylediği şeyle İrfan'a dil çıkardım. Bi' dakika, benim daha büyük bir kozum vardı.

"Yalnız, kardeşimi alırken sana mı soracağım." O da bunu beklemiyor olacaktı ki güldü.

"Bak iyiydi bu, çak." Elini uzattığında eline beşlik çakıvermiştim.

"İyi ben de Merto'ya gideyim, ne yapayım değil mi?" Merto keyif yapıyor evde.

İrfan, evden çıktığında Gözde bana sıkı sıkı sarıldı.

"Kardeşim dedin!"

"Öyle değil misin?" Gülümseyerek söylediğim şeyle gülümseyerek kafasını sallamıştı.

"Ancak Deniz, Efe'de senin kardeşin. Ona bir şans daha vermen gerekmez mi?" Derin bir nefes aldım.

Ona şans verdiğimde, annesine de şans vermem gerekirdi.

N'olur versen Deniz?

Öyle deme, olmuyor işte.

İç seslerim kendi aralarında başlamışlardı konuşmaya.

Çalan zille, ayaklandım. Gözde'nin yanındayken, Gözde'yi yormak istemiyordum.

Bebeğe ve ona iyi bakmaya çalışıyorduk işte.

Açtığımda Efe'yi görmemle kapıyı tekrar kapadım. Zil tekrardan çaldığında oflayarak yine açtım.

Kırmızı gözlerle bakıyordu yüzüme, kızarmıştı gözleri. Ağlamış mıydı? N'olmuştu?

"Efe, iyi misin?" Sorgularcasına ona baktığımda dudaklarının titrediğini görmüştüm. Kafasını iki yana salladığında belki de asla yapmam dediğim başka bir şey yaptım ve ona sarıldım.

"N'oluyor Efe?" Hıçkırık sesleri kulaklarımı doldurmuştu. Gözde, ayaklanmıştı ve endişeyle bakıyordu.

"Annemiz, hasta Deniz." Ne hastası? N'oluyor?

"Lütfen gel artık. Biliyorum, istemiyorsun bizi hayatında ama lütfen. Biz senin sürekli peşindeydik, hatalarımızın bedelini de çok ağır ödedik..." Duraksamıştı.

"Annemiz, kan kanseri Deniz! Eğer... İliğin uyumluysa." Duraksamıştı, bunu yapmayacağımı düşünmüştü.

Ben de yapmam sanıyordum, şimdiye kadar.

Ve evet, ben annesine iliğimi vermiştim.

Querencia || Mert Hakan YandaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin