5.5

1.4K 69 5
                                    

"Çok erken olmadı mı bu evlilik işi?" Gözlerimi kısarak Efe'ye baktım.

"Ne diyorsun ya?" dediğim şeyle ofladı.

"Daha birlikte vakit geçirecektik, küçük kardeşim." gözlerimi devirmiştim bu söylediğiyle. Onun yurtta olmamla alakalı bir suçu olmasa bile beni psikopat gibi bağlayıp sinirlerimin bozulmasına sebep olmuştu.

"Efe, git artık işine." söylediğim şeyle göz devirme sırası ona geçmişti.

Yanımıza gelen Fenerbahçe ailesine baktık.

"Oo yenge, n'aber?" Altay'ın söylemiyle kahkaha atmıştım. "İyidir kaleci, senden?"

"Valla mükemmelim. Şu final maçını da alalım, süper olacağım." İnşallah!

Mert Hakan, elini belime yerleştirdiğinde Efe hafifçe öksürmüştü. Gözde, Efe'nin bu yaptığıyla gülmüştü.

"Ya Gözde!"

"Siz gerçekten çok benziyormuşsunuz." Aydınlanan Ferdi'ye güldüm.

"Çok sağol ya." Gözde de bana katıldığında gülümsemeler eşlik ediyordu konuşmamıza.

Şampiyonluk maçı, yarındı.

Galatasaray- Fenerbahçe karşılaşması için çok heyecanlıydık. Eğer bu maçı Fenerbahçe alırsa, ikili averaja bakılacaktı. Bizim de şampiyon olabilmemiz için en az 4 tane atmamız gerekiyordu.

Atar mıydık?

Atardık.

-

"Güzelim çok heyecanlıyım!" Mert Hakan, gerginlikle konuşmuştu. Saçlarını okşadığımda yüzünde hafiften bir huzur oluşsa da gerginliği söylemeseydi bile belli olurdu.

"Bebeğim, inanıyorum ben. Biz şampiyon olacağız." Söylediğim şeyle gözlerindeki ışıltı, görülmeye değerdi.

"Olacağız değil mi?"

"Olacağız." Gülümsemişti benim bu net tavrımla.

"Söz mü?"

"Sen söz ver, sen sözünü tutarsın." Dediğim şeye gururlu bir şekilde bakmıştı.

Dudaklarını dudaklarıma bastırdığında gülümsemiştim. Gülüşünden öpmek fiilini gerçekleştiriyorduk şu an.

"Kazanırsak, bana bir hediyen olacak mı?" Sırıtarak bana baktığında aklından geçenleri anlamıştım.

Kahkaha atarak ona baktım.

"Bilmem yakışıklı, neden olmasın?" Söylediğim şeyle gözleri büyümüştü.

"Yalnız, attığın gol sayısı kadar da çocuk yap dersen..." Kahkahalarıma onun kahkahaları da karışmıştı.

"Aklın fikrin oralarda senin zaten bu ara." dediğim şeyle bana biraz daha yaklaştı. Elini belime attığında, baş parmağıyla belimi okşuyordu.

"Sen sanki istemiyorsun." gülümseyerek konuştuğu şeyle dudak büzdüm.

Ona cevabımı dudaklarımı dudaklarına bastırarak vermiştim.

Querencia || Mert Hakan YandaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin