"Lahmacun mu yesek?" Kerem'in sorusuyla bakışlarımız ona dönmüştü. Canımız çıkmıştı ama bitirmiştik işte. "Gidemem hiçbir yere." dediğim şeyle gülümsediler. Kendimi Mert Hakan'a doğru bırakmıştım. Üzerimize iyi ki tulum giymiştik, rahat rahat yerlerde sürünebiliyorduk.
"Çok mu yoruldun?" Kafamı sallamıştım Mert Hakan'ın bu söylediğiyle.
"Hadi Kerem, o kadar yardım ettik. Lahmacunlar da senden olsun bari." dediğim şeyle herkes gülmüştü.
"Sana feda olsun, kardeşim benim." Kerem, Nil'in sevgilisi olması dışında gerçekten bir abi gibiydi benim için.
"Bizim de evi boyamaya çağıracak mısın Nilleri?" Mert Hakan'ın kulağıma fısıldayarak söylediği şeye gülümsemiştim.
"Evleniyoruz yani?" dediğim şeyle burnunu yanağıma sürtmüştü. Yalnız, olamaz böyle bir şey.
"Evlenmeyecek miyiz?"
"Evlenelim mi?"
"Evlenelim." Mert Hakan'ın gülümseyerek söylediği şeyle ona daha çok sinmiştim.
"Sizi böyle görmek çok güzel abi." İrfan'ın söylediği şeyle bakışlar bize dönmüştü.
"Mert'in bu şarkı zevkiyle birilerini tavlayabileceğine inanmıyordum." İrfan devam ettiğinde kahkaha atmıştım.
"Allah aşkına Deniz'in müzik zevkinin de Mert'ten aşağı kalır yanı yok." Gözde'nin dediğiyle gülümsedim.
Şu an Mert Hakan'ı bebeğimmiş gibi sevmek istiyordum. Böyle yanaklarını sıka sıka.
-
"Bak yine yalnızca ikimiz varız." Sokakta yürürken söylediği şeyle gülümsedim.
Yanaklarını şimdi sıkabilirdim işte.
Yanaklarını sıktığımda gülmeden edememişti. "Çok seviyorsun galiba beni?" Kafamı salladım.
Gürüldeyen gök gürültüsüyle elim kalbime gitmişti. "Yağmur yağacak gibi." Eve gidip yalnız başıma kalmak istemiyordum. Biz yurttayken beni o kadar korkutuyorlardı ki, yaşça büyük olan kızlar.
"Biraz daha mı dursak dışarıda?" Endişeyle söylediğim şeye şefkatle bakıp avuçları arasına almıştı yüzümü.
"Güzelim, korkuyor musun?" Yutkunmuştum.
Bazen eksikliklerimizi, korkularımızı itiraf etmek en büyük cesarettir.
"Korkuyorum, fırtınalı havalardan." Elektrikler bu fırtınaya dayanamazdı, giderdi.
Sıkı sıkı sarılmıştı bana.
Aşinda olduğum yollarda ilerliyorduk. Benim eve gitmiyorduk, onun ev yoluna sapmıştık.
Hafif çiseleyen yağmurla girdiğimiz saçak altında hafiften yağmurun dinmesini bekliyorduk.
Gitar çalan gençleri gördüm, karşı saçağın altında.
İster istemez gülümsemiştim onlara. Mert Hakan'ı gülerek onlara doğru çektiğimde bizi gören gençler daha da heyecanlı çalmaya başlamışlardı.
Dans ederken, Mert Hakan da kahkaha atıyordu.
Beni etrafımda döndürdüğünde güldüm. "Çok güzelsin." Biliyordum ama bunu ondan duymak her seferinde beni daha da mutlu ediyordu.
"O kadar karizmasın ki." dediğim şeyle güldü.
Tek bir saç tutamım bile kuru değildi şu dakika.
Gözlerime çok anlamlı bakıyordu. Bakışlarım hafifçe yaladığı dudaklarına gitmişti. Şu an onu öpsem ne olurdu?
Onun da bakışları benimkilerdeyken, bunu her ikimizin de ne kadar çok istediğini fark etmiştim. Bu zamana kadar hep çekindiğimiz şeye ben adım atmıştım. Onun dudaklarıyla kendiminkileri birleştirmiştim.
İkimiz de sanki birbirimize hasret kalmıştık yıllarca.
Dudaklarımı onunkilerden ayırıp ona baktığımda gülümseyerek tekrardan birleştirmişti ikimizi.
O akşam ne kadar orada durmuştuk hatırlamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia || Mert Hakan Yandaş
Fiksi Penggemar"Biliyor musun Querencia, İnsanın kendini en güvende, güçlü ve rahat hissettiği, kendi olabildiği, yuvası gibi gördüğü yer demekmiş." Gözlerinin içine baktığımda bu açıklamama karşı gülümsemişti. "Senin yanındayken kendim gibi olduğumu hissediyorum...