2.0

2K 112 21
                                    

"Neden ona bir şans vermiyorsun?" Kerem'in sorusuyla daldığım yerden çekmiştim gözlerimi. Çınar'dan bahsettiği apaçık ortadaydı ancak verecek cevabım onu pek memnun etmeyebilirdi.

"Ne zamandır biliyorsun?" Sorduğum soruyla gülümsedi.

"En başından beri, 7 yıldır." Şaşkınlıkla bakıyordum yüzüne. Koskoca 7 yıl. Neden bu kadar zaman içinde tutmuşken şimdi ortaya atmıştı? Keremle Çınar çok yakın arkadaşlardı, kardeş bile diyebilirdiniz. Kerem'in bu kadar süre bilmiyor oluşu imkansız olurdu.

"Ona karşı bir şey hissetmiyorum, arkadaşlık dışında." Açıklamam ona yeterli gelmemişti.

"Neden ama?" Sorgularcasına baktığında kaşlarım çatılmıştı.

"Ben hangi insandan hoşlanacağıma karar veremiyorum. Bir insanı seviyorsan, sadece sevdiğin için seviyorsundur. Dış görüşü ve karakterinin toplamını seviyorsun. Onu bütünen seviyorsundur. Bizim Çınarla olacak ilişkimiz, sağlıklı bir ilişki olmaz Kerem. Çünkü aramızda o tarz bir çekim yok." Daha da açmıştım konuyu. Haksız değildim, onunla sadece arkadaş olmak istiyordum.

Mert Hakan: N'aber avukat hanım?

Deniz: İyiyim, sen?

Mert Hakan: Değilsin.

Mert Hakan: Aklın hâlâ arkadaşının dediklerinde mi?

Deniz: Kamera taktığın yeri söylemelisin.

Mert Hakan: Seni tanımaya başladım :)

Mert Hakan: Eğer bir sorun olmasaydı, 'iyiyim Mertciğim, sen nasılsın?' diye sorardın.

Deniz: Vaaov

Mert Hakan: Bana rol yapmana gerek yok.

Deniz: Pekala öyleyse.

Deniz: Evet ona takıldı.

Mert Hakan: Yanına gelmemi ister misin?

Deniz: Yorulma sen.

Mert Hakan: Of Deniz.

Mert Hakan: Yanında olmak istiyorum işte.

Mert Hakan: Neden her şeyi kendin halletmek için uğraşıyorsun.

Mert Hakan: Bazen başkalarından yardım alman gerekir, bu senin güçsüz olduğunu göstermez.

Mert Hakan: Seni görmek istiyorum.

Mert Hakan: Bahane bunlar.

Mert Hakan: İstemiyorum demen yeterli.

Mert Hakan: İyi günler.

Deniz: Ya Mert Hakan.

Deniz: Ben o anlamda söylemedim.

-
Sonuç olarak şu an Mert Hakan'ın yanına giden bendim. Gözde'den yerini öğrenmiştim. Arabayı sürerken arkadan bana çarpan arabayla durdum. Hayır işte ya, şimdi değil.

Arabadan indiğimde diğer arabadaki adam da inmişti. "Ya kardeşim, sanki boş otobanda gidiyorsun. Önünde araba var dikkat etsene." Sinirle konuştuğumda adam güneş gözlüğünü bile çıkarmamıştı.

"Ya neyse parası öderiz, uzatma." Parayı yüzüme fırlattığında şaşkınlıkla gözlerim açıldı.

"Burada tek sorun para mı cidden sence? Bindiğim arabaya bak bi' istersen. Senin o parana mı kaldık? Ya birine bir şey olsaydı." dediğim şeyle alayla güldü. "Ailesine maddi yardımı yapardık." Dediği şeyle kan beynime sıçrıyordu.

"Her şey para değil ancak sen bunu o küçük beynine sokamazsın işte." Arabada büyük bir hasar yoktu. İlerlemeye devam etmiştim.

O kadar sinirliydim ki.

Mert Hakan'ın evinin önüne gelmiştim. Derin bir nefes alıp zili çaldığımda açmasını bekliyordum. Kapıyı açan küçük kız çocuğuyla bakışıyorduk şu saniye.

Yanlış eve mi gelmiştim yoksa Mert Hakan'ın çocuğu mu vardı?

Querencia || Mert Hakan YandaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin