Bölüm 8:O Irmağa Girmek Zorundasın

1.2K 146 98
                                    

------
Selamlar ve iyi okumalarr..
------
------

Bölüm 8:O Irmağa Girmek Zorundasın

Lucio'nun göğsünde huzur içinde uyuduğum bir saatin sonunda yavaş yavaş araladım gözlerimi.. Kısa sürmüştü ama hayatımın en güzel uykusuydu resmen. Onun kollarının arasında dünyadan soyutlanmış, olan biteni bir saatliğine de olsa unutmuştum sanki.

Tabi tüm bunlar uyanana kadardı.. Kafam hala Lucio'nun göğsündeyken okulun gürültüsüyle huzursuzca kıpırdandım. Kantin sırasında tartışan aptallar, bağıra çağıra futbol oynayanlar, sırf erkeklerin dikkatini çekmek için yüksek sesle ve ağzını yaya yaya "Kankaağğ" lafını binlerce kere tekrarlayıp dedikodu yapan kızlar..

Hepsini duyabiliyordum maalesef. Bu kadar salağı bir araya nasıl toplamışlar diye düşündüm içimden. Biri hakkında asılsız bir dedikodu çıkarıp, sorgusuz sualsız buna inanıp o kişinin gününü mahvetmek, gururunu kırmak, incitmek ve sonra da hiçbir şey olmamış gibi günlük yaşamına devam etmek nasıl sızlatmıyordu vicdanlarını anlamıyordum.

Bazı şeyler bu kadar basit olmamalıydı..

Bu haber aileme gitse ben nasıl açıklayacaktım bu durumu? Ne diyecektim? Evet bana inanırlardı belki ama kızları hakkında böyle bir şey duymak onları kim bilir ne kadar üzerdi.. Bunu düşünmek kalbimi paramparça ediyordu.

Yine gözlerim dolmuştu. Bu şeyden nasıl kurtulacaktım, ne yapacaktım hiçbir fikrim yoktu. O mesajlar bana ait değildi ama numaram görünüyordu işte ve bunu nasıl açıklayacağımı bilmiyordum.

Gözyaşlarım gözlerimden akıp Lucio'nun tişörtüne damlarken zorla yutkundum. Boğazım düğümleniyordu sanki..

"Defne?"

Lucio'nun sesini duyunca ses çıkarmadan gözlerimi kapattım tekrar. Yüzümü görmüyordu zaten ve ağladığımı bilmesine de gerek yoktu. Bunun onu üzdüğünün farkındaydım. Uyumadan önce bana "Kıyamıyorum sana.." demişti.

O anı hatırlayınca gözyaşlarımın arasından gülümsedim hafifçe. Lucio'nun eli saçlarımda gezinirken "Defne.." dedi tekrar. "Uyumadığını biliyorum. On dakikadır uyanıksın.."

"Değilim.." dedim kafamı göğsünden kaldırırken. "Yeni uyandım." Ama söylediğim yalanı bir saniye bile devam ettiremedim gözlerine bir kaç saniye bakınca. "Nerden anladın?"

"Nefes alışından.."

Ben anlam veremeden yüzüne bakarken sıkıntılı bir nefes verdi. "Ağlama artık.."

Gözyaşlarım durmak bilmeden gözlerimden akarken "Lucio.." dedim. "Ne yapacağım ben şimdi?"

Bu saçma sapan olay olduğundan beri Lucio'nun da bunu düşündüğünü biliyordum. Hatta bu olay olmadan önce bile "Serhat bir şey yaparsa" diye tedirgin oluyordu benim için.

Bana bunu yansıtmamaya uğraşsa da beni güldürmeye çalıştığı zamanlarda bile kafasında bu düşünceler olduğunu biliyordum.

Derin bir iç çekip arkasındaki ağaca yaslandığında kafasında bir şeyler planlıyor gibi görünüyordu. "Yapabileceğimiz bir şey var ama bunun için yardım almamız gerekiyor." dedi tok bir sesle.

"Yardım mı? Nasıl yani?"

"Yani.. Birine anlatmak gibi. Bir öğretmene mesela."

Lucio'nun söylediği şeyle yutkundum. "Asla.."

"Defne bak-"

"Aslaa! Asla olmaz.. Annem ve babam öğrenir o zaman ve herşey daha berbat olur.."

Ben delirmiş gibi bu fikri reddederken Lucio ellerimi tuttu. Böyle tepki vereceğimi biliyordu muhtemelen. "Defne.." dedi sakince. "Bak bunun kulağa ne kadar korkunç geldiğinin farkındayım. Ama aklımda birşeyler var."

O an o kadar kendimde değildim ki.. Stresten, korkudan bayılacakmışım gibi hissediyordum ve sadece ağlıyordum. Annem bunu öğrenirse mahvolurdu. Hele babam.. Beni bu yaşıma kadar el üstünde büyütmüş, her zaman üzerime titremişlerdi. Onların bu şekilde büyüttüğü bir kızı, ne cesaretle böyle lekeleyebiliyorlardı? Annem ve babamın kıyamadığı gözyaşımı onlar hangi hakla akıtabiliyordu?

"Anlatmadan yapalım o şeyi.." dedim ağlamaya devam ederken. "Kimse öğrenmeden.. Annem ve babamın bunu bilmesini istemiyorum! Onların üzülmesine dayanamam.."

Sinir krizi falan mı geçiriyordum bilmiyorum ama ellerim titremeye başlamıştı. Bir türlü sakinleşemiyordum. Lucio'nun gözlerindeki acıyı görebiliyordum. Bu halime dayanamadığını biliyordum ama onun bakışları bile sakinleştirmiyordu beni o an. Hiçbir şey sakinleştiremezdi!

Lucio yüzünü yüzüme yaklaştırdığında ıslanan kirpiklerimden dolayı doğru düzgün göremiyordum bile onu. Ben ne yaptığına anlam vermeye çalışırken "Sadece gözlerime bak.." dedi.

Ağlamaktan doğru düzgün çıkmayan sesimle konuştum. "Bakıyorum."

"Defne." dedi. " Bu senin siyah elbisen.."

"Ne?" dediğimde söylediklerinden hiç bir şey anlamamıştım. Aynı şeyi tekrar etti.

"Bu senin siyah elbisen Defne.. Bu olay.. Sana yapıştırılan bu iğrenç etiket senin siyah elbisen. Çok ağır değil mi? Çok iğrenç.. Yürümeni bile zorlaştırıyor.."

O an biraz da olsa gözyaşlarımın durulduğunu fark ettim. Sadece Lucio'ya odaklanmıştım. Sakince devam etti sözlerine.

"Bu elbiseden kurtulmak zorundasın. O ırmağa girip beyaz elbiseye ulaşmadan siyah olandan kurtulamayacağını biliyorsun. O ırmağa girmek zorundasın Defne. O karaltı sana engel oluyor evet.. Ama ona rağmen girip o sudan temiz bir şekilde çıkabilirsin. Ve söz veriyorum ben o karaltının sana engel olmaması için herşeyi yapacağım. Tamam mı? "

Lucio'nun gözlerine bakarken çok tuhaf hissediyordum.

HİÇBİR ŞEY SENİ SAKİNLEŞTİREMEZ, ÖYLE Mİ DEFNE?

Bu olayı gördüğüm kabusla birleştirip bana açıklaması nutkumun tutulmasına sebep olmuştu resmen. Artık ağlamadığımı fark ettiğimde Lucio'nun yüzünde hafif bir gülümseme vardı.

"Bu sessizliğini 'tamam' olarak algılıyorum. Yarın öğretmenlerden  biriyle konuşup herşeyi anlatacağız. Sonra ben kendi planımı da söyleyeceğim. Ve bir şekilde orta yolu bulup halledeceğiz. Anlaştık mı? Bana güven yeter.."

O yüzünü yüzümden uzaklaştırırken kafamı salladım. İtiraz etmemin bir anlamı yoktu.

" Ve.. " dedi Lucio arkasındaki ağaca tekrar yaslanırken." Annen ve babanın incinmemesi için de elimden geleni yapacağım, merak etme."

O an içimdeki ses " Bu çocuğa aşıksın!" diyordu. "Bu çocuk bu kadar mükemmelken bu çocuğa aşık olmaktan kaçamayacaksın.."

Tuhaf bir şekilde içimdeki bu sese sürekli karşı çıkan, dediklerinin tersini söyleyen diğer ses, şimdi sadece susuyordu. O bile inkar etmiyordu bu gerçeği.

"Lucio.." dedim yutkunarak.

O meraklı gözlerle bana bakarken bu sefer kurduğuma asla pişman olmayacağım bir cümle çıktı dudaklarımın arasından.

"İyi ki girdin hayatıma.."

------
------
Lucio'cum bime ne zaman gelirsin??

Diğer bölümlere göre bir tık daha kısa bir bölümle geldim bu sefer ama telafi edicem merak etmeyinn <3

Bölümü nasıl buldunuz?

Oylamayı ve bol bol yorum atmayı unutmayınnn. Sizi seviyorum.. Sonraki bölümde görüşmek üzereeee<3

VİŞNE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin