------
Selamlar bebeklerimm..Bugün minicikte olsa daha uzun bir bölümle geldim önceki bölümü telafi niyetine.. Umarım beğenirsiniz.
İyi okumalar..
------
------Bölüm 9:Oyuncak Dükkanındaki Çocuk
"İyi ki girdim hayatına.." dedi Lucio gülümserken.
Sanki bu cümleler büyülüydü ve biz büyünün bozulmasından korkar gibi hiç konuşmadık o an. Dakikalarca sustuk. Dakikalarca bakıştık.. Belki biz konuşmuyorduk ama bakışlarımız herşeyi anlatıyordu.
Ağlamaktan kızardığını tahmin ettiğim yeşil gözlerim Lucio'nun kahverengi gözleriyle her çarpıştığında "Tamam.." diyordum içimden. "O yanımda ve herşey çözülecek. Halledeceğiz.."
Çünkü biliyordum ki o halledeceğim diyorsa, halledecekti. Daha on dakika öncesine kadar bu düşünceye inanamayıp sinir krizi geçiriyordum ama o konuştukça her şeyin düzeleceğine inancım artmıştı. Evet hala çok korkuyordum. Evet hala endişeli ve stresliydim. Ama kendimdeydim en azından. Daha önce de söylediğim gibi Lucio benim ilacımdı ve beni nasıl sakinleştireceğini çok iyi biliyordu.
Aramızdaki sessizlik gittikçe uzarken ikimizde bundan rahatsız olmuyor gibiydik. İkimizde düşünceliydik. İkimizde öfkeliydik..
Gözlerimiz kimi zaman etrafı izleyip bize zihnimizde dolaşan düşünceleri değerlendirme fırsatı verirken kimi zaman birbirimizin gözlerine değiyordu.
Sonra Lucio etrafa bakmayı bırakıp gözlerime sabitledi gözlerini. Uzun uzun, derin derin baktı gözlerime. Sanki ruhumun yansıması gözlerimdeydi de onu görmeye çalışıyordu.. Sonra yüzümü incelemeye başladı. Yine uzun uzun, yavaş yavaş..
Yanaklarım kızarmaya başlarken hafifçe gülümsedim. "Neden bakıyorsun öyle?"
O da gülümsedi aynı şekilde. "Nasıl bakıyorum?"
Biraz düşündüm ama o bakışlarını açıklayacak bir ifade bulamadım.
"Bilmem.."dedim omuz silkerken.Lucio kafasını iki yana sallarken "Bende bilmiyorum.. " dedi. Sonra ayağa kalkıp elini bana uzattı." Hadi gidelim.. "
Uzattığı elini tutup ayağa kalkarken korkuyla sordum. "Nereye gidiyoruz? Anlattıklarını yarın yaparız demiştin.."
"Yarın yapacağız.." dedi beni rahatlatmak ister gibi. "Hatta, yarına kadar bu konuyu bir daha konuşmak bile yok! Başka şeyler konuşacağız tamam mı? Yarına kadar ruhunu dinlendireceksin ve sabah uyandığında bu okula çok güçlü geleceksin. Anlaştık mı?"
Ona hayran hayran bakarken kafamı salladım. "Anlaştık.. "
"Sorunun cevabına gelecek olursak.. Nereye gidiyoruz bilmiyorum ama nereden gittiğimizi biliyorum. Ve bence bunu bilsek yeter.."
Beraber bahçe kapısına doğru yürürken söylediği cümleleri düşünüp sırıttım. "Sen baya edebiyat yapıyorsun artık farkında mısın? Türkçe'n benden iyi.."
Aklına gelen şeyle o da sırıttı. " Sen uyumadan önce söylediklerini hatırlıyor musun?"
Kaşlarımı çatıp hatırlamaya çalıştığım sırada zihnimden geçen tek şey "Sana kıyamıyorum.." demesiydi.
"Ne dedim ki?" diye sordum merakla.
"Yine böyle bişey söylemiştin. Türkçemin baya geliştiğini falan.."
"Haa.." dediğimde o anlara dair bir kaç ışık yanmaya başlamıştı kafamın içinde. "Evet.. Sonra tişörtünle ilgili bişeyler söyledim, değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİŞNE
ChickLitKapıyı kapatmam ve gözyaşlarımın gözlerimden firar etmesi bir oldu. Öyle bir ağlıyordum ki, biri görse açıklayamazdım sebebini. "Buna mı ağlıyorsun böyle manyak gibi?" derdi bana muhtemelen. Ama evet, buna ağlıyordum. Kapıya yaslanıp yere çöktüm ağl...