------
Selamlar bebeklerimm..Ve deeee keyifli okumalar.
------
------
Bölüm 11: Saçma Bir PlanStresten karnım ağrımaya başlarken Lucio uzanıp öğretmenler odasının kapısını çaldı ve yavaşça açtı kapıyı.
Ben tereddütle yüzüne bakarken "Hadi gir.." dedi fısıltıyla.
Kafamı sallayıp içeri adımımı attığımda Emel hocayı elindeki kağıtları dolabına yerleştirirken buldum. Onun dışında bir de geçen sene edebiyat dersime giren ama adını unuttuğum bir hoca vardı ve telefonuyla ilgileniyordu.
Emel hoca beni fark ettiğinde "Defneciğim.." dedi yüzündeki kocaman gülümsemeyle.
Bende zar zor gülümsemeye çalıştım. "Hocam.."
Yanıma yaklaşıp elini omzuma koyduğunda "Bir şey mi oldu?" dedi. "Yeni konuların notlarını almaya mı geldin?"
Gözlerim bir kaç adım ötemde duran Lucio'ya kaydığında Emel hoca da benimle birlikte ona baktı ve tekrar sordu. "Bir şey mi oldu çocuklar?"
"Bunu burda konuşmasak daha iyi.." dedi Lucio. "Eğer zamanınız varsa, sizinle konuşmak istiyoruz."
Emel hoca kafası karışmış bir şekilde bize bakarken endişelenmeye başlamış gibi görünüyordu. Arkasını dönüp sandalyeye astığı çantasını aldıktan sonra tekrar bize döndü. "Dil sınıfı şuan boş, oraya gidelim."
Sözünü dinleyip peşine takıldığımızda karnımın ağrısı iyice şiddetlenmeye başlamıştı. Sınıfın önüne gelip Emel hocanın kapıyı açmasını bekledikten sonra hepimiz içeriye girdik.
Emel Hoca öğretmenler masasına geçerken bizde karşısındaki sıralara oturduk.
"Ee?" dedi tedirgin bir şekilde. "Anlatın bakalım.. "
Lucio söze başlamam için bana baktığında nasıl anlatacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu. Üstelik çok utanıyordum. Bu halimi fark edince kendi konuşmaya başladı.
"Aslında sizden yardım almaya geldik hocam.. Bu nasıl söylenir bilmiyorum ama şuan da tüm okulda Defne hakkında konuşulan gerçek dışı bir dedikodu var. Ve öyle sıradan bir konu değil. Defne'yi çok kötü bir ithamla yargılıyorlar ve tüm bunların sorumlusu Defne'ye takıntılı bir öğrenci. Sanırım 12/C'de.."
Son cümlesini söylerken onay almak için bana baktığında kafamı salladım.
Emel hoca Lucio'nun anlattıklarına anlam vermeye çalışırken Lucio devam etti.
"Her okulda takıntılı birileri veya öğrencilerin birbirleri hakkında yaptığı dedikodular var diye düşünebilirsiniz belki ama bu biraz daha farklı. Bu çocuğun takıntı seviyesi kendini aşmış durumda. Geçen gün okulun ağaçlık kısmında Defne'yle konuşmak için ısrar ediyordu. Defne istemediğini söyleyince ona temas etmeye başladı ama neyseki ben oradaydım. "
Emel hoca şok içinde Lucio'yu dinlerken kaşlarını çattı." Kavga mı ettiniz?"
"Sayılır.."dedi Lucio." Sonrasında onu orda bırakıp gittik ama Defne çantasını orada unuttuğu için geri döndük. Döndüğümüzde Serhat orda değildi ve Defne'nin eşyaları çantasında duruyordu. Bizde bir sorun olmadığını düşündük ama anlaşılan öyle değilmiş. Serhat Defne'nin telefonundan kendi numarasına bazı uygunsuz mesajlar atmış ve bir şekilde bunu tüm okula yaymış. Şimdi herkes Defne'ye farklı bir gözle bakıyor."
Emel hoca şaşkınlık dolu bakışlarla bize bakarken gözlerim dolmuştu yine. Nefes alamadığımı hissediyordum.
"Bu anlattıkların.." dedi Emel hoca. "Korkunç şeyler!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİŞNE
ChickLitKapıyı kapatmam ve gözyaşlarımın gözlerimden firar etmesi bir oldu. Öyle bir ağlıyordum ki, biri görse açıklayamazdım sebebini. "Buna mı ağlıyorsun böyle manyak gibi?" derdi bana muhtemelen. Ama evet, buna ağlıyordum. Kapıya yaslanıp yere çöktüm ağl...