Bölüm 14: O Hiç Kimseye Benzemiyordu..

932 131 106
                                    

------
Selamlar bebeklerimm..

Önceki bölümde çok şükür bir şeyler oldu diye sevindik ama Defne son sahnede yine ağlıyordu.. Bakalım bu bölümde neler olacak. Umarım beğenirsiniz.

Keyifli okumalar..
------
------

Bölüm 14: O Hiç Kimseye Benzemiyordu..

Telefonum tekrar tekrar çalmaya devam ederken her seferinde cevapsız bırakıyordum onu.. Açmayacaktım. Açamazdım çünkü. Hem açsam ne diyecekti ki? "Beni niye öptün Defne?" mi?

Hayır.. Bunu demeyecekti ama ne diyeceğini de bilmiyordum. Tahmin edemiyordum bile. Gözyaşlarım durmak bilmeden akarken onun hala kapının önünde olduğunu biliyordum. Gitmemişti. Araba sesini duymamıştım çünkü. Ve gitmesi için dua ediyordum o an..

Siz hiç birini öptünüz diye deli gibi ağladınız mı?

Kulağa ne kadar tuhaf geliyor bilemiyorum ama ben ağlıyordum işte.

AĞLAMAN İÇİN HİÇBİR SEBEP YOK DEFNE..

Kendi iç sesime kafamı iki yana sallayarak cevap verirken "Var.." dedim. Var, çünkü onu öptüm!

EEE? NE VAR BUNDA?

Ne var bunda mı? NE VAR BUNDA?? Bunda ne yok ki.. Utanıyordum.. Hem de deli gibi utanıyordum. Onu tekrar gördüğümde ne yapacağımı tahmin etmek çok zordu.. "Ya bu hareketim yüzünden onu kaybedersem?" diyordum kendi kendime. Tamam, ben ona aşıktım ama, peki ya o?

O DA SANA AŞIK DEFNE.

Ellerim titrerken iç sesimin haklı olmasını ne kadar çok istediğimi düşündüm.. Ama öyle değildi. Onu öpmüştüm ve o karşılık vermemişti. Onu öpmüştüm ve o tek bir kelime bile söylememişti. Yüzündeki ifadeyi görseydiniz ne demek istediğimi anlardınız.. Ben arkamı dönüp giderken o bana seslenmemişti bile..

Hayatımın en güzel gecesini nasıl kabusa çevirdiğimi okuyordunuz bu satırlarımda şuan. Lucio'ya deli gibi aşık olduğum için yaptığım anlık bir hatayla yaşanan bunca güzel şeyi nasıl berbat ettiğime, onu nasıl ellerimle kendi hayatımdan ittiğime şahit oluyordunuz.

Ve evet, bu düşünce beni mahvediyordu..

Nihayet arabanın çalıştığını duyduğumda yavaşça kalktım yerden. Elbisemi üstümden çıkarıp iç çamaşırlarımla kaldığımda yatağa attım kendimi. Hava buz gibiydi.. Ve ben bilerek üstüme bir şey giymeden o soğuk beni kendime getirsin diye bekliyordum o an. Tenimdeki ateşi söndürsün, üşüyeyim istiyordum.

Kalbim acı içinde kıvranırken gözlerimi kapatıp sadece bir kaç saniyeliğine de olsa o acıyı dindirmeye çalışarak dudaklarımın onun dudaklarına değdiği anı düşündüm.

O kadar güzeldi ki.. Onu öperken kalbim sanki çölde kaybolmuş bir bedeviydi ve ben ona su veriyordum o çölün ortasında. Öyle bir minnet duyuyordu bana.

Eğer bir daha olsa, bir daha yapamazdım onu kaybetme korkumdan ama onu bir daha öpebilmek için herşeyimi verirdim..

Tüm bu düşüncelerle birlikte derin bir uykuya dalarken titreyen bedenim umrumda değildi. Sadece uyumak ve uyandığımda tüm bunların rüya olduğunu fark edip rahat bir nefes almak istiyordum..

                               *****
(Ertesi gün..)

Kar yağıyordu galiba. Hemde sadece benim odama.. Bu soğuğun başka bir açıklaması olamazdı çünkü. Aniden karnıma giren krampla gözlerimi açarken ufak bir inilti çıktı dudaklarımın arasından.

VİŞNE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin