Bölüm 12: Beyaz Elbise

971 132 90
                                    

------
Selamlar bebeklerimm..

Umarım bölümü beğenirsiniz <3

Keyifli okumalar..
------
------

Bölüm 12: Beyaz Elbise

(10 gün sonra..)

"Sevgili Günlük ;

Saat şuan 00:21 ve bunun anlamı ondan tam 10 gündür uzak olduğum.. 10 gündür onu karakol dışında bir yerde görmedim. 10 gündür ona dokunmadım. Bana en son sarıldığından beri koskoca 10 gün geçti ve onu o kadar özledim ki..

Hergün mesajlaşıyoruz ama onun o kahvenin en güzel tonunu barındıran gözlerine bakmadan, kokusunu içime çekmeden, o tatlı italyan aksanını duymadan iyi olabileceğimi sanmıyorum.

Neyseki annem ve babam bu aralar biraz daha iyiler. O yüzden en kısa zamanda onunla buluşup ona sarılışımın her saniyesini sana anlatacağım."

Yazdıklarıma son bir kez göz attıktan sonra günlüğümü kapatıp yerine koydum. Sonra içimden bir kez daha tekrar ettim o cümleyi.

" 10 gün oldu.. "

10 gün önce Serhat'la konferans salonunda konuştuktan sonra bir sürü şey olmuştu. Nevin hoca babamı ve annemi arayıp okula çağırmış, onlara durumu anlatmıştı. Ben o gün Lucio'ya sarıldığımda herşey geçti sanmıştım ama asıl kabus tam olarak o zaman başladı.

Babam delirdi! Ciddi anlamda delirdi ve Serhat eline geçse orada öldürürdü muhtemelen. "Kimse benim kızıma bunları yapamaz, yaşatmam onu." diyip duruyordu.

Annem babam kadar sinirli değil, daha çok üzgündü. Sürekli ağladı. Hatta o kadar çok ağladı ki sesi kısılmıştı.

Ben onların bu hallerini gördükçe üzüntüden kafayı yemiştim. Annem ağladıkça ben ağladım ve babamın her küfüründe bende sövdüm hayata.

Biz bu haldeyken Lucio yalnızca benimle değil hepimizle ilgilenmişti. Babamla kendi babasıymış gibi konuşmaya çalışmış, annem sanki onun annesiymiş gibi teselli etmişti. "Sizin kızınız benim hayatımda gördüğüm en temiz kalpli, en masum insan. Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bunu değiştiremezler." demişti.

Ve size daha önce söyledim mi bilmiyorum ama Lucio hayatımda gördüğüm en mükemmel insandı..

Sonraki bir kaç günüm karakolda geçti. Annem ve babamla birlikte Serhat için şikayette bulunmaya gittik. Zaten Emel hoca tutanak da tutmuştu onun hakkında. Sonrasında Lucio'nun ve benim ifadelerimizi almışlardı. Serhat salağı kendi ifadesinde Lucio'nun onu darp ettiğini söylediği için biraz sıkıntı çıkmıştı ama şuan bir sorun yoktu neyse ki.

Babam bir polis arkadaşıyla özel olarak konuşup Serhat'ın bana bilmem kaç metreden fazla yaklaşamayacağıyla ilgili bir karar çıkarttırsa da ilk günler dışarıya adımımı atmama izin vermediler. Zaten benimde bunu yapacak halim yoktu açıkçası. Tüm bu olanlar beni o kadar yormuştu ki, günlerce yataktan çıkmamıştım. Zaman zaman ağlayıp günlük yazıyordum o kadar.

Bunların yanında bazı güzel şeyler de olmuştu tabi. Okulumuzun itiraf sayfasında benim adıma paylaşılmış bir sürü "Defne yalnız değil." etiketi vardı. Bunu kimin başlattığını bilmiyordum ama sonrasında bu etiketler çığ gibi büyümüştü. İnsanlar kendilerini bana karşı mahcup hissediyordu sanırım. Bir sürü özür mesajı almıştım. Ve size bir şey söyleyeyim mi? Bu mesajların yarısı kız öğrencilere aitti ve bunun beni ne kadar mutlu ettiğini tahmin bile edemezdiniz..

Lucio'nun her seferinde "saçma" olduğunu iddia ettiği planı baya işe yaramıştı. İnsanlar Serhat'la konuşmamı dinlediklerinde biraz empati yapmışlardı galiba benimle.

VİŞNE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin