------
Selamlarrr bebeklerimm..30 bölümü geride bıraktık.. Bunun anlamı hem çok yol kat ettiğimiz hem de sona yaklaştığımız.. Tam olarak kaçıncı bölümde final yapacağımızı bilmiyorum ama az kaldı diyebilirim. Bunun için çok heyecanlıyım. Böyle konuşunca bir kaç bölüm kalmış gibi oldu ama merak etmeyin, o kadar az değil. Sadece yaklaşıyoruz..
Fazla konuşmadan bölüme geçelim.. Keyifli okumalar..
------
------Bölüm 31: Müzik Benim Ruhuma İşlemiş
(1 hafta sonra..)
"Son yarım saat.."
Kafamı kaldırıp kapıdan bana seslenen Buğra'ya baktığımda kolundaki saati gösterdi bana.
"Zaman daralıyor.."
Tavaya attığım tavukların kızaran taraflarını üste çevirirken "Çok konuşma." dedim. "Kolaysa gel sen yap.."
Söylediğim şeye cevap olarak tişörtünü yukarı kaldırıp karnındaki yara izini gösterdi.
"Bunu görüyor musun? Ölebilirdim.. Ben yaralı bir insanım, yerimden kalkmam bile sakıncalı.."
Gülerek gözlerimi devirirken "İyi o zaman." dedim. "Git de uzan öyleyse, kalkma yerinden."
Kapıya yaslanıp kafasını iki yana salladı.
"Olmaz.. Çok sıkıldım."
Aslında yarasıyla ilgili bir sıkıntı yoktu. Olayın üstünden bir hafta geçmişti ve doktorun söylediği gibi bıçak hayati organlarına denk gelmediği için durumu gayet iyiydi. Hatta ikinci günden ayağa kalkmaya başlamıştı bile. Ama yine de nazlanmaktan vazgeçmiyordu..
Yaralı olmasını bahane ederek tüm işlerden kaçıyordu ve sürekli yemek yapmamı istiyordu benden. Tabiki hayır demiyordum ona. Bilerek uğraşıyordum ve sızlanıyordum ama onun için yemek yapmak asla zoruma gitmiyordu. Benim için yaptığı şeyin değeri paha biçilemezdi çünkü.
Yemek yaparken bana süre verip Mehmet şef gibi başımda bağırıp duruyordu ama olsun..
Bu arada annem ve babam 3 gün önce gelmişlerdi Bursa'dan. Kaan'ın bana anlattığı gibi olaydan haberleri olmamıştı ama yine de adımı her söylediklerinde kalbimi tutarak gidiyordum yanlarına. Öğrenmelerinden çok korkuyordum ve bu korkumun geçmesi zaman alacaktı belli ki..
Diğer bir korktuğum şeyse babamın sürekli arkadaşlarımı sorguluyor olmasıydı.. Artık her günümü Kaan'ın evinde geçiriyordum ve babam sürekli nerede olduğumu sorup duruyordu. Ona yalan söylemiyordum bu arada. Arkadaşlarımlayım diyordum ama bu durum sinirini bozuyordu sanırım. Onları tanımadığı için babama hak veriyordum ama ben çok seviyordum hepsini.. Bunu babama nasıl anlatabilirdim ki?
Kafamdaki düşüncelerle birlikte bir şarkı mırıldanmaya başladığımda Buğra'nın hala mutfakta olduğundan haberim yoktu. Gittiğini düşünüyordum ve "Oha!" demesiyle korkarak irkildim.
"Ne oluyor ya!" dedim elimi kalbime götürüp.
Bana şaşkınlık dolu gözlerle bakarken "Defne." dedi. "Senin sesin çok güzel lan!"
Sonra kapının diğer tarafına dönüp Can'a seslendi.
"Lan bana bak vokalist bozuntusu! Seni gruptan atıyorum,yerine birini buldum.."
Söylediklerine gülerken ocağı kapatıp kızaran tavukları tabağa aldım. O sırada Can bağırarak cevap veriyordu Buğra'ya.
"Herife bak, beni gruptan atıyormuş! Babasının grubu sanki.. Oğlum asıl sen siktir ol gruptan, bir grupta iki gitarist fazla.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİŞNE
ChickLitKapıyı kapatmam ve gözyaşlarımın gözlerimden firar etmesi bir oldu. Öyle bir ağlıyordum ki, biri görse açıklayamazdım sebebini. "Buna mı ağlıyorsun böyle manyak gibi?" derdi bana muhtemelen. Ama evet, buna ağlıyordum. Kapıya yaslanıp yere çöktüm ağl...