Bölüm 26: Erkek Tavuk?

510 88 87
                                    

------
Selamlarr bebeklerimmm..

Küçük bir açıklama yapmak istiyorum. Bundan sonraki bölümü, bu bölüme 50 yorum gelirse atacağım.(Öylesine atılan yorumlar geçerli değildir.) Normalde böyle şeylerden hoşlanmıyorum ve yeni bölüm atmam için bir kişinin istemesi bile yeterli, bunu biliyorsunuz. Ama kitapla ilgili bazı şeyler yüzünden moralim bozuk. O yüzden ihtiyacım var. Umarım dikkate alırsınız, sizi seviyorum.

Keyifli okumalar.
------
------

Bölüm 26: Erkek Tavuk?

"Defne, iyi misin?"

Sanırım ben biraz anneme çekmiştim.. Ufak bir şey için bile cenaze var gibi ağlıyordum ve Kaan'ın anlattıkları ufak şeyler değildi. O yüzden durduramıyordum ağlamamı. Kaan'ın sorusuna zar zor cevap verdim.

"İyiyim, merak etme.."

Kaan bana sardığı kollarını gevşetip yüzüme baktığında "Emin misin?" dedi. "Bak ben ağlamıyorum, sen neden ağlıyorsun bu kadar?"

Kaan'ın söylediği şeye ağlıyor olmama rağmen güldüm.

"Ya off.. Ben biraz sulugöz biriyim. Dayanamıyorum işte, ağlıyorum.."

Kaan da benimle beraber gülerken "Tamam tamam." dedi. "Ağlama daha fazla.. Hadi gel kahvaltı hazırlayalım seninle."

Kafamı sallayıp yavaşça ayağa kalktım. Kaan'ın peşinden mutfağa giderken bir yandan da ıslak yanaklarımı siliyordum ellerimle. Ağlamam bir nebze de olsa durulmuştu.

Mutfağa girdiğimizde Kaan elime bir bıçak tutuşturup" Salatalık falan doğrayabilir misin?" dedi. "Bıçak tutmayı biliyor musun?"

"Ya Kaan!" dedim alaycı tavrına isyan ederek. "Çocuk muyum ben?"

Gülmemeye çalışarak omuz silkti.

"Bilmem, bana öyle geliyor.."

İkimizde gülmeye başladığımızda önüme koyduğu salatalıkları doğruyordum. O da kızartmak için patates soyuyordu.

"Aslında.." dedim soyduğu patatese bakarak. "Baya beceriklisin. Ben patates soyduğum zaman annemden azar yiyorum yarısı çöpe gitti diye."

Kaan söylediğime gülerken "Bilmem.." dedi. "3 tane oğlun olursa sende öğrenirsin belki.."

Aklıma Buğra, Can ve Matteo gelince kahkaha attım.

"Hep burada mı kalıyor onlar?"

"Çoğu zaman." dedi Kaan bana bakıp. "Matteo yine biraz daha olgun onlara göre. Ama diğer ikisi gerçekten çocuk!"

"Çocuk mu?"

Duyduğum sesle kafamı kaldırıp kapıya çevirdiğimde Can'ın uykulu gözleriyle karşılaştım. Yanıma yaklaşıp "Defne." dedi imalı bir tavırla. "Baksana sevgiline çocuk diyor. Bir şey söylesene şuna.."

Elimdeki bıçağı masaya bırakıp mahcup bir ifadeyle Can'a baktım.

"Ya Can, gerçekten kusura bakma. İnan ki hiçbir şey hatırlamıyorum bile."

"Önemli değil.." dedi Can hafifçe gülümseyerek. "Aslında baya komikti. Dokuz yüz bininci flörtüm yüzüme içki döküp gitmese bende eğlenebilirdim."

Kendimi tutamayıp kahkaha attığımda "Ne?" dedim zar zor. "Yüzüne içki mi döktü?"

Kaan da gülmeye başlayınca Can derin bir iç çekti.

"O Buğra salağı bir elime geçerse.. Ha, bu arada, ilk defa ondan erken kalktığımı düşünerek Buğra'nın odasına gittim az önce. Bana her zaman yaptığı gibi üstüne atlayarak uyandırmak için.. Ama yoktu."

VİŞNE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin