------
Selamlarr bebeklerim.. Bu cümleyi son kuruşum gibi hissetsemde sizinle hem özel bölümlerde, hemde yeni bir kurguda tekrar görüşeceğimizi biliyorum..Sadece kısa bir süre ayrı kalacağız ve bu kısa süre ne kadar olursa olsun çok özleyeceğim bunları yazmayı.
Olayı daha fazla dramatize etmeden bölüme geçelim..
Karşınızda Vişne'nin final bölümü.. Keyifli okumalar <3
------
------Bölüm 45: Vişne (Final)
(25 yıl sonra, Buse'nin ağzından..)
Önümdeki merdivenleri birer birer ve ağır ağır çıkarken "Off.." dedim tatlı bir serzenişle,peşimden gelen Ulaş'a. "Çok yoruldum ya.."
Onun da benimle aynı durumda olduğunu biliyordum. Yine de bir şey demedi. Arkama bakmasam da gülümsediğini tahmin ediyordum.
Sonunda daireye ulaştığımızda çantamdan anahtarımı çıkarıp kilide soktum ve çevirdim yavaşça.
Aslında sadece yorgun olduğum için yavaş davranıyordum ama Ulaş sessiz olmaya çalıştığımı düşünerek "Evde biri mi var?" dedi. "Varsa rahatsız etmeyelim, başka bir yerde yapabiliriz müzik çalışmalarını.."
Omuz silkip "Ev arkadaşım var ama sorun değil.." dedim. "Alt tarafı gitar çalıp beste yapacağız. Müzikten kimse rahatsız olmaz."
Yine sessiz kaldı ve yine söylediğime gülümsüyordu büyük ihtimalle.
İçeri girdiğimizde direkt olarak salona açılan, küçük ama tatlı eve ufak bir göz atıp çantamı vestiyere bıraktım.
Ulaş da peşimden girip arkasından kapıyı kapattı ve elindeki gitarı hemen vestiyerin yanındaki duvara yasladı.
Gözleri evin içinde gezinirken "Evin güzelmiş.." dedi yüzündeki tebessümle. "Bahsettiğin gibi küçük ama hoş bir dekorasyonu var."
Ona gülümserken "Hıhı.." dedim mırıltıyla. Gözleri hala etrafta gezinirken devam ettim. "Kahve içer misin? Yorgunluktan uyku çöktü üstüme, hem biraz uykum açılır.."
Ulaş'ın gözleri salonun bir köşesine takılıp kaldığında niye böyle dalıp gittiğini ve sorumu cevapsız bıraktığını anlamaya çalışarak baktığı yere çevirdim bakışlarımı.
Gördüğüm şeyle gülümserken Ulaş oraya doğru yürüyüp elini raflara dizili albümlere doğru uzattı.
"Müzik zevkine her geçen gün daha fazla aşık oluyorum.. Bu grubun yeri benim için çok ayrı, onları tanıyor olmana sevindim."
Söylediği şeye gülerek yanına yaklaştığımda elini uzatmasına rağmen almaya kıyamıyormuş gibi davrandığı albümlerden birini elime alıp parmağımı kapağın üzerideki fotoğrafta gezdirdim.
"Evet tanıyorum. Babamın grubu çünkü.."
Ulaş'ın yüzünde anlam veremeyen şaşkın bir ifade oluştuğunda "Buse!" dedi heyecanla. "Senin sürekli 'Benim babam da bateri çalıyor, benim müzik tutkum oradan geliyor..' diye bahsettiğin baban Vişne grubunun bateristi Kaan Erçin mi?"
Heyecanlı sorusuna ve tatlı şaşkınlığına gülmemek için dudağımı ısırdığımda "Öyle.." dedim.
Bakışları tekrar raftaki albümlere kaydığında "Ya kızım deli misin sen?" dedi. "Niye söylemedin daha önce? Babam Kaan Erçin olsa alnıma yazıp gezerim!"
Söylediği şeye kahkaha atarken "Ne bileyim ya.." dedim. Egolu davranmak veya kibirli görünmek istemiyordum. Babam beni böyle yetiştirmemişti sonuçta..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİŞNE
ChickLitKapıyı kapatmam ve gözyaşlarımın gözlerimden firar etmesi bir oldu. Öyle bir ağlıyordum ki, biri görse açıklayamazdım sebebini. "Buna mı ağlıyorsun böyle manyak gibi?" derdi bana muhtemelen. Ama evet, buna ağlıyordum. Kapıya yaslanıp yere çöktüm ağl...