Bölüm 23: Yıldızlar Avuçlarımda

594 99 91
                                    

------
Selamlarr bebeklerimmm..

Ve de keyifli okumalar.
------
------

Bölüm 23: Yıldızlar Avuçlarımda

Elimdeki telefonu tekrar kenara bıraktığımda heyecanla Lucio'ya döndüm.

"Peki nasıl olacak bu parti?"

Bir kaç saniye düşündükten sonra "Bilmiyorum ki.." dedi. "Normal partidir herhalde."

"Yaa.." dedim her zamanki gibi mızmızlanarak. "Ben hiç gitmedim diyorum, sen normal parti diyorsun.. Nerden bileyim ki?"

Lucio sızlanışıma gülerken "Defne.." dedi. "Sanki ben partiden partiye koşuyorum. Yani bir kaç kez gittim sadece, bilemiyorum o yüzden. Dans, müzik, kalabalık, gürültü falan işte.."

Partiyi tanımlarken bile sevmediğini bu kadar belli etmesi komik gelse de gülmemeye çalışıp iyice sokuldum göğsüne.

"Ne giysem acaba?"

"Yani.." dedi Lucio derin bir iç çekip. "Kendini hasta edecek en mükemmel kıyafeti seçeceğine şüphem yok."

Söylediğine kahkaha attığım sırada kollarıyla sımsıkı sardı beni.

O böyle yaptığı zaman o kadar güvende hissediyordum ki kendimi.. Hiç bırakmasın istiyordum beni. Zaman dursun, ben hep burada kalayım. Zaman dursun ve kollarının arasında yaşayayım ben. Teninin kokusunu, sıcaklığını her saniye hissedeyim istiyordum.

O an aklıma gelen şeyle kafamı kaldırıp Lucio'ya baktım.

"Senin neden Kaan'ın evinde bir odan var?"

"Hepimizin var.. Bazen hep birlikte orada kalıyoruz çünkü."

Kendi kendime "Mmhm.." diye bir mırıltı çıkarırken tekrar kafamı Lucio'nun göğsüne yasladım.

Ben orada olmasam bile onları o evde hayal etmek çok güzeldi. Buğra ve Can'ın didişmeleri, Kaan'ın onlarla uğraşması, Matteo'nun onları umursamadan söz yazması.. Bunları düşünmek bile beni eğlendiriyordu.

"Peki.." dedim merakla. "Sen neden o grupta yoksun? Senin sesin çok güzel.."

Yüzünü görmesem de gülümsediğini hissediyordum. "Bilmem.." dedi sessizce. "Anlattım sana, ben küçüklüğümden beri onlardan ayrı takılıyorum. Onlarla olmak çok güzel, hepsini de seviyorum ama yalnız olmayı daha çok seviyorum. Hem abimi görüyorsun, yemek yerken bile söz yazıyor.. Ben o kadar ilgili değilim sanırım."

Ben çok uykucu biri miydim yoksa Lucio'nun göğsüne yaslanınca onun huzur dolu kokusunda mı uykum geliyordu bilmiyorum ama yine gözlerim kapanmaya başlamıştı.

Lucio ellerini saçlarımda gezdirirken "Uykun mu geldi? " diye sorduğunda uykulu sesimle konuşmaya başladım.

"Nasıl anlıyorsun bunu?"

Uykum geldiğinde saçmalıyordum. Gözlerim istemsizce kapanıyordu ya da sesim mırıltı gibi çıkıyordu. Ama Lucio uykum geldiği zamanlar yüzümü görmeden veya sesimi duymadan bile "Uykun mu geldi?" diyordu her seferinde. Nasıl fark ettiğini hep merak ediyordum..

Sorduğum soruya saçlarımı okşamaya devam ederek cevap verdi.

"Nefes alışından.."

Nefes alışımdan.. Bunu daha önce de söylediğini anımsıyordum sanki.

"O nasıl oluyor?" dedim merakla. Uykusuzluktan bayılmak üzereyken bile vazgeçemiyordum merakımdan..

Lucio belimi kavrayıp beni yatağa yatırırken "Oluyor işte.." dedi. "Uykun geldiğinde nefes alışın daha düzenli oluyor. Daha sakin.. Fark ediliyor yani. O yüzden uyuyup uyumadığını anlamak çok zor değil.. "

VİŞNE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin