Bölüm 17: Gün Batımı Pembesi

896 124 85
                                    

------
Selamlarrr bebeklerimm..

Siz okumaya başlamadan önce bölümle ilgili minicik bir şey söyleyeyim. Bu bölüm bu hikayenin miladı olacak.. Umarım beğenirsiniz.

Keyifli okumalarr.
------
------

Bölüm 17: Gün Batımı Pembesi

(Bir hafta sonra..)

Siz hiç sabahları uyandığınızda, gözlerinizi bile açmadan, yarım saat boyunca öylece yatakta uzanıp kendi kendinize sırıtıyor musunuz, yoksa normal misiniz?

Eğer yapmıyorsanız, manyak olduğumu düşünebilirsiniz..

Son bir haftadır her sabah yaptığım şey buydu çünkü.. Uyanır uyanmaz Lucio'yu düşünüp kendi kendime gülümsemek ve delicesine heyecanlanmak.. Ve düşüncesi bile beni heyecanlandıran bu çocukla sevgili olduğumu hatırlayarak ona milyon tane kalp emojisi barındıran bir günaydın mesajı atmak.. Evet, bunu gerçekten yapıyordum ve ne kadar ergence olduğu umrumda bile değildi.

Ergendik çünkü.. Ergen olmak küçümsenecek bir şey değildi bana göre. Yetişkinliğe geçmeden önceki en güzel zamanlarımızdaydık ve aşkımızı böyle yaşamamız gerekiyorsa böyle yaşayacaktık.

Ki yaşıyordukta.. Sokaklarda el ele yürüyüp, sevgili olmamıza rağmen aptal aptal flörtleşiyorduk birbirimizle. İlerde bu günler için ne düşüneceğimi çok merak ediyordum ama şuanlık çok heyecanlı ve çok eğlenceliydi. Sürekli bu hallerimize gülüp duruyorduk.

Bu bir hafta benim için yer yüzünde cenneti yaşamak gibiydi.. Söylediğim tüm bu şeyleri yapmak, Lucio'yla vakit geçirmek, ona sarılmak, o beni her öptüğünde utanarak gözlerimi kaçırmak o kadar keyifliydi ki, herkesin yaşamasını istiyordum bu duyguları. Her ayrıntısına kadar anlatmak istiyordum yoldan geçen insanlara bile..

Yine bu rutin sabahımı yaşayıp, yatağımda uzanarak bunları düşünürken telefonuma gelen bildirimle doğruldum yerimden. Ekranı açıp baktığımda yine yüzümde aptal bir gülümseme oluştu.

"Sevgilim" adlı kişiden 1 yeni mesaj.

Onu telefonuma "Sevgilim" diye kaydettiğimden beri her bildirime tepkim böyleydi. Gülümsemek ve heyecanlanmak. Ben zaman geçtikçe bu heyecan geçer sanıyordum ama her gün daha da artıyordu sanki..

Ekran kilidimi açıp Lucio'nun mesajına girdiğimde keyifle arkama yaslandım.

Kimden:Sevgilim
"Bebeğim uyanmadın mı hala?"

Bebeğim.. Bebeğin seni yesin de gör..

Kime:Sevgilim
"Uyandım.. Günaydınn ❤️"

Ben uyurken dağılan saçlarımı toplamaya uğraşırken kahkaha atmama sebep olacak bir mesaj geldi Lucio'dan.

Kimden:Sevgilim
"Bir tane kalp? Küsmüşüz galiba.."

Anlaşılan onu da alıştırmıştım bu saçmalığa.. Milyon tane kalp görmeye alıştığı için bu tuhaf gelmiş olmalıydı. Ufak bir kahkaha attım.

Neye küsebilirdim ki? O kadar kusursuzdu ki, istesem bile küsecek bir şeyini bulamazdım. Trip bile atamıyordum ki ona..

Mesajını görmemin üstünden bir kaç dakika geçmişti ama bir şeyler düşünmekten cevap yazmamıştım henüz. Yazmak için telefonu elime aldığımda çalmaya başladı telefonum.

İki dakika bile sabredemiyor olmasına gülümserken gelen aramayı kabul edip kulağıma götürdüm telefonu.

"Efendim?"

VİŞNE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin